Meyra;
Kızları bulup yanlarına geçmiştim. Gözlerimi hâlâ Semih'ten alamıyordum. Sanki inadına yaparmış gibi kıza daha çok yaklaşıyordu. Bu görüntüye kalbimin daha fazla dayanamayacağını biliyordum. En iyisi çıkıp biraz hava almak. Kızlara haber verdikten sonra çıkışa yöneldim. Tabi ilerlemek kolay olmuyordu. Fakültenin otobüsü bile bu kadar kalabalık olmuyor be. Sonunda dışarı çıktığımda derin bir nefes aldım. Sanki bir daha bu kadar derin alamayacakmışım gibi. Birden omzumda bir el hissedince içimi bir korku kapladı. İlk aklıma gelen Mert oldu. Ya yine oysa? Dönmeye cesaretim yoktu. Sanki arkamı dönersem bu hikaye son bulacakmış gibi hissediyordum. Ensemde hissettiğim nefesle daha fazla korkmaya başladım. Artık arkamı dönmem gerekiyordu. Yavaşça arkamı döndüğümde bana bakan bir çift kahve gözle karşılaştım. Hele o yanağındaki iki çukur. İstemsizce gülümsedim. İçimi kaplayan huzur resmen gözlerimden okunuyordu. Semih bunu anlamış olacak ki. "Korktun değil mi? Korkma Meyra sana daha önce de dediğim gibi ben hep yanındayım." "Biliyorum Semih bey size güvenim her zaman sonsuz ama içerdeki kız arkadaşınızla aranızın bozulmasını istemem." Yüzüme biraz şaşkın biraz umutla bakıyordu nedenini pek anlamamıştım ta ki konuşmanın devamını getirene kadar. "Meyra Melis benim kız arkadaşım değil ki kuzenim." "Öyle mi? Kusura bakmayın ben sizi yakın görünce kız arkadaşınız sandım." İçimi kaplayan huzur resmen iki katına çıkmıştı. Semih benimdi benim olacaktı. "Peki senin erkek arkadaşın o bu duruma bir şey der mi?" "Ne erkek arkadaşından bahsediyorsunuz açıkçası pek anlamadım?" "Hani geçen gün şirkete gelmişti ondan bahsediyorum. Yoksa başka erkek arkadaşın da mı var?" İstemsizce kahkaha kopuverdi pembe dudaklarımdan. Ne yani Ahmet'i erkek arakadaşım sandığı için mi bana böyle davranmıştı? "Siz yanlış anlamışsınız Ahmet benim çocukluk arkadaşım. Daha doğrusu ailemden geriye kalan tek kişi." "Şimdi senin bi erkek arkadaşın yok mu?" "Yaklaşık bi üç dört senedir yok." Bunu dememle gözlerindeki ışığı görmem bir oldu. Yavaşça bana yakıştı gözlerimiz artık birbirine daha yakındı. Hatta hiç bu kadar yakın olmamıştı. "Meyra seni ilk gördüğüm günden beri içimde tarif edemediğim şeyler oluyor. Aklımda hep sen kalbimde hep sen ne kadar uğraştım seni içimden atmak için ah bir bilsen. Ama yok söz geçmedi kalbime. Seni o gün yanında biriyle görünce sevgilin sandım inan hayatımda hiç bu kadar yanmamıştı canım. Şuan ise dünyanın en mutlu adamı olabilirim. Bir de sen duygularıma karşılık versen. Bu yıldızlar bu gökyüzü şahit olsa mutluluğuma. " Duyduklarım doğru muydu? İkimizde ilk görüşte mi vurulmuştuk? Ne yani imkansız dediğim aşk gerçek mi olacaktı? "Demek sen de ilk görüşte bu ateşin içine düştün? Semih, ben o gün iş görüşmesine giderken bana çarptığın gün çarpıldım sana. Ama bu duyguları kendime bile itiraf etmekten çekinirken sana söyleyemezdim. Şimdi karşımda durmuş benim yapamadığımı yapıyorsun. Ben senin duygularına karşılığı ilk gözgöze geldiğimiz an verdim." "Seni seviyorum." "Seni seviyorum." Dudağımda hissettiğim sıcaklıkla kalbim durma derecesine geldi. Bu adam bir öpücüğüyle bile kalbimin ritmini nasıl bu kadar değiştirebiliyordu?

ŞİMDİ OKUDUĞUN
PATRON SENSİN
ChickLit"Yeşilin en güzel tonuydu gözlerin bakmaya doyamadığım." Dedi Semih. "Ya senin gözlerin; kahverengi hiç bu kadar anlamlı olmamıştı. " Diyerek baktı gözlerinin içine Meyra. Evet aşıktım. İlk defa bu duyguyla karşılaşıyordum. Hem de patronuma. İmkan...