8. Bölüm

522 38 44
                                    

Şimdiden herkese iyi okumalar dilerim. Hikaye hakkındaki fikir ve teorileriniz yorum olarak bildirmeyi unutmayın. Hepsini okuyor olacağım. Yukarıdaki şarkı sizin için. 

Seviliyorsunuz.

Güven. 

Bu kelimenin ağırlığı altında eziliyordum. Güven kazanılması zor ama kaybedilmesi kolay bir duyguydu. Ben de Akın'ın bana olan güvenini saniyeler içinde yerle bir etmiştim. En başından beri ondan bir şeyler saklamak yanlıştı. Bunu bir an önce sonlandırmam gerekiyordu. Akın'a ilk sorduğu an anlatmalıydım. Tek amacım onu korumaktı. Olaylara dahil olmasını istememiştim. Şimdi ise çoktan bu şansımı kaybettiğimi biliyordum. Akın'ın az önce Görkem ile konuşurken kendini ne kadar aptal hissettiğini tahmin edebiliyordum. Kandırılmış ya da arkasından iş çevrilmiş gibi hissetmişti. Akın'ı son aradığımda Görkem'in numarasından ulaşmıştım. Bugüne dek yaptığım en büyük yanlış şüphesiz o an gerçekleşmişti. Kaygılı bir şekilde Görkem'e baktım.

"Bu her şeyi mahvedecek. Ona en son ulaştığım numarayı aramış olmalı. Bunca zaman Miray'ı arayacağını düşünüyordum." dedim titreyen sesime aldırmadan. Görkem ise düşünceli görünüyordu. Tekrar sordum.

"Başka bir şey söyledi mi?"

"Pek sayılmaz. Her şeyi anladığına dair bir şeyler geveledi sonra da kapattı. Neyi anlamış olabilir ki?"

"Kahretsin, olamaz." dedikten sonra oturduğum koltuktan ayağa kalktım.

"Her şeyi yanlış anladı. Seni, beni."

"Beni mi?" dedi sakince.

"Aramızda bir şeyler olduğunu düşünmüş olmalı."

Görkem'in yüz ifadesi farklı bir hal aldı. Eli tekrar telefona gittiğinde konuştu.

"Endişelenme, ortada bir şey yok. Açıklarım şimdi."

Akın'ı aradığını o an fark ettim. Bu durum bedenimin elektrik dalgasına kapılmışçasına titremesine neden oldu. Panik duygusuyla hızlı hızlı konuştum.

"Olmaz. Hayır, olmaz tekrar onu arayamazsın."

"Sebep?" dediği zaman kaşları çatılmıştı.

"Ona ben açıklamalıyım. Bilmediği bir sürü şey var. Hangilerini söylemem gerektiğini bile bilmiyorum. Seni buna bulaştıramam."

Tek eli saçlarını dağıtırken diğer eli belindeki kemerin üzerinde konumlandı. Ağzındaki baklayı çıkarmasını bekledim. Nihayet konuştu.

"Bırak da iki koca adam kendi arasında halletsin."

"Bu kötü bir fikir."

"Denemeden bilemezsin." diye üsteledi. Haklıydı ama şu an bu riski alabilecek konumda değildim. Akın'ın dilini biliyordum. Onunla kendim konuşmalıydım. Açıklamanın uygun bir yolunu bulacaktım.

"Belki de evime dönmeliyim."

Bu kelimeler öylece döküldü dudaklarımdan. Görkem şaşırmadı. Sanki son birkaç dakikadır bu kelimeleri duymayı bekliyormuş gibiydi.

"Bu tehlikeli."

"Aldığım tehditleri polise anlatıp koruma talep edebilirim." dedim sakince. Bu kulağa çok da kötü gelmiyordu.

"Alt komşun öldüğü gün kapıda benim korumalarım vardı. Onları durdurmadı. Bu çok daha büyük bir olay."

Her ne kadar Görkem haklı olsa da şuan kendimi düşünemezdim. Bundan önce düşünmem gereken başka birisi vardı. Akın.

Belki Bir RüyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin