on

870 88 57
                                    

"Pekala, anlamama izin ver:" diye başladı Josh, "makarnayı kaşıkla yemeye çalıştın, erkek kardeşin sana çatal vermeye çalıştığında ona toz bezi dedin, kız kardeşinin basketbol turnuvası hakkında konuşmasını dinledin, erkek kardeşin seni masanın altından tekmelediğinde sandalyeden düştün, babanın alkolsüz bira içmesini izledin, annenin kız kardeşinin basketbol turnuvası hakkında konuşmasını dinledin, ve seni masanın altından tekmeleyen kardeşin sana neden okula gitmediğini sorduğunda ağlamaya başladın."

"Evet neredeyse hepsi bu," dedi Tyler, başını sallayarak.

Josh kaşlarını kaldırdı. "Neden akşam yemeğine katıldın ki?"

Tyler kızardı. "Bu bir bakıma bir kazaydı."

Josh kaşlarını biraz daha kaldırdı. "Nasıl kazayla ailenle akşam yemeği yemeyi başardın?"

"Ben- ah..." Tyler bir elini saçlarından geçirdi. "Şey, anneme bir şey hakkında soru soracaktım ama, uh, ona yanlışlıkla akşam yemeğinde ne olduğunu sordum."

Josh'ın havaya kalkmış kaşları biraz daha yükseldi. "Ona ne soracaktım?"

Tyler yüzünün daha da kızardığını hissetti. "Hiçbir şey," dedi biraz hızlı bir şekilde.

Josh'ın kaşları o kadar yukarıdaydı ki neredeyse parlak mavi saçlarının çizgisi altında kaybolacaklardı. Tyler kendini durduramadan uzandı ve Josh'ın kaşlarını aşağı çekti.

İkisi de kahkahaya boğulmadan önce bir süre birbirlerine baktılar.

En sonunda alınları birbirlerine yaslanmış ve parmakları kenetlenmişti, ve Tyler Josh'ın yumuşak, C majör dudaklarına bakarken hala kıkırdıyorlardı. Hafifçe eğilmek hiç de zor...

"Tyler?"

Tyler aniden kendine geldi, Josh'ın mocha gözlerine bakmaya devam etti. Alınları hala birbirine değiyordu.

"Şey ben, um..." Tyler düşünemeden önce, dudaklarınının birleşmesi için o küçük aralığı kapattı. Bu kısaydı, ama Tyler geri çekildiğinde yine de o mükemmel, C majör dudakların kendi dudakları karşısında tepkisiz olduğunu hissetmişti.

"Oh," dedi Josh, afallamış görünüyordu.

"Oh," diye tekrarladı Tyler, ayağa kalktı. "Oh, oh dostum, çok özür dilerim, B-ben..." HIzla merdivenlerden aşağı inmeye başladı.

"Hayır, bekle, Tyler-" Josh ona seslendi, ama Tyler arkasına bakmadı.

forest fic [stay in place (sing a chorus)] //joshler {türkçe} Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin