Sabah, kapının tıklatılmasıyla Chanyeol ve Baekhyun aynı anda gözlerini açtı. Aralarında, neler döndüğünü kavramaya çalışıyorlarmış gibi uzun, tuhaf bir bakışma geçti.Chanyeol, gözlerini açar açmaz gördüğü yüzün Baekhyun'un yüzü olduğunu, üstelik onun elini tutarak uyuduğunu kavradığında panik içinde bağırdı. Aynı anda Baekhyun da durumlarını fark etmişti ki, kendini geriye itip bağırarak ona katıldı.
Kapıyı tıklatmakta olan Bayan Park, bağırışmaları duyunca hızla odaya daldı.
Chanyeol, basılmış gibi yatağın üzerindeki yorganı aldı ve hemen üzerine çekti. Üstelik çıplak da değildi!
Bu, annesinin olayı daha da yanlış anlamasından başka hiçbir şeye sebep olmamıştı. Kadın, ne diyeceğini bilemeyerek, biraz da kızararak odadan tekrar çıktı."N-ne?" diye sordu Baekhyun kendi kendine.
Chanyeol, şok etkisinden kurtulmayı başarıp ayağa kalktı. Güne Baekhyun'un yüzüyle başlamayı beklemiyordu, o kadar. Bu kadar panik olmasının sebebi buydu.
"Dostum," dedi Chanyeol kalp ritmini düzene sokmaya çalışırken. "Beni korkuttun."
Baekhyun, gözlerini ovalayarak esnedi.
"Asıl sen beni korkuttun," diye söylendi. "Ne diye bağırıyorsun? Sabahları bu kadar çirkin göründüğün yetmiyormuş gibi..."
Chanyeol, şaşkınlıkla onu izledi. Arkadaşının, sabahları oldukça huysuz olduğunu zaten biliyordu fakat henüz tam anlamıyla uyanamamışken nasıl oluyordu da hakaret edebiliyordu?
"Sen kendine bak," dedi Chanyeol, başını olumsuz anlamda sallarken. "Leş gibi kokuyorsun."
Baekhyun, kolunu kaldırıp kendini kokladı ve hemen sonra suratını buruşturdu.
"Sızmış olmalıyım," diye mırıldandı.
Chanyeol, anında olanları anımsayarak ilerledi, iki-üç adımda Baekhyun'un yanına geçti.
"Hatırlattığın iyi oldu," dedi Baekhyun'a gözlerini dikip. Kafasına bir tane patlatmayı da ihmal etmedi.
Zaten başı ağrımakta olan Baekhyun, acıyla sızlandı.
"Ne vuruyorsun?" diye sordu başını ovuştururken.
"Salak gibi sızdığın için seni buraya kadar sırtımda taşıdım," Chanyeol, ellerini hüzünlü bir biçimde başına koyup sesini inceltti. "Taeyeon ile ayrıldık, Chanyeol. Şimdi ne yapacağım? Onun o muhteşem gülüşü ve parlak saçları olmadan nasıl yaşacağım? O benim güneşim, Chanyeol. Güneşim!"
Baekhyun, ucuz taklidine kaşlarını çatarak baktı. Gerçekten tüm gece zırvalamış olsa bile Chanyeol onunla ilgilenmek zorundaydı. Dost olmanın temel kuralı bu değil miydi zaten?
"Ölmek mi istiyorsun?" diye tehdit etti Baekhyun, hala taklidini yapan Chanyeol'u.
"Onun, o çiçek kokusunda boğuluyorum, Chanyeol..." Chanyeol, umursamadan devam etti. "Ömrümün kalan kısmını, onu uzaktan izleyen bir ezik olarak geçireceğim."
Baekhyun, yatağın üzerine çıkıp oradan Chanyeol'un üzerine zıpladığında ikisi birlikte yere devrildi. Baekhyun, Chanyeol'un saçını çekiyor ve onu ara sıra hafifçe tokatlıyordu.
Chanyeol, ondan kurtulmak için didinip dururken odanın kapısı bir kez daha açıldı ancak bu defa içeri giren Sehun'dan başkası değildi.
"Kurtar beni!" diye bağırdı Chanyeol, üzerindeki Baekhyun'u var gücüyle ittiriyordu.
Sehun ise şok içerisinde görünüyordu. Gözlerini olabildiğince açmıştı, dudakları da aralıktı.
"Az önce," dedi Sehun onlara korkutucu gözlerini dikmeye devam ederken. "Annen sevgili olup olmadığınızı sordu."
"Ne?"
Chanyeol, hızla ayağa kalkmış, Baekhyun'u neredeyse odanın diğer ucuna fırlatmıştı.
"Annem gay olduğumu mu sanıyor?" diye sordu Chanyeol şaşkınlıkla.
Baekhyun, köşede kıs kıs gülüyordu. Chanyeol onunla dalga geçtiği için şimdi o da onunla dalga geçecekti.
"Neden olmasın?" dedi Baekhyun sinsice. "Zaten ben hep senden şüphelenmişimdir."
"Eğer ben gay oluyorsam, sen de gay oluyorsun geri zekalı!"
"Sizi küçük aşk kuşları," diye mırıldandı Sehun tatlı bir edayla. İkisi de kafası karışmış bir biçimde ona bakıyordu. Sehun uzanıp Baekhyun'u kendine çekti.
"Bir öpücük versene, Baek." Dudaklarını Baekhyun'un yanağına yaklaştırmaya başladı.
Bir an sonra ise Baekhyun yine odanın köşesine savruldu.
"Arkadaşımı öpmesen iyi edersin," dedi Chanyeol, Baekhyun'u geriye çektikten sonra. "Bunu sana daha önce de söylemiştim."
Sehun, gülerek "Arkadaşını mı, sevgilini mi?" diye sordu.
"Kimsenin gay olduğu falan yok," dedi Baekhyun. Sehun'a gözlerini dikti.
"Ama beni bir daha öpmeye çalışırsan senin öyle olduğunu düşüneceğim."Sehun umursamazca omuz silkti.
"İstediğini düşün."
Chanyeol, annesi geldiği zaman çektiği yorganı yeniden yatağına sererek bir iki dakika oyalandı. Annesi bunu cidden sormuş muydu yoksa Sehun salakça şakalar mı yapıyordu emin değildi. Yine de bunun düşüncesi bile onu rahatsız etmişti.
İşini bitirdikten sonra konuyu değiştirmek ister gibi "Sen niye geldin?" diye sordu Sehun'a.
"Matematik ödevi için," dedi Sehun bıkkın bir biçimde. Odadaki kimsenin matematiği sevmediği aşikardı.
"Ne ödevi?" diye sordu Baekhyun. Birkaç gündür okula gitmediği için ödevden haberi yoktu. Gerçi gittiğinde bile dersi dinlemiyordu.
"Matematik," dedi Sehun.
"Vay canına, Sehun." Chanyeol dalga geçti. "Baekhyun'u nasıl da aydınlattın."
Sonra Baekhyun'a döndü. Sorumsuz arkadaşına dikkatlice baktığında aslında kafasının biraz olsun dağılmış olduğunu gördü. Dünkü kadar hüzünlü değildi.
"3 hafta sürecek bir ödev," diye açıkladı Chanyeol. "Öğretmen, yıl sonu notumuzu etkileyeceğini söyledi o yüzden ödeve biraz olsun özen göstermeliyiz. Herkes bir grup oluşturdu. Sen de bizim grubumuzdasın."
"Başka kim var?" diye sordu Baekhyun.
Sehun, "Kim Jongin ve Junmyeon," dedi. Gözlerinde memnuniyetsiz bir ifade vardı.
Baekhyun, yüzündeki ifadeyi anında yakalamıştı ama nedenini anlayamamıştı. Sonuçta hepsi arkadaştı.
"Neden suratını astın?" diye sordu Baekhyun.
"Çünkü hiçbirimiz matematikte iyi değiliz!" Sehun yakınarak yatağa oturdu.
"En azından bir kişi olsaydı, bu ödevi kolayca hallederdik.""Ve ayrıca grupta neden hiç kız yok?"
Chanyeol de sızlanarak onun yanına oturdu. Koca sınıfta kız olmayan grup sadece onlarınkisiydi.Baekhyun, yanlarına geçti ama yakınmıyordu. Hatta yeniden hüzünlenir gibi olmuştu.
"Ben bu aralar kızlardan uzak dursam iyi olacak," diye mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FRIENDS ㅣCHANBAEK
Fanfiction"Dost muyuz?" "Dostuz." Hakları tamamen unicorn'uma aittir. Büyük ihtimalle yetişkin içerik içerecek ama söz veremem. Biraz texting, biraz writing falan işte.