Bölüm 29

134 20 0
                                    

Deniz, Seul e vardığında onu Türk temsilciler ve bir ingiliz gazeteci karşıladı. Dünya basını Kore'de  olan  savaşı yakından takip ediyordu.
Uçağın kalkış vaktine sadece birkaç saat vardı.
Hemen en yakın Amerikan karargâhına gidip Yoon u bulmalıydı. Yapılan telefon görüşmeleri işe yaramış birlikteki tüm kapılar açılmıştı. Deniz le birlikte gelen ve savaşı yakından takip eden İngiliz gazetecinin de etkisi büyüktü. Dünya basınında kötü görünmek kimsenin işine gelmezdi. Ancak Yoon Hee orada yoktu.
Amerikalı yetkililerin  söylediğine göre, genç kadın sabah erkenden salınmıştı. Sadece biraz sorgulayıp suçsuz olduğunu anlayınca onu salivermişlerdi. Gidebileceği yer hakkında ise hiç kimsenin bir fikri yoktu. Zavallı Yoon Hee Savaşan orta yerinde yabancı bir şehirde yapa yalnız salıverilmişti.
Bu hikaye inandırıcı gelmeyince,
Deniz karargâhta ki hücrelere bakmak istedi. Ancak iki asker tarafından engellenmiş, bu davranış aklında soru işareti uyandırmışdı. Bakmak için ısrar edince de zorla yaka paça kapı dışarı edildi.
Dışarı zorla çıkarılırken sürekli Yoon Hee nin adını haykırıyor bir karşılık duymayı ummuyordu.

"Yuniii neredesin? Ben geldim! Burdayım! İçerideysen cevap ver. Yuuniiii!"

Malesef hiç bir yanıt alamadı.

Tüm bu yaşananları takip eden gazeteci de iyi bir haber kokusunu çoktan almıştı.

Dışarıda yakın çevrede de bir arama yapılmış ancak hiç bir iz bulunamamıştı.
Sanki yer yarılmış Yoon Hee içine gitmişti.

"Neredesin Yunii?"

Deniz kalıp aramak istiyordu ancak emirler çok açıktı. Onun için gelen o uçağa binecek ve ülkesine geri dönecekti.
Onun için kendini tehlikeye atan kadını korunmasız olarak yanlız bırakıp gidecek olmanın azabını yaşıyordu.
Deniz'in çaresiz halini gören ve sadece iyi bir haber yakalama çabasında olan gazeteci olayın peşini bırakmama sözü vermiş Deniz en azından bir umutla uçağa binmişti.
Saatler süren yolculuk sonrasında uçak nihayet Ankara hava alanına indi. 
Havva alanında büyük bir kalabalık onu karşılamak üzere bekliyordu. Protokolun hemen arkasında ise Alex ve Stella heyecanla bekliyordu.
Nihayet gelen grubun içinde Deniz göründü.
Stella, selamlamak için   bekleyenlerin ve seromoninin canı  cehenneme deyip, kalabalığı yararak oğluna ulaşmayı başardı.
Anne oğulun kavuşma anını orada bekleyen gazeteci ordusu objektifleriyle ölümsüzleştirdiler.
Sıra Alex e geldiğinde, sarılırken Deniz onun kulağına fısıldadı.

"Baba yardım et!."

CAMDAKİ iZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin