D' Kopar Gider İçimden Aşk

103 3 0
                                    

İstisnasız her gün Tahir'in evine gidip baştan sona bütün günlüklerini okumaya başlamıştım. Bu kadar güzel bir dil olamazdı. Her okuduğum günlükte daha iyi tanıyordum Onu. Yazmaya başlar başlamaz günlük tutmaya başlamış. Her gün, her saniye bir amaç için yaşamış. Önüne hep bir hedef koymuş ve hepsinde başarılı olmuş. Hayatında en önem verdiği şeylerden biri ise annesine ilk defa sorduğunda aldığı o etkileyici cevaptan sonra bütün hayatı boyunca hayatını tek bir kadına adamak olmuş. Onu çok seveceğini, ona her daim sadık kalacağını, mutsuzluk yaşatmamak için hayatı pahasına o koruyacağını yazmış. Her cümlesi o kadar dokunaklı ve içtendi ki. Okurken gözyaşlarıma hakim olamıyordum. Her okuduğumda aklıma gülüşü, gözleri geliyordu ve onları artık göremiyordum. Haftalarca yoğun bakımda kaldı ve uyanmadı. Bende haftalar boyunca günlüklerini okudum. Bu kadar ince ruhlu biri görmemiştim. Her zaman içimde bir umut vardı ama yaşadığım müddetçe karşılaşabileceğim aklıma gelmiyordu. Kedileri seviyordu. En sevdiği renk yeşildi. Sevdiği kadına dair hayal kurmuş muydu bilemem ama nasıl olursa olsun onu kabul edeceğinden bahsediyordu. Yemek ayırmayacağını, bir tas çorba bile önüne koysa ses çıkarmayacağından söz ediyordu. Çocukları ve yaşlıları çok seviyordu ve düzenli olarak çocuk yurtlarına ve huzurevlerini  ziyaret ettiğini yazmıştı. Kusursuzdu. Artık Onu çok iyi tanıyordum. Haftalarca cesaret edip ziyaretine gidememiştim. Elimdeki son günlüğüydü. Benimle tanışmadan önceki son günlüktü. Onu bitirip yanına gitmeye karar vermiştim. İki saat sonra son günlüğü de bitirip yanına gitmek için bir taksi çağırıp hastaneye gittim. Yanına geçmek için hazırlandım ve onu yatakta görünce kendimi tutamadım ve ağlamaya başladım. Beni böyle görürse üzülürdü ve kendimi toparlamam lazımdı. Yanına oturdum ve ellerini ellerimin arasına aldım. "Hayatımda belkide hiç yaşayamayacağım çok güzel anıları yaşattın. Bütün dünya bir araya gelse beni senin kadar mutlu edemezdi sanırım. Ömrümde çok az yer aldın ama her yerini kapladın. Kalbime gelen çok güzel bir misafirdin. Hep kalmanı isterdim. Seni mutlu edecek birini bulacağına eminim. O güzel yüreğin güzel olan her şeyi fazlasıyla hak ediyor. Belki bir gün, bir gün karşılaşırız ve bu yaşadıklarımıza güler geçeriz. Yıllarca beklediğin, olmak istediğin, o saf duygularına layık birini bul. Ben O değilim. Hem bergamotlu çayda sevmem ben. Rüyalarına giren ben değilim, kalbini çarptıran ben değilim, zaten çayı da şekersiz içerim." Ben o anda bitmiştim. Bunlar bana çok ağır geliyordu artık. Hem yalanda söylemiştim. Bergamotlu çaya bayılırdım ve artık çayımı şekersiz içiyordum. Kalbimde çok derin yaralar açmıştı ve kapanacağını hiç sanmıyordum. Onunda benim rüyalarıma girdiğini ve orada bile sevdiğimi, benimde Onu beklerken Ona şiirler yazdığımı, söyleyemedim. Onu sevdiğimi söyleyemedim. Gecelerce düşlerimde olduğunu, Onu gördükten sonra bir daha aklımdan çıkmayacağı söyleyemedim. Uzunca bir süre yanında kaldıktan sonra son defa Ona baktım ve "Hoşçakal, hayat her zaman dilediğin gibi olsun."

Gözümden yaşlar süzülerek odadan çıktım. Böylesi daha iyiydi. Hayatına sessizce girmiştim ve sessizce çıkıp gitmek en hayırlısıydı. Hikayemiz yarım kalmıştı ama hayatına yeniden başlaması gerekiyordu. Otele gidip eşyalarımı toparlamıştım ve otobüse binip geldiğim, ait olduğum yere geri dönüyordum.

Sahilde Bir BankHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin