Hazer hızlı kullandığı arabayla kısa sürede konaktaydı. Eyşanı şimdilik konağı basmaması için zar zor ikna etmişti. Yorgunlukla kendini odaya attı. Farah da odada yatağın çarşaflarını değiştiriyordu. Hazer birlikte oldukları geceden sonra Farahla arasına mesafe koymuştu.
Odaya girince Faraha kısaca nasıl olduğunu sormuş pijamalarını alıp banyoya geçmişti. Farah bu tavırlarına daha ne kadar dayanabileceğini düşündü. Zordu. Aynı odada sevdiği adamla bir yabancı gibi yaşamak çok zordu.
Banyodan çıkan Hazer laptobunu açıp maillerine bakmaya başladı. Farahı resmen yok sayıyordu. Farah oturduğu yerin tam karşısında durdu, onu farketmesini bekledi.
-Hazer neden yapıyorsun bunu
Hazer kafasını kaldırıp bir müddet Faraha baktı.
-Ne yapıyorum ben Farah.
-Ya ben senin karınım hemde öyle formaliteden filan da değil. Farkındasın değil mi?
-Biliyorum Farah ama olmuyor yapamıyorum evet karımsın evet benimsin ama sana aşık değilim.
Farah duyduğuyla bir an canı acımışcasına gözlerini kapattı. 'Sana aşık değilim' demişti kocası. İlk gördüğünde aşık olduğu adam. Seni ağlatmayacağım diyen adam şuan onu öldürüyordu.
-Yalandı
Farahın gözlerinden bir damla yaş koynuna süzüldü.
-Farah
Hazer oturduğu yerden kalkıp, Farah'ın kolunu tutmak için uzandı ama Farah kendini geri çekti.
-Ben babamı, şu hayattaki kahramanım dediğim adamın kalbini paramparça ettim. Ağlamaktan gözlerim şişti. Ama senin karşında durduğumda ,o herkese korku bana güven salan gözlerine baktığımda acımı unuttum.
-Farah sen de biliyorsun biz formaliteden evlendik
-Ne formalitesi Hazer hâlâ ne saçmalıyorsun . Sen dokundun bana, isteyerek, bilerek
-Evet ama pişmanım. Sana bir şey hissetmeden bunu yapmamam gerekiyordu.
-Çık Hazer.
-Farah
-Odadan çık Hazer.
Hazer fazla zorlamadan odadan çıkıp çalışma odasına gitti. Farahın gözyaşları şimdi daha şiddetli akıyordu. Ağlayarak duvarın dibine çöktü. Gün ağarmak üzereyken yerden zar zor kalkıp yatağa uzandı.
Gözlerini açtığında saat 09:00'u geçiyordu. Umrunda da olmadı. Ağlamaktan şişmiş gözleriyle aynanın karşısına oturdu. Ben kimim diye kendine sormaktan geri duramadı.
O kimdi? O Zoloy Germiyanın tek kızı yıllardır el bebek gül bebek büyütülen Farahtı. Şimdi ise bir adamdan neredeyse sevgi dilenecek duruma gelmişti. Kendine geldiğinde avluya indi, ortalık sakindi. Kahvaltı masası toplanmıştı. Mutfağa geçtiğinde hummalı bir çalışma vardı.-Hanımlar bugün erken başlamış yemek hazırlıkları.
-Evet gelin hanım. Hazer Ağam aradı az önce akşam misafirleri gelecekmiş.
-Kimmiş
-İş arkadaşları herhalde.
-Anladım Zülal, kolay gelsin
Farah avluya geri döndüğünde Zümrüt Hanım sedirde oturuyordu. Onu yanına çağırdı. Farah kaynanasının yanına oturdu.
-Derdiniz ne kızım sizin?
-Bir şey yok anne ,sorun yok yani.
-Dün geceki bağrışmalarınız konağı ayağa kaldırdı
-Duydumu herkes.
-Merak etme tabiki de odaya yaklaştırmadım ama
-Siz duydunuz
-Evet duydum. Kızım hani kolaylaştıracaktın bu evliliği.
-Anne tamam da ben Hazerin karısı değilim sanki özel hizmetçisiyim. Yüzüme bile bakmıyor. O geceden sonra bana dokunmadı bile. Ağrıma gidiyor.
-Anlıyorum güzel yavrum. Bak Hazer zor biridir belli ki sana alışmaya çalışıyor. Daha da zorlaştırma yoksa yara alan sen olursun.
-Anladım anne çalışacağım .
Farah ile Zümrüt Hanım konuşmalarına devam ederken konağın kapısı gürültüyle açıldı. İçeri ince uzun boylu bir kız girdi, bağırıyordu. Arkasından Hazer girdi belli onu engellemeye çalışıyordu.
-Nerde o kadın göster, beni bırakıp evlendiğin kadın kim.
Eyşan şuan avluda ortalığı birbirine katıyordu. Hazer zar zor Eyşanı kolundan tutup onu dışarı çıkardı. Farah ne kadar yakıştıklarını düşündü. Yanında duran Zülale sordu.
-Kimse bu kadın Zülal biliyor musun
-Sen bilmiyor musun gelin hanım
-Hayır,kim
-Beyim senden önce o kadınla birlikteydi. Eyşan Yöreoğlu. Şirkette asistandı. Herkes onunla evleneceğini düşünüyordu ama senle evlendi. Benden duymuş olma ama bu kadın çirkefin teki.
Farah hâlâ konağın kapısında konuşan Hazerin yanına yaklaştı. Onlar onu farketmemişti.
Hazer, Eyşana uzak dur bizden diye bağırıyordu. Eyşan alayla gülümsedi.-Karnımda senin çocuğunu taşırken senden nasıl uzak olabilirim.
Farah duyduğuyla duvara yaslandı. O kadın Hazerin çocuğuna mı hamileydi. Hazerin ,Farahı farketmesi uzun sürmedi. Eyşanı kolundan tutup arabaya soktu. Korumaya da onu götürmesi için işaret verdi.
Farah yine yaşlarının dökülmesine engel olamamıştı. Ona doğru gelen Hazeri izledi.
Hazer ona iyice yaklaşıp durdu ama birşey diyemedi.-Olabilir mi o çocuk kesin senin mi? Yalan de Hazer ,nolur.
Hazer sus pustu. Farah elleriyle yaşlarını sildi.
-Bu evliliğin bu kadar sürmesi bile mucizeydi belki Hazer. Ama hayatta mucizelere yer yok. Ben evime geri dönüyorum,kendi evime. Beni ağlatmayacak tek adamın yanına. Biz bir hata yaptık. Bedeli çok ağır oldu..
Beklettiğim için çok özür dilerim. Yeni bölüm sizlerle ,keyifli okumalar😘😍
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞK-I BERDEL (Tamamlandı)
Genel Kurgu"Bazı anlar vardır zaman dışarda ,dünya dışarda. Sanki kendimizi dünyaya kapatmışız gibi. Sanki bütün kötü anılarım silinmiş sadece sen varmışsın gibi.." "Bir gün sana doğru yola çıktım hava karlıymış , buzluymuş. Yürümeye başladım. Sadece gelip san...