AIW 36 - An Angel In The Shape Of My Mom

1.6K 79 49
                                    

Selam! Bu kadar çabuk beklemiyordunuz değil mi? Biliyoruuum, ama ben artık finale kadar hızla yazmaya karar verdim. Son birkaç bölümü keyifle okuyun :)

Bölüm sonuna yorumlarınızı bırakmayı unutmayın. Hepinizi kocaman seviyorum ♥️

Bölüm şarkısı:
Jason Mraz - I Won't Give Up


İyi okumalar...



3 Ay sonra

"Diz çöktü önümde böyle... Sen beni meğer o yüzden otele götür hazırlık yap. Mayıs dedi. Sen dedi. Sonsuza deh dedi, benim dedi nikahlı eşim karım bitanem evimin kraliçesi çocuklarımın anası olur musun dedi... Bak dedim Nashciğim, aşkım gülüm mavi gözlü sevdiceğim, yahu ayıpsın yes dedim until my last breath dedim yav!"

"Şu antepli olanlardan uzatsana biraz ya," kahvemi yudumladım, normalde içtiğimden daha acıydı bu beceriksiz Mayıs evlendiği adamı kesinlikle zehirler, eminim "Güllüler beni sarmadı. Daha doğrusu kesmedi, gönder buraya gönder"

"Annen Cam için gönderdi onları ayı. Çocuğun rızkını 15 dakikada yedin bitirdin, yazıklar olsun!" umursamadım, omuz silkip tabağı işaret ettim bana doğru yollaması için. Bakmadan bana doğru ittiğinde mutlulukla yakaladım tabağı. Yiyecek görünce neşeleniyordum ulan, bugünlerde öyle çok yiyordum ki çikolatayı karşımdaki sandalyeye oturtup ortamızda mumla romantik bir akşam yemeyi yiyecek kadar seviyordum artık.

"Ne yapayım, lokumu sevdiğimi biliyorlar o zaman 4 kutu yollasalarmış." Kahveden dudak ucuyla aldığım yudumla birlikte fıstıklı lokumlardan bir tanesini ağzıma tıktım. Ihm... tazeymiş birde saray lokumu gibi. Cameron'ın üzerinden anneme prim yapıp daha fazla yiyebilirim artık, sonra gelsin tatlılar...

"Zaten 3 kutuyu sen yedin nerdeyse, daha nerene yiyeceksin az kaldı yüzün pembe olacak lan. Lokum yemekten birazdan amerikan lokumu olup Jelibona dönüşeceksin. Pes yani."

Kahveden son bir yudum daha alıp, yüzümü ekşiterek tabağına geri bıraktım "Sana şekerli yap dedim değil mi? Bune böyle. Acılıktan içemiyorum. Birde sözlendik diyorsun, Nash'e şimdiden acıyorum."

Mayıs kollarını bağlayıp *tüh sana yazıklar olsun* bakışını yolladı bana karşımdaki sandalyeden. Bilmiyorum, bu aralar hayatımda çok fazla değişik vardı. Mutluydum. Evlendiğimiz 3 ay olmasına rağmen aramızda bir kere dahi problem çıkmadı. Cam kendimize ait yeni bir ev aldı, bir sürü seyahatler, iş gezileri... Onunla birlikte o kadar fazla yere gittim ki sanki bende onunla çalışıyordum. Artık asistanı haline gelmiştim. Evde kaldığım bazı zamanlarda, depresyona girmiş kedi gibi günlerce kapıyı izliyordum o gelene kadar. Zaten geri geldiğinde bana bayram oluyordu, baş başa vakit geçirdiğimiz zamanlar paha biçilmezdi. Sarılıp odamızda film izlediğimiz, beraber hazırladığımız kahvaltılar, canı sıkılıp benimle sırf didişip öpücükle sonlandırmak için yaptığı gıcıklıklar. Oturup kavga bile etsek, onunla geçirdiğim zamanı hiçbir şeye değişmem. O büyüdükçe, ünü arttıkça... Ne yazık ki birbirimize ayırdığımız vakitler kısalmaya başlamıştı. Lâkin her ne olursa olsun, beni ilgisiyle beslemekten vazgeçmiyordu.

Ama şunu söylerken gurur duyuyorum... Cam benim tanıştığım o "Viner çocuk" değil. Büyüdü, sorumluluklarını bilen bir "Adam" oldu. Gözlerimin önünde o olgunlaşırken, bende büyüdüm. O başarılı bir erkek oldu, hem ailesini hemde eşini gururlandıran çalışkan ve azimli bir erkek. Bense, sadece onu ardından gülümseyerek izliyordum. İçimde bir burukluk yok değildi, önceden küçük sırrımken şimdi gitgide herkesin bilip sevdiği birine dönüşüyordu.

All I Want | Cameron DallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin