Tanrı elindeki boya fırçasını siyah boyaya dokundurdu ve tuvalin üstünde insanı yarattı. Sadece siyah nokta olan insan zamanla tuvalin beyazını siyaha boyadı ve dünya beyaz renkten arındı. Siyah ve beyazın birbirine karışmasıyla yeni renkler oluşmaya başladı ve insan biçimlendi. Kahverengi, yeşil, siyah, ela ve mavi göze sahip olurken; sarı, kumral, kızıl ve siyah saça sahip oldu. Zaman ilerledi ama insanlar değişmedi. Irklarını ayırdılar siyah ve beyaz. Bu sefer kötü taraf beyazdı çünkü siyah kötülüğünü beyaza aktarmıştı;ırkçılık başladı. Dünya dönerken insan kendi neslini öldürmeye devam etti. Havva'nın evlatları birbirini öldürüyordu.
Kahverengi göz rengine sahip olanlar diğer Havva evlatlarını ayak işlerini yaptırmak için kullanmaya başladı. Yeşil göz rengine sahip olanlar köleye mavi göz rengine sahip olanlar hizmetçi olarak kullanılmaya başladı. Ela göz rengine sahip olanlar hastalıklı olarak nitelendirildi. Siyah; işte onlar kahverengiler için büyük bir tehlike arz ediyordu.
İşte her şey Kamber'in bir yıldızlı gecenin en soğuk sabahında doğmasıyla başladı. Havva'nın yeni bir erkek çocuğu olmuştu. Hem de 'siyah gözlü'.
O gün bir efsane doğdu. Havva'nın çocukları dünyaya hüküm sürüyordu. Günahkarlar artmış. Cinayetler çoğalmış, tecavüzler öne geçilemez duruma gelmişti.
Onların efsanesini dedeleri bilmezdi, çünkü o zamanlar dünya daha güzel bir yerdi. İnsanların birbirlerine saygısı varken şimdi o saygı bitmişti. Onların efsanesi bir varmış bir yokmuşla başladı ve bir daha var olmadı.
Bir varmış bir yokmuş, bir yıldızlı gecenin en soğuk sabahında erkek çocuğu dünyaya gelmiş. Annesinin feryatları yeri göğü delerken küçük çocuğun gözünden bir damla damlamış her şey o zaman olmuş. Yıldız kaymış, güneş açmış, ay geceye küsmüş,kadın son nefesini vermiş. Bu masalın başında..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRININ FIRÇASI
Science FictionKamber uyandığında hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Onun hayatına tanrının fırçası değmişti ve her şey alt üst olacaktı. Önce; Pes etti, Sabretti, Yok etti.
