BTS İle Hayal Et

JİNN *-* 2 (final)

İyi okumalar💕💕💕

Hatırlatma

*Sen böyle düşünürken Jin bile yemeğini bitirmiş kalkmaya hazırlanıyor. Sen hala etrafa bakıyorsun mal mal....* Annen sana sesleniyor.

"Kızım! Uyuştun mu sen bu gün? Gel yardım et bana." Diyor. Jin bıyık altından sırıtıyor annenin dediklerine. Bunu görünce göz devirip "Herşey senin yüzünden aptal Jin! Bir de sırıtıyor yaaa" deyerek mutfağa gidiyorsun. Jin durur mu ? O da yardım ediyor. Tam evlenilmelik. Gel beni al diyor. Neyse annene yardım ediyorsun. Topluyorsunuz sofrayı. Jin'in annesinin yanına oturuyorsun çünkü Jin annenin yanına oturmuş.

Yine iç sesinle konuşmaya başlıyorsun
"Ay Allahım! Jin beni sinir etmek için mi geldi acaba?" Diyorsun. İç ses"Yok seni kendine aşık etmek için geldi" sonra sen "Ya bi yürü git be! Jin mi güleyim bari. Bak hatta kahkaha atıyorum Hahahahaha!"

İç sesinle savaş verirken Jin in annesinin sesiyle savaşa ara veriyorsun. Annesi:

"(Adın) Jin nasıl iyi mi? Yani öğrenebiliyor mu? " diyor. Sen de:

"Evet efendim. Biraz uğraşıyoruz ama öğreniyor. " diyorsun.

Neyse sohbet muhabbet iyi, güzel, hoş. Arada sen de katılmak zorunda kalıyorsun. Artık gitme vakti geldiği için kalkıyorlar. Geçirmek için kapıya gidiyorsun. Jin çıkarken sana birden sarılıyor. Neye uğradığını şaşırıyorsun. Jine "o neydi gıız" bakışı attıktan sonra Jin gülümsüyor ve:

"Teşekkür ederim herşey için" deyip gidiyor. Kapının önünde dikiliyorsun öylece. Baban:

"Kızım, yalı kazığı gibi ne dikiliyorsun orda. Kapıyı örtsene!" Babanın sesiyle kendine gelip yutkunuyorsun. Kapıyı örtüp hızla odana çıkıyorsun. Odanın kapısına yaslanıp öylece bakıyorsun etrafına. Sonra yüzünü tatlı bir tebessüm alıyor. Geç olduğu için yatmaya karar veriyorsun. Üstünü değiştirip pembe ayıcıklı pijamalarını giyiyorsun. Telefonunun 4 o'clock melodisi kulaklarına doluyor.

( V ile RM un şarkısı. Bayıldım. Dinlemeyenler varsa kesinlikle dinlesin. Müthiş ötesi. Süper. Harika)

Telefonun ekranında "Tatlı suratlı orangutan" yazısına gülüyorsun. Arayan Jin tabiki. Açıyorsun ve:

"Şey.. (adın)... ben şey için aramıştım. Yarın tatil ya. Yarın seni alırım diyecektim. Bi kafeye gidip çalışırız olur mu? " diyor. Sen de :

"Imm... şey... olur... I ... saat kaçta?" Diyorsun. O da:

"11 olur mu?" Diyor. Sen de:

"O..olur... iyi geceler" diyip kapatıyorsun yüzüne.

Heyecandan elin ayağın birbirine dolaşıyor. Dolabı açıp ne giysem diye bakıyorsun. Ama karasız kalıyorsun. Ondan sonra iç sesin araya giriyor " Kendin ol kızım. Her zaman nasıl giyiniyorsan öyle yap. Podyuma mı çıkıyorsun ?"dediği şeye ilk defa katılıyotsun ve normal günlük bişeyler çıkarıyorsun dolaptan.

Neyse yatıyorsun ama heyecandan çok uyuyamıyorsun. Sabah 8 de kalkıyorsun. Normalde 1 de kalkmayı planlamıştın dün ama Jin planlarını da aklını da tepe taklak etmişti.

Rütin işlerini yaptıktan sonra can sıkıntısından kahvaltı hazırlamaya karar veriyorsun. Kahvaltıyı gören annen ve baban Kafasına taş mı düşmüş bakışı yolluyorlar sana.

Kahvaltı edip annene ve babana söyleyip Jin i bekliyorsun. Jin kapıya vuruyor ve açıyorsun. Çantanı alıp yürümeye başlıyorsunuz yan yana.
Jin :

"Ihım... şey nasılsın?" Diyor. Sen:

"İi..yii sen" diyorsun. İşte zar zor havadan sudan konuşarak kafeye gidiyorsunuz. Oturuyorsunuz ve kahve söylüyorsunuz.

Sen kitapları çıkartmaya başlıyorsun. Bu arada kahveler geliyor ve bir yudum alıyorsun kahvenden. Jin'e anlatmaya başlıyorsun ama seni dinlemiyor. Sorularına salak saçma cevaplat veriyor. Senin de sinirin bozuluyor ve Jin e:

"Ya! Jin neyin var senin? Neden beni dinlemiyorsun?" Dediğinde gözlerinin içine bakarak:

"Seni izlemekten dinleyemiyorum ki! Bu kadar tatlı anlatman senin suçun." Deyip elini tutuyor. Ve:

"SENİ SEVİYORUM (adın) benim sonsuza dek öğretmenim olur musun? " diyor. Sen kalıyorsun öylece. Sonra :

Ben de Seni seviyorum tatlı suratlı orangutan" diyorsun.

Veeeee mutlu soooonnnnn....

Bir bölümün de sonuna geldik. Bir daha ki bölümde görüşmek üzere...