Maskeler...En gerçekçi problemimiz doğamızı gizlemek olabilir.Arzularımızı,duygularımızı,düşündüklerimizi belki daha fazlasını.Lars von Trier'in nemfomanyak filminde geçen bir sahne vardı.Sübyancı olan ama bununla mücadele edip hiç bir çocuğa zarar vermeyen adama madalya takılması gerektiğini savunuyordu başrolümüz çünkü cinselliğin insan doğasında en baskın duygu olduğunu ve bununla mücadele edip kazanmanın çok zor olduğunu düşünüyordu.Gerçekten doğuştan gelen duygularımıza hükmedebilmek,onlara karşı verilen savaşı kazanabilmek madalyayı gerektirirdi.Ama bu madalyayı çoğumuz hak edemezdik.Yaşadığımız her yaş karekter ve düşünce olarak farklıdır,daha doğrusu farklı olmak zorundadır ki eğer değilse bu bir problemdir.Küçük yaşlarda duygularımızı daha az belkide hiç gizlemeyiz.Bu yüzden küçük yaştaki çocuklar daha açık sözlü olur ama büyüdükçe duygularımızı,düşüncelerimizi gizler onlarla mücadele ederiz.Arkadaşlık kurarken dahi 15 yaşında tanıştığımız bir insanla 25 yaşında tanıştığımız birine aynı duruşu göstermeyiz.İşte maske tam olarak burda devreye girer.Belirli bir yaştan sonra tanıştığımız her insana çerçeve bir profil çizeriz fakat küçük yaşlarda tanıştığımız insana o profili çizme gereği görmeyiz.Zaten bu durumu düşünecek konumda da olmayabiliriz.Yaşımız ilerledikçe tanıştığımız her insana karşı maskemizi takar ondan sonra yolculuğa devam ederiz.Bize sunulan ortalama bir insan profilini doldurmamız gerekir çünkü.Fakat kimi insanlar gerek duymaz bu maskeye ve onları da dışlarız yavaşça toplumdan.Marjinal yada farklı dediğimiz insanlar olur genelde onlar.Belkide en iyi hayat standart bir insan olarak yaşayabilmektedir,maskemizi takarak normal tanımına uygun,sıradan biri olarak toplumda kabul görerek yaşamak.