Bulutlar ne güzel değil mi kimilerine umut ,kimilerine özgürlük benim için her zaman özgürlüktü kimi zaman da umut . Gözlerimi kapatmış kahve mi yudumlarken okulun lanet gezisini unutmaya çalıştım evet New York benim hayali şehrimdi ama okulun da toplanıp bilim tanıtımı için gideceğim bir sıkıcı toplantı için gideceğim bir hayal değildi . Beni neler bekliyordu bu gezide bir fikrim yoktu ama bu toplantıya katılmayacağım kesindi . Kuralları çiğneyen bir tip değildim arkadaşlarıma göre inek kimilerine göre içine kapanık vesayre vesayre... kendimi tanıtıcak olursam lise son öğrencisi Peri Aras ismiyle kendi halinde koleje giden ama zengin ailem için ( her şey senin geleceğin için kızım ) lafıyla Beni o okula gönderip üstüne gezilere yollayan benimle ilgilendiklerini düşündüren o güzel okul ,ailem ve eğlenmeyen ben . asosyal değilim tabiki arkadaşlarım gezilere katılırken benim evde kitap , kahve , kedi üçlüsünde kendince eğlendiğim doğrudur ama alışveriş diyince işin içine asosyallik girmiyor tabi özellikle kıyafet ve kitap alışverişisiyse ... kendi düşüncelerimle boğuşurken yan tarafımda oturan çılgın arkadaşım masalın be ni dürtmesiyle uçağın inişe geçtiğini anladım kulaklığımı çıkarıp çantama tıktıktan sonra arka tarafıma dönüp diğer çılgın arkadaşlarıma baktım 2 kız 2 erkek olarak çok yakındık seviyorum onları fazla çılgındırlar ayak uydurması zor olsa bile kafa dengemizin uyuştuğu bir tanecik arkadaşlarım ve diğer okul çocukları beni ilgilendirmeyen , ayağa kalktığımda koluma masalın girmesiyle sallana yürüdük arka taraftaki arkadaşlarıma dönerek "bu toplantıya katılıcağınıza eminmisiniz?"diye sordum hepsi bıkkın bir şekilde kafa sallayarak onayladılar "o halde ben yokum " diyerek gülümsedim öne atılan obur arkadaşım umut " oradaki kruvasanları düşün Peri amaç o değil mi " diyerek soru sorar gibi bize baktı herkes bu sefer katılmadığını belli ederek kafasını yana salladı . Havaalanına geldiğimizde bavul sırası bekliyorduk bu sefer çılgın arkadaşlarıma bende katılarak şakalaşıyordum ta ki bavulumun film şeridi gibi gözümün önünden geçip gitmesine kadar . Herkes bavulunu almıştı fakat o alan kişi ben olmamıştım son gaz ilerleyerek bir şey demeden bu sefer koşmaya başladım ta ki bir şeye toslayana kadar elimdeki belgeler hepsi etrafa saçılmıştı bir bu eksikti kafamı kaldırdığımda mavi gözlü dağınık kumral saçlı çocukla göz göze geldim sinirli bakışlarını bana göndermeye yaparak " sizin gibiler neden böyledir ki anlamam " alay eder gibi bakarak kendi telefonunu yerden alarak biraz da nazik tavrıyla belgelerimi toplamama yardım etmişti ve bana bakarak " telefon kırılsaydı ve okul yazımı ben gönderemeseydim bu kadar nazik olmazdım küçük hanım " diyerek yanımdan geçti gitti çocuğun Türk olduğuna mı şaşırayım Yoksa bavuluma mı yanayım koşmaya devam etmemin sonucunda bavulumu kurtarmıştım sonunda ve çıkışa Doğru ilerlerken burayı bilmeme mi ağlayayım sonuncu daha ağır basıyor sanırım . Sonuçta o toplantıya katılmıcaktım hem de aileme bahane olduğu için işte buna sevinebilirim . Bir kafe bulduğumda aslında bugünün bana biraz da olsa güldüğünü anımsayarak ilerlerken yağmurun başlamasıyla bu fikirden vazgeçtim üstümde ince bluz ve kısa şortumla sırılsıklam olmam çok uzun sürmedi üstüne üstlük arabanın biri üstüme su sıçratıp belgelerimi daha fazla ıslatmadı da cabası arabanın arkasından bağırmam ile arabanın durması da bir oldu tabi kapı açıldığında sinsi bana çarpan ya da benim çarptığım diyebileriz o çocuktu işte " hem bana çarpar hem de arkamdan suçluymuş gibi bağırır " bugun bana gülmemişti evet sinirli bakarak "burda İnan ıslandım üşüdüm hasta olabilmem cabası burayı bilmiyorum en önemlisi belgelerim ıslandı " çocuk bana şaşkınca bakıyordu ben yürümeye devam ederken arkadamdan gelip kolumu çevirmesiyle "maymuna dönmüşsün yürü gidiyoruz belgeni ben ıslatmışım madem gidip kurutalım " itiraz edemezdim çünki arkadaşlarımı kaybetmiştim ve burayı hala bilmiyorum ama hemende kabul edemezdim ona dönerek "gelemem " dedim kendimden ödün vermeyerek bu sefer ısrar etmeden bindi gitti gerçekten yalnızdım şuan üşüyordum saat oldukça geçti ara sokak gibi bir yerde yapa yalnızdım yürümeye devam ettim sonunda otel bulduğumda sevinç dansı yapmıştım şansıma çift kişilik oda vardı oda arkadaşım kimdi acaba odamın önüne geldiğimde bana çarpan ya da benim çarptığım Sonra beni ıslatan züppe göz göze geldiğimizde şaşırarak birbirimize bakmaktan alı kıyamıyorduk birbirimizi taa ki odayı kapma fikri aklıma gelene kadar benden önce davranmış odayı kapmış yüzüme kapıyı kapatmıştı aşağılık herif kapıyı yumruklamaktan yorgun düşüp kapının oraya kıvrılmıştım halsizdim gözlerim istemsizce kapanıyordu uyku teslim ettim kendimi üşüyordum fakat bedenim yanıyordu ama uykumu daha öncelik tutup gözlerimi kapattım annem hemşire olduğu için bana bakardı ama şimdi bilmediğim bir şehirde yalnızım kapı önünde annemin hayali gelip elime dokunması ve bana şu sözleri söylemesi her zaman yanındayım ben bebeğim ağlamama sebep olmuştu ama gözlerim artık kapandı uykuya teslim olmuştum. SAVAŞ ; Gözlerimi kapatmaya çalışsamda aklıma bardaki kavga aklıma geliyordu ne zaman ben temize çıkıp artık ben değiştim diyebilecektim ne zaman siyah rengimden sıyrılıp renkli bir hayata geçip eskileri unutabilecektim iyi bir insan olmaya çalışıyordum ama bir yanım sen siyahsın insanlarıda karartma diyerek geri çekilmeme sebep oluyordu bugünki kız evet etkilendim fakat ama çok masumdu herkes gibi değildi o farklıydı ama ona teslim olamazdım Onuda kirletemezdim kapıda kaldı ama enazından içeri alabilirdim onu kapıyı açtığımda kenara kıvrılmış kırmızı suratlı kıza baktım ismini bilmiyordum fakat ama sarı saçları vardı ince bedeni iki defa görmeme bu kadar inceleme fırsatım olmamıştı güzel kızdı kucakladığımda bedenin cayır cayır yandığını fark ettim bu konuda kendime kızmıştım yatağa yatırdığımda üstünü soyamazdım evet ıslak bez bulup alnına koydum annem hemşire olunca bir çok şey öğrenmiştim ondan ve çantama tıkıştırdığı Ateş düşürücü ve ağrı kesicilerden biri kapıp ona içirdim çok masum uyuyordu üstünü örtüp bende koltuğa kıvrılarak uykuya teslim ettim bedenimi PERİ ; Sabah gözlerimi açtığımda daha iyidim nerdeydim ben yatakta olamaz kıyafetlerim duruyordu bavulumdan kıyafetlerimi tokalaramı makyaj malzemelerimi alarak banyoya geçtim duş aldıktan Sonra saçımı kurutup yanlardan tutturdum askılı tişört ve siyah deri mini eteğimi giydim ve eyeliner sürerek işimi bitirdim süslü kokana bir insan değilim banyodan çıktığımda koltukta oturan bana bön bön bakan züppe çocukla göz göze geldim ona yaklaşarak "şey dün için sağol fazla yük oldum gidiyim ben " çantamı alıp tam çıkıcakken kolumdan tutup beni kendine çekti göz göze gelmiştik onu daha yakından inceleme fırsatım olmuştu mavi gözleri hep dağınık olan saçları ve keskin çene hatları " senin yüzünden koltukta uyudum bütün gece sana baktım ve böyle gidiyorsan yanılıyorsun küçük hanım teşekkür borcun var bana " çattık ya bir iyilik yaptı züppe sinir oldum " ya sen ne kadar çıkarcı bir insansın bu arada küçük hanım değil adım peri " Sinirlenmiştim bana gıcık gıcık bakıp " adının önemi Yok neyse telefonumu kaydediyorum " elimden telefonumu almıştı bir şeyler yaptıktan Sonra elime tutuşturdu " sana mesaj attığım yere gel teşekkür borcunu ödemiş olursun " beni bırakıp gitmişti borcumuzu bir şekilde ödücektik telefonuma baktığımda çocuğun adının savaş olduğunu öğrendim siyah giyinen gizemli çocuğun adı savaşmış demek gelen mesaja bakıp gözlerimi devirdim
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah🖤
RomanceBelki çocuk siyahtı ama rengin kızı ona umuttu her şey New York'ta başladı siyah belki de rengin kızının ışığına mı kapıldı ?