8. Bölüm-Gel Benimle II

203 8 6
                                    

Selin'in ağzından

Depoya ilk geldiğimde şaşkına dönmüştüm. Kurstaki insana huzur veren resimlerin aksine karanlık bir  hava hakimdi. Boya, boyayı açmak için kullandığı garip sıvılar,yoğunlaştırıcılar uzun bir süre öksürük krizinde kalmanıza sebep oluyordu. Keskin kokuların ciğerlerinizi yaktığını hissediyordunuz. Bana resimlerini gösterdi. Hepsi çok güzeldi, fazla mükemmeldi... Aralarından bir tanesini seçti. Oldukça kolay bir resim gibi duruyordu. Ancak onun kusursuz fırça darbeleriyle mükemmelleşmişti. Tshirtünü çıkardı ve ilk başta oldukça dikkatimi çeken büyük metal masaya oturdu. Beni kendine çekti ve elime bir bıçak tutuşturdu.

"Başla bakalım çizmeye"

Şimdi burdayım işte. Yine bu ciğerlerinizi ateşe vermiş hissini uyandıran karanlık depoda. O yine bu masanın üstünde ben elimde bir bıçak tutuyorum. Yanımda küçük bir ateş makinası ve adını dahi bilmediğim garip demir aletler var. Yuvarlak içi boş bir demir parçası alıp ateşe tutuyorum. Sonra o demir parçasını göğsüne bastırıyorum. Alnından büyük taneciklerle terler dökülüyor, gözlerini sımsıkı kapatmış. Dişlerini sıktığını fark ediyorum ama pek fayda ettiği söylenemez. Sivri uçlu demiri alıp yuvarlağın kenarlarını dalgalandırıyorum. Belki de dövmeci olmalıyım. Bu konuda iyi olduğum kesin ayrıca insanların acı çekmesi de etkilemeyecektir beni... Burak' a kendi ellerimle acı çektirebiliyorum ben. Bu, bu ben miyim? Kötü olmak istemiyorum. Siyah olmak istemiyorum. Etrafımdaki insanların benden korkup uzak durmasını istemiyorum. Ben yalnız kalmak istemiyorum! Burak' ı sevebilirim ama ona benzemek gibi bir derdim yok. Benim sevmek gibi bir derdim de olmamalı aslında... O benim dengemi bozuyor. İhtiyacım olan şey bana değer verecek biri. Benim Burak'a değer verdiğim kadar. Hatta belki benim verdiğim değerden bile çok daha fazlası...

 '' Ve bir karar verdim Selin. Asla aşık olmayacağım. Aşk sadece bir kandırmaca, en zayıf anında seni vurmak isteyen silahların önünde duran küçük bir perde.Kendisine çeken, güzel duran,güven veren bir perdeden daha fazlası değil. Sadece daha fazla acı çekebilmemiz için silahların önüne koymuşlar. Hazırlıksız yakalanalım diye en güzel şekilde süslemişler. ''

''E-evet haklısın.Burak bugün benim erken çıkmam lazım. Üzgünüm. Yarın yine konuşuruz tamam mı?''

Cevabını beklemeden depodan çıktım. Bir süre sonra göz yaşlarımın dökülmesine izin verdim. Bana aşık olmadığını zaten biliyordum ama asla olamayacağı düşüncesi canımı çok fazla yakıyordu. Evin önüne geldiğim zaman Onur'un kapıda olduğunu gördüm. Beni fark edince hemen yanıma geldi. Kollarına bana sarmasına ve ne olduğunu bilmemesine rağmen geçtiğine dair kulağıma bir şeyler fısıldamısına izin verdim. Ona Burak'ı anlatamazdım. Ondan asla vazgeçemeyeceğimi ve onun asla beni sevmeyeceğini.. Aynı benim de Onur'u sevmeyip ilgisine muhtaç olduğum gibi. Ağlamaktan acımaya başlayan gözlerim kapanırken aklımdan Burak'ın son sözleri gitmiyordu. Bir de aylar önce gel benimle deyişi...

Üşengeç -Bir ara final yazmayı umuyorum.-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin