12 Temmuz 2007
Saat 17.45 sularıydı. Küçük kız parkta mutlu bir şekilde oynarken bir ses duydu. Bu ses ağlama sesi gibiydi. Küçük kız sesin kimden geldiğini merak etti ve sesin geldiği yere gitti. Ağlayan kız dizlerini karnına çekmiş ve başını dizlerine gömmüş bir şekilde yerde oturuyordu. Küçük kızla yaşıt gibi duruyorlardı. Küçük kız çekingen bir şekilde kıza yaklaştı ve yanına oturdu. Bir süre bekledi. Sonunda kıza döndü ve elini uzattı:
"Merhaba, ben Ebrar. Senin adın ne?"
Kız bir süre uzatılan ele baktı ve Ebrar'ı inceledi. Ebrar kahverengi gözlü, uzun saçlı, biraz kısa boylu güzel bir kızdı. İlk önce onu yanından kovmak istedi çünkü yalnız kalmak istiyordu. Annesi ve babası yine kavga etmişlerdi. Bunu ne kadar kızdan gizlemeye çalışsalar da sesleri kızın odasına kadar geliyordu. Kız artık anne ve babasının kavgalarından sıkılmıştı. Kız kararını değiştirip Ebrar'ın elini sıktı. Ebrar ona sempatik gelmişti. Gülümsemesi hoşuna gitmişti. Uzun bir sessizlikten sonra kız cevap verdi:
"Merhaba, ben de Hazal."
Ebrar meraklı gözlerle Hazal'a baktı. Hazal'ın yeşil gözleri ve açık kumral saçları vardı. Ebrar'ın içi ısınmıştı Hazal'a. Ebrar Hazal'ın neden ağladığını merak etmişti:
"Neden ağlıyordun?"
Hazal bu soru üzerine şaşırdı. Kimse onun için endişelenmezdi, annesi ve babası bile.
"Annem ve babam yüzünden, sürekli kavga ediyorlar. Onlardan sıkıldım."
Ebrar üzülmüştü. Hazal'la arkadaş olmaya karar verdi.
"Şey, arkadaş olalım mı?"
Hazal bir süre sessiz kaldı. Onun hiç arkadaşı olmamıştı. Birden heyecanlandığını hissetti:
"Tamam."
Hazal memnuniyetle gülümsedi, artık bir dostu vardı. Ebrar Hazal'ı tutup kaldırdı. Onu çekiştirip parka götürdü. Parka geldiklerinde Ebrar annesinin onu endişeyle aradığını gördü. Ebrar hemen annesinin yanına koştu. Annesi Ebrar'ı görünce rahatladığını hissetti. Kızına sımsıkı sarıldı. Hazal orada kendisini fazlalıkmış gibi hissetti. Bir süre sonra Ebrar Hazal'ın yanına geldi:
"Aslında eve gidecekmişiz ama ben annemden izin aldım birazcık daha kalıp seninle oynayacağım."
Hazal bunu duyunca sevinmişti. İki kız akşama kadar oynadılar. İkisi de zamanın çabucak geçtiğini anlamamıştı. Ebrar'ın annesi Ebrar'ı çağırdı. Artık eve gitmeleri gerekiyordu. Ayrılırken fark etmişlerdi zamanı. Ebrar annesinin yanına gitti. Hazal yeni ve ilk arkadaşını arkasından gülerek bakıyordu. Ebrar Hazal'a dönüp el salladı. Hazal'da Ebrar'a el salladı. İki küçük kız ne kadar ayrılsalar da bir gün buluşacaklarını biliyorlardı. Buna içten bir şekilde inanıyorlardı. Hazal Ebrar'ın arkasından bağırdı:
"Beni asla unutma!"
Ebrar Hazal'a gülümsedi:
"Söz! Sende beni unutma!"
"Söz!"
Günümüz 2017
Heyecanlı mıydım? Hayır, tam tersi sakin bir şekilde okula girdim. Bu sınavı kazanabileceğimden bile emin değildim. Okul normal şartlarda hayran kalınacak türdendi ama şuan bunun için kafa yoramazdım. Panoya asılan listelerde kendi adımı buldum ve sınava gireceğim sınıfa doğru adımlarımı yönlendirdim. Sıraya oturup gözetmen öğretmenin kitapçıklarımızı dağıtmasını bekledim. Kitapçığı açıp soruları çözmeye çalıştım. Sınav biraz kolaydı. Aslında dün akşam biraz çalışmıştım. Tamam, biraz değil bayağı çalışmıştım. Kolay gelmesi normaldi. Sınav sonuçlarını bir hafta sonra öğrenecekmişiz. İnternet sitesinde öyle yazıyordu. Aslında sonucumu hiç merak etmiyordum. Kazansam bile bizim müdire göndermezdi. Zaten beni hiç sevmezdi. Sınava bile gizli gizli girmiştim. Sınavı bitirip okuldan çıktıktan sonra yetimhaneye geri dönmek için okula yakın olan durağa doğru beni asla bırakmayan düşüncelerimle beraber yürüdüm. Nedense yalnız kaldığımda kafamda onlarca düşünce beliriyordu. Bunu sevmiyorum. Otobüsten indikten sonra yetimhaneye doğru gittim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZ KARDEŞ
ChickLitO okul bana, hayatımda gerçek olarak bildiğim her şeyin bir yalan olduğunu gösterdi...