Merhaba. İyi okumalar millet!💜
Hatırlatma
*"Yo. annemi ararım izin verir. Evet (babanın adı) amcamı görürüm. Babam da selam söylemişti " diyor.
Jin kendi yetmezmiş gibi ailenizi de arkadaş yapmış , hatta daha ileriydi...* şöyle :
Kendi babasıyla senin babanı tanıştırıp iş ortağı yapmıştı.
Annenle kendi annesini de kaynaştırmaya çalışıyordu. Hatta başarmaya başlamıştı bile.
Neyse aşağı iniyorsunuz. Jin annesinden izin alıp yemeye kalıyor. İçinden" Ah... bu çocuktan kurtuluş yok mu acaba? Söyleyin yapacağım yani" diyerek mutfağa ilerliyorsun. Annene yardım etmek için girdiğinde Jin'i kafasına önlüğü geçirirken görüyorsun. Bu görüntüye göz deviriyorsun. Sende tabakları alıp masaya yerleştirmeye başlıyorsun. Bu arada kapı çalıyor ve bakmak için gidiyorsun. Babanın yanında kim var dersiniz? Jin'in annesi ve babası tabi ki. Gülümseyerek içeri davet ediyorsun.
Bu arada kardeşin zıplaya zıplaya babana koşuyor. Sen de elinde salatayı götürürken görmüyorsun. Salata elinden havalanıyor. Tabak başka yerlere gidiyor. Sen desen başka yerlerdesin. Ağzından çığlık çıkıyor tabi. Salata kafana gelecekken Jin seni çekiyor. Bayağı yakınsınız. Jin in muhteşem yüzünü yakından baktığın için daha da heyecanlanıyorsun. Kalbin hızlıca çarpmaya başlıyor.
Bütün gözler üzerinizde normal olarak. Durumu yeni çakıyorsun ve ayrılıyorsun Jin'den. Yüzün de salata gibi rengarenk. Değişik renklere giriyor. Yutkunup mutfağa depara kalkıyorsun. Uçarak girdiğin mutfağa elinde bezle geri gidiyorsun içeri. Salatayı temizlemeye çalışıyorsun gözlerini kaçırarak. Jin de utanmışa benziyor. O da tabak kırıklarını topluyor. Annen de size yardım ediyor. Annenin gelmesiyle utancını en zirvelerede yaşıyorsun. Mutfağa gittiğinde annen de geliyor. Sana:
"Kızım dikkat etsene. Bir daha yap salatayı. Ah bu cadı kardeşin yok mu? Neyse çabuk ol" Annen gittikten sonra Jin tabak kırıklarıyla içeri geliyor. Çöpe atarken kırık eline gelince kanamaya başlıyor.
"Ay Jin iyi misin? Dur suya tutalım." Deyip elini suya tutuyorsun. Sonra yarabandı filan gerekenleri alıp Jin in yanına gidiyorsun. Pansuman yaptıktan sonra:
" iyisin değil mi? Dalgınlığıma geldi. Görmedim cadıyı." Dediğinde Jin eşsiz gülümsemesini sunup:
"İyiyim. Pansuman için teşekkür ederim. Sorun değil olur öyle aksilikler. " diyor.
Annen adını seslenince salatayı yapmadığın aklına geliyor. İçinden" Ayy. Unuttumm !" Diyip aceleyele malzemeleri yıkamaya başlıyorsun.
Jin :
"Ben de yardım edim" diyor. Sen:
"Jin elin kesildi gerek yok" diyorsun. Jin de sana:
"Parmağıma gelmedi. Yardım edebilirim " deyip domatesleri doğramaya başlıyor. Sen de diğer malzemeleri doğramaya başlıyorsun.
Bitiriyorsunu ve içeri geçiyorsunuz. Sizi bekleyen annem salatayı alıp masaya koyuyor ve oturuyorsunuz Jin ile karşılıklı. Utandığından düzgün yemek bile yiyemiyorsun. Tabi Jin bütün yemekleri mideye gönderiyor.
Jin'in annesi konuşmaya başlıyor sana bakarak:
"Ee okul nasıl gidiyor? Jin beraber ders çalışacağınızı söyledi. Hocalarınız seçmiş" dediğinde sadece kafa sallıyorsun.
Jin ağzındaki yemeklerle:
"Ovot onno. Borobor dors çoloşcoz oko hofto boyonco."( evet anne beraber ders çakışcaz iki hafta boyunca) Dediğinde herkes Jin'in bu haline gülüyor. Sen de tebessüm ediyorsun.
Jin'e ne kadar sinir olsan da onu görünce mutlu oluyorsun. Gülümsemesini saatlerce izlemek istiyorsun bazen. Bazen de onu alıp saklamak istiyorsun kendine. Okulda zaten bütün kızlar yetecekmiş gibi bakıyorlar. "Jin'in bu halini görseler böyle düşünmezler" diye geçiriyorsun içinden. Okulda çok havalı ve çekici duruyor. Ama bi o kadar da sevimli ve salak.
Sen böyle düşünürken Jin bile yemeğini bitirmiş kalkmaya hazırlanıyor. Sen hala etrafa bakıyorsun mal mal....
Devam edecek. Esen kalın 💕💕💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BTS İle Hayal Et
FanfictionSadece hayaller istediğin gibi olur, istediğin gibi yönlendirirsin. Sen de gel beraber yönlendirelim, beraber hayallere dalalım...