4.Bölüm -Antlaşma

360 30 13
                                    

  Sabah olmuştu nihayet.Yeni yeni ağarmıştı gün.Eğlenceden dönenler için ise uyku vaktiydi.Eve dönüş vaktiydi yani.Yong Hwa, uyumamıştıya bütün gece, Işıl 'da uyumamış,onun eve dönmesini beklemişti.Maalesef,almış olduğu sorumluluk bunu gerektiyordu.Yani Jung Yong Hwa 'nın neden olacağı uykusuz gecelere startını vermişti Işıl.
  Merdivenlerde karşıladı Işıl,küp gibi sarhoş Yong Hwa'yı.
  Işıl :-Nihayet,gelebildiniz beyefendi.
  Yong Hwa :-Ooo!Sende mi buradaydın?
  Işıl :-Ben hep buradaydım da siz anca teşrif edebildiniz evinize.
  Yong Hwa Işıl 'a baktı uzunca.O kadar sarhoştu ki onu çift görmeye başlamıştı.
  Yong Hwa:-Yanında ki ikiz kardeşin mi?Olamaz. Bela Birken, iki oldu.
  Işıl :-Bu hâlde beni görmen bile bir mucize.Neredeydin bu saate kadar sen?
  Yong Hwa:-Sana ne?Dedi ve tökezleyip,yere düştü.
  Işıl :-Hey Allahım.Dedi ve yanına indi.Kaldırmaya çalıştı yerden.
  Işıl :-Bu zıkkımı içecek ne var anlamadım ki.Üstelik nasıl da pis kokuyor.Dedi ve Yong Hwa'nın kolunu kendi omuzuna attı.
  Yong Hwa:-Bırak beni. Senin yardımına ihtiyacım yok.
  Işıl :-Bırakayım da yere yapış değil mi?Şu hâline bak.Ya başına bir iş gelseydi?Ya bir yerde sızıp kalsaydın?Gözlerin açılmıyor bile.Eve nasıl geldin ona bile inanmıyorum.Dedi ve merdivenleri çıkarmaya başladı.
  Yong Hwa:-Biliyor musun? Sabah sabah hiç çekilmiyorsun.
  Işıl :-İnan hislerimiz karşılıklı.
  Yong Hwa :-Dilin de pabuç kadar. Bir kere de karşılık verme.
  Işıl :-Konuşma da yürü.
  Odaya gelmişlerdi.
  Yong Hwa :-Yine yapamadım.Öpemedim yine.
  Işıl :-Ne öpmesi?Kimi öpemedin?
  Yong Hwa:-O kızı.
  Işıl :-Aşık filân mı oldun sen?Dedi ve Jung 'u yatağına yatırdı.
  Yong Hwa :-Sorma.Sorun büyük.Dedi ve sızdı.
  Işıl :-Sayıklıyor galiba.Neyse.Dedi ve üzerini örtüp,çıktı odadan.
  Kahvaltı vakti gelmişti ama hâlâ mışıl mışıl uyuyanlar vardı. Işıl, Jung Yong 'un odasına geldi, kapıya vurdu ve içeri girdi.
  Işıl :-Şu odanın hâline bak.Çöplüğe dönmüş.Nasıl temizlenecek burası?Dedi ve yerde ki tişörtü alıp,kenara koydu. Sonra Yong Hwa'ya baktı."Haydi Bismillah"dedi ve yanına gitti.
  Işıl :-Yong Hwa, uyan haydi yemek vakti geldi.
  Yong Hwa:-Git başımdan.
  Işıl :-Seni kahvaltıya bekliyoruz kalk artık.
  Yong Hwa gözlerini araladı ve kısıp,Işıl 'a baktı.
  Yong Hwa:-Sana gitmeni söyledim.Neden hâlâ buradasın? Dedi ve yorganın altına girdi.
  Işıl :-Bende kalkmanı söyledim ve kalkacaksın.Deyip,yorganı tekrar açtı.
  Yong Hwa yatağın içinde oturmaya başladı.
  Yong Hwa:- Senin  uykun filân yok mu?Gidip yatsana.Ya da en azından beni rahat bırak.Sabah sabah tepemde belirmişsin.
  Işıl :-Ben senin gibi geceleri gezmiyorum.Uyuyorum.Sabahları da uykumu almış olarak kalkıyorum bu sayede.
  Yong Hwa :-Dün gece ayaktaydın ama.
  Işıl :-En azından eğlenmek için değil de işim gereği ayaktaydım.
  Yong Hwa :-Seninle çene yarıştıramam uykum var.Çık odamdan.Dedi ve yattı.
  Işıl :-On dakikan var.On dakika sonra geldiğimde kalkmazsan, kötü bozuşuruz.Dedi ve çıktı.
  Yong Hwa:-Sanki bir şey yapabileceksin.Dedi ve yorganı başına çekti.
  Yemek masası hazırdı.Başındakilerde.Ama Yong Hwa hâlâ gelmemişti.
  Bayan Mi Ja :-Galiba yine gelmeyecek.
  Işıl :-Son üç dakika.Dedi ve ayağa kalktı.
  Bayan Mi Ja :-Ne inatçıdır o bilemezsin.
  Işıl gülümsedi ve hizmetliye döndü:-Bundan sonra yemek saatleri dışında Bay Jung Yong 'a yemek verilmeyecek.
  Bayan Mi Ja :-Ama...
  Işıl :-Oğlunuz için endiselendiğinizi biliyorum.Ama bunu yapmamız gerek.Dedi ve ilerledi.
  Bayan Mi Ja :-Nereye gidiyorsun?
  Işıl :-Oğlunuzu yemeğe getirmeye.
  Işıl odaya girdi.Durum aynıydı.Jung Yong yataktaydı.
  Işıl :-Demek kalkmıyorsun.
  Yong Hwa :-Gider misin başımdan?Diye seslendi yorganın altından.
  Işıl hızla yorganı açtı, eğildi ve yerdeki kovayı alıp,Yong Hwa'nın üzerine bir kova suyu döktü.
  Yong Hwa, neye uğradığını şaşırmıştı.Sıçrayarak kalktı yaraktan.
  Yong Hwa :-Sen,sen delirdin mi?Ne yaptığını sanıyorsun?Dedi bağırarak.
  Işıl :-Uyandırma servisi.
  Yong Hwa :-Ben şimdi sorarım sana.Dedi ve Işıl 'ı kovalamaya başladı.
  Işıl :-Bırak peşimi.
  Yong Hwa  :-Gel buraya.Şu hâlime bak.
  Işıl :-Çağırınca kalksaydın sende.
  Yong Hwa :-Buraya gel.
  Işıl odadan çıktı ve kapıyı kapattı. Kapının kolundan sıkıca tutuyordu.Yong Hwa içeride kalmıştı.O da açmak için çekiştiriyordu kapının kolunu.
  Bayan Mi Ja ve Bay Kim ise hayretle bakıyorlardı onlara.
  Yong Hwa:-Aç şu kapıyı.
  Işıl :-Hayatta açmam.
  Yong Hwa:-Aç dedim.
  Işıl :-Git üzerini değiştir.Ayrıca kahvaltıya da in.Bundan sonra yemeğe gelmeyene yemek yok ona göre.
  Yong Hwa:-Sen çok oldun artık. Dedi ve kapıyı hızla açtı.Erkek gücü bu kızlarınki ile bir olur mu?Kapı açılır açılmaz Işıl, içeri savruldu.Ne savruluş.İki adım attı ve Yong Hwa 'ya çarptı. Elleri göğüsündeydi  Yong Hwa'nın.Bir anlık refleks ile Yong Hwa'da Işıl 'ın belinden tutmuştu.Bir anda olmuştu her şey.
  Işıl,yavaşça kaldırdı başını. Göz göze gelmişlerdi Yong Hwa ile.Islak saçlarından damlayan su Işıl 'ın irkilmesine neden oldu ve geri çekildi.
  Işıl :-Özür dilerim.Üzerini değiştir.Hastalanma.Dedi ve hızla çıktı odadan.
  Yong Hwa 'ya kal gelmişti sanki.Sonunda kıpırdayabildi ve üzerini değiştirmeye gitti.
  Işıl,kahvaltı masasındaydı.
  Bayan Mi Ja :-Demin ne oldu öyle?
  Işıl :-Üzgünüm efendim.Benim yüzümden yemek yarım saat gecikti.
  Bayan Mi Ja :-Ondan bahsetmiyorum.Şu koşuşmadan.
  O anda Yong Hwa, üzerini değiştirmiş,merdivenlerden iniyordu.
  Bayan Mi Ja :-Oğlum,yemek yiyecek misin?
  Yong Hwa :-Hayır, çıkacağım. Dedi ve göz ucuyla Işıl 'a baktı. Az önce olan şey, Işıl 'ın sessiz kalmasına neden olmuştu. İlk defa.
  Bayan Mi Ja :- Yong Hwa.Sen dışarı da yemek yemezsin.Aç karnına mı gidiyorsun?
  Yong Hwa:-Ben başımın çaresine bakarım.Dedi ve çıktı.
  Bayan Mi Ja yerine oturdu.Elini çenesine koydu.
  Bayan Mi Ja :-Hep beraber mutluluk ile yemek yediğimiz o günleri özledim.
  Işıl :-Sizden,biraz daha sabırlı olmanızı istiyorum.
  Bayan Mi Ja :-Bazen gerçekten onunla ilgli tüm ümitlerimi kaybediyorum.Jung Yong 'u tamamen kaybettiğimi düşünüyorum.
  Işıl :-Bence o sizi hâlâ çok seviyor.Bundan şüpheniz olmasın.
  Bayan Mi Ja :-Sana ne kadar çok güvendiğimi anlatamam Işıl.
  Işıl, bu cümle karşısında korkmuştu.Bayan Mi Ja 'nın kendisine olan güveni altında eziliyordu sanki. Sorumluluk çok ağırdı ve altında kalmak korkutuyordu onu.Gülümsedi. Gülümsedi ama endişe ile harmanlanmış,zoraki bir gülümseme idi.
  Akşam olmuştu.Yong Hwa bu gün erkenciydi eve gelmişti ama kalıcı değildi.
  Yong Hwa :-Akşam yemeğimi hazırlayın lütfen.Çıkacağım.
  Hizmetli:-Efendim,Bayan Işıl,yemek vaktini geçirenler için bir daha yemek hazırlanmamasını emretti.
  Yong Hwa:-Ne?
  Hizmetli:-Üzgünüm efendim.
  Yong Hwa :-Ben şimdi sorarım ona.Dedi ve hızla Işıl 'ın odasına geldi ve kapıyı açıp girdi. Işıl, masaya oturmuş,ders çalıyordu.
  Işıl:-Ooo,bu gün erkencisiniz beyefendi.
  Yong Hwa:-Sen kim oluyorsun da benim yemeğime karışıyorsun?
  Işıl :-Dadın.Hâlâ öğrenemedin mi?
  Yong Hwa:-Bu Bayan Mi Ja ve senin düşüncen.Benim değil.
  Işıl :-Sana kuralları hatırlatmıştım değil mi?Bu saatten sonra bu evde bir şey yiyemezsin.Ama istersen,dışarıda yiyebilirsin.Özgürsün.
  Yong Hwa :-İnan bana bu yaptıklarını sana ödeteceğim.Dedi ve tam çıkıyordu ki Işıl arkasından seslendi.
  Işıl :-Bu arada konuşmamız gereken bir konu daha var.
  Yong Hwa:-Yine ne saçmalayacaksın?
  Işıl :-Şöyle otur istersen.
  Yong Hwa oturdu.
  Işıl:-Bundan sonra,benim kurallarıma uyacağını umuyorum.En azından kendi iyiliğin için.
  Yong Hwa :-Sen hangi hayal dünyasından fırladın geldin bilmiyorum ama senin kural dediğin ama benim için bir yığın saçmalık olan o şeylere uyacağımı düşünüyorsan,kendini hayal kırıklıklarına hazırlasan iyi edersin.
  Işıl :-Yong Hwa, biliyor musun okuldakiler senin hakkında ne düşünüyorlar?
  Yong Hwa :-Ne düşünüyorlarmış?
  Işıl :-Yakışıklı,karizmatik,kendine has bir havası olan,özgür ruhlu bir genç.
  Yong Hwa kendinden emin bir edâ ile:-Biliyorum zaten.Bana neden bunu söylüyorsun şimdi?
  Işıl :-Sence,elimdeki bu antlaşma kağıdını görselerdi aynı şeyleri düşünürler miydi?Hani meselâ şu cümleyi okusalar;Jung Yong Hwa 'nın dadısı.Dadı.Nerde kaldı özgür ruhlu genç.
  Yong Hwa:-Sen beni mi tehdit ediyorsun?
  Işıl :-Tehdit değil.Hani olurda okulda duyulursa diyorum.
  Yong Hwa, Işıl 'ın elinden kağıdı çekti ve yırttı.
  Yong Hwa :-Artık dadım filân değilsin.
  Işıl :-O elindeki fotokopiydi.Dedi ve eğilip,yerden bir tomar antlaşmanın olduğu kağıt çıkardı.
  Yong Hwa:-Bunlarda ne?Erinmeden bunları bastın mı?Dedi şaşkınlıkla.
  Işıl :-Eğer,kurallara yani o senin için saçmalık olan şeylere uymazsan,bu kağıtların her birini okulun her yerine yapıştırırım.Ve biliyorsun,yaparım.O karizmandan eser kalmaz.Rezil olursun.
  Yong Hwa, köşeye sıkışmıştı.Fena hemde.
  Yong Hwa :-Sen ne biçim bir kızsın böyle? En büyük fırsatta seni bu evden attıracağım.İşte o zaman, beni tehdit etmek neymiş göreceksin.Dedi ve çıktı.
  Işıl :-Sabah sahvaltısı dokuz buçukta.Diye bağırdı arkasından.
  Gece bir buçuk,iki.Açlıktan kıvrım kıvrım kıvranan biri var.
  Yong Hwa:-Bu kızı fazla hafife almışım.Açlıktan öleceğim şimdi.En iyisi kalkıp,bir şeyler yiyeyim.Dedi ve mutfağa indi.Ama orada da karşısına Işıl çıktı.Hemde elinde henüz yeni yapılmış,sandviç ile.
  Işıl :-Acıktın mı?
  Yong Hwa :-Hayır. Sadece su içmeye indim.
  Işıl :-Hıı eminim öyledir.
  Yong Hwa, buz dolabını açtı ama gördüğü manzara pekte iç açıcı değildi.
  Yong Hwa:-Dolapta hiç bir şey yok.Nereye gitti onca şey.
  Işıl :-Bilmem.
  Yong Hwa:-Bu yaptıklarının savaş demek olduğunu biliyorsun değil mi?
  Işıl :-Savaşa değilde savaşı kimin kazanacağına bakarım ben.Su iç bence.Tok tutar.Dedi ve sandviçini alıp odasına gitti.
  Yong Hwa, aç karnına bir bardak su içti ve bardağı hızla tezgahın üzerine koyup,odasına çıktı.Yatağına yattı.
  Yong Hwa:-Bir şey yapıp,bu kızı bu evden göndermeliyim.Bir şey ama ne?Ah!Karnım çok açım çok.
  O anda kapı çaldı.Işıl elinde sandviç tabağı ile içeri girdi.
  Yong Hwa :-Gündüz işkencelerin bitti şimdi de geceleri mi başladın? Ha anladım.Gözüme bakarak yiyeceksin.Doğruya öylesi daha iyi.
  Işıl gülümsedi ve tabağı komidinin üzerine bıraktı.
  Işıl :-Sabahtan beri bir şey yemedin.Bunu ye.
  Yong Hwa, şaşkın,şaşkın baktı Işıl 'a.
  Yong Hwa:-Ne yapmak istiyorsun?İyilik mi?Kötülük mü?
  Işıl :-Keşke anlasan.Ye haydi.
  Yong Hwa :-İstemem.İçine zehir filân koymuşsundur sen bu ekmeğin.
  Işıl güldü :-Afiyet olsun.Dedi ve çıktı.
  Yong Hwa, arkasından baktı Işıl 'ın ve sonra ekmeğe yumuldu.
  Yong Hwa :-Ohh be.Dünya varmış.Ne tuhaf kız.Ne yaptığı belli değil.Dedi ve yemeğe devam etti.
  Sabah olmuştu.Herkes yine kahvaltı masasındaydı.Aynı şahsiyetin yemeğe inmesi bekleniyordu heyecanla.
  Bayan Mi Ja :-Bu sabah,benimle kahvaltı yapacak mı sence?
  Işıl gülümsedi :-Göreceğiz efendim.
  Bay Kim :-Yanlış anlamayınız ama pek bir umudum yok.
  O anda merdivenlerin başında biri belirdi.Diğerleri duyulan ayak sesleri ile o yöne doğru baktılar. Evet. Bu Yong Hwa idi.Uykusuz gözlerle,yemek masasına doğru ilerledi.
  Yong Hwa:-Günaydın.
  Diğerleri:-Günaydın.
  Yong Hwa,Işıl 'ın gözüne bakıyordu.Işıl ise o tehditkâr bakışlarla baktı Jung Yong 'a.Çare yoktu.Dün akşam Işıl tarafından yapılmış bir antlaşma vardı. Tek taraflı bir antlaşma ve bu Yong Hwa'yı o masaya oturmak zorunda bırakıyordu.
  Usulca sandalyeyi çekti,oturdu.Susuyordu.Bayan Mi Ja ve Bay Kim şaşkınlık ile bakıyorlardı evin küçük beyine.
  Bayan Mi Ja :-Yong Hwa, bu sabah bizimle mi kahvaltı yapacaksın?
  Yong Hwa:-Zorundayım.Diye mırıldandı.
  İşte o an masanın altından bacağına sert bir tekme geldi.Yong Hwa acıyla bir "Ahh!"çekti.
  Işıl, masanın altına girmesini işaret etti.İkisi de örtüyü kaldırıp,altına girdiler.
  Yong Hwa:-Neden tekme atıyorsun?Derdin ne senin?Dedi fısıldayarak.
  Işıl :-Sen annenle nasıl konuşuyorsun öyle?Bundan sonra saygılı olacaksın ona göre.
  Yong Hwa :-Sana ne benim aile ilişkilerimden.
  Işıl :-Dediğimi yaparım bak.
  O anda bir ses duyuldu.
  Bayan Mi Ja :-Siz ne konuşuyorsunuz burada?
  Masanın altında bir baş daha.Yong Hwa ve Işıl, korkuyla sıçradılar ve ikiside çıkayım derken,başlarını masaya çarptılar.
  Nihayet masa başındalardı.
  Bayan Mi Ja :-Her şey yolunda mı?
  Işıl :-Yolunda efendim.
  Bayan Mi Ja :-Oğlum iyi misin?Az önce pek bi bağırdın.
  Yong Hwa:-Şu dadı giderse daha iyi olacağım efendim.
  Işıl :-Efendim, biz izninizi isteyelim.E okul vaktimiz de geldi.
  Yong Hwa :-Okul mu?Ben okula filan...
  Cümle yine Işıl 'ın o keskin bakışları ile kesildi.İtiraz yok.Yong Hwa elini alnına dayadı.Canı sıkılmıştı.Ne de olsa iradesi tamamen Işıl 'ın eline geçmişti.
  Yong Hwa :-Tabii ya okul.
  Bayan Mi Ja :-Gidebilirsiniz canım.Okulunuza geç kalmayın.
  Işıl :-İyi günler efendim.Dedi ve Yong Hwa'nın omuzundan çekiştirerek odadan çıktılar.
  Yong Hwa, arabasının yanına geldi Işıl ile birlikte.
  Yong Hwa:-Dediğin şeyi yapmayacaksın öyle değil mi?
  Işıl :-Senin benim dediklerimi yapmana bağlı.
  Yong Hwa :-Madem sen benim dadımsın,bundan sonra sende benim istediklerimi yapacaksın o zaman.
  Işıl :-Seni zorlayacağım diyorsun yani.
  Yong Hwa :-Aynen öyle.İşe önce bana saygı göstermek ile başlayacaksın.Küçük bey diyebilirsin meselâ.
  Işıl :-Senin küçük beyliğin mi kalmış,ayıptır söylemesi eşşek kadar olmuşsun.Hatırlarsan benden iki yaş büyüksün.
  Yong Hwa :-Sana,bana saygı duymayı öğreteceğim.
  Işıl :-Büyük konuşma bence.
  Yong Hwa:-Bu savaş henüz yeni başlıyor.Şu an koz senin elinde diye pes ettim sanma.Dedi ve arabasına bindi.O kadar kabaydı ki Işıl 'a karşı, arabasına bile davet etmedi ve sürüp gitti yanından.
  Yong Hwa :-Otobüsle gel de aklın başına gelsin.Diye mırıldandı.
  Işıl arkasından bakıyordu. Başını sağa sola salladı.
 
 
 
 
 

BENİM KÜÇÜK DADIMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin