Heartbreaker (ASKIDA)

'Don't Touch Me'

Gözümü sarmalayan kirpiklerimi bir kaç kere kırptıktan sonra etrafı net görmeye başlamıştım. Elimde hissettiğim acı, tüm vücudumu sarmaya başladığında ellerimi yüzümün hizasına kadar kaldırıp bakmaya başladım. Elimin içi su toplamış gibi şişmişti. Mahvolmuş bir durumdaydı. Kapının açılması ile kafamı o tarafa doğru çevirdim. Justin gelmişti yine, yanında ise beyaz üstü olan bir adam vardı. Adam bana yaklaşıp ellerimi ellerinin arasına sıkıştırdı. Bir süre inceledikten sonra ''Daha sıcak olsaydı, derisine nüfuz ederek kalıcı zararlar bırakırdı.'' dedi ve ağzını yukarı doğru kıvırıp iyice inceledikten sonra ''Şükretmelisin ki sinirler ve kaslar iyi durumda. 2. derecede yanık.'' diye geveledi.

Justin'e doğru yaklaşıp kulağına bir şeyler fısıldadı. Ardından hızlı adımalarla dışarı çıktılar. Bir kaç dakika odayı inceledikten sonra içeri yalnızca Justin'in girdiğini gördüm. Ona doğru bakmamaya çalışarak gözlerimi etrafta gezdirmeye başladım. Yanıma gelip elindeki poşetten bir kaç krem çıkardı. Ellerimi kendine doğru çekip ilacı sürmeye başladığında şaşkınlık içerisinde ona bakmaya başladım. O ise beni hiç umursamadan işini yapmaya devam ediyordu. İşini bitirdiğinde ayağa kalktı. Banyoya girip elini yıkadıktan sonra tekrar yanıma geldi, yatağın kenarına oturup saçlarımı okşamaya başladı. Gözleri çok yumuşak bakıyordu. Onu ilk gördüğümdeki gibi değildi. Aşırı masumdu...

Sinirli gözlerimi ona çevirip ''Bana dokunma'' diye azarladım. Hafifçe gülümseyip saçlarımla oynamaya devam etti. Tam onu tekrar azarlamaya kalkacaktım ki kapı zili buna mani olmuştu. Koşar adımlarla aşağı inip, kapıyı açtı. Yavaşça yerimden doğrulup kapıya doğru ilerledim. Ellerim yaralı olduğundan kapıyı açamıyordum. Yalnızca aşağıdan gelen sesleri yarım yamalak duyuyordum. Birisi koşa koşa yukarı çıkıyordu. Hızla yatağa girip gözlerimi kapattım. İçeri giren kişi şaşırmış olacakki hiç ses çıkarmıyordu. İnce bir kız sesi ''Bu sürtükte kim Justin'' diye sordu. O an oradan kalkıp onu boğazlamak içimden geçtiysede tabiki yapamadım. Justin'in sesi ise ''Ne zamandan beri özel hayatıma karışır oldun Nora?'' diye sordu. Şu iğrenç kız sesi ''Beni becerirken prezervatif kullanmadığından beri.'' diye cırladı.

Hamile olduğunu söylemenin nazikçe olanı buydu herhalde. Tekrar Justin'in sesi ''Siktir git Nora benden sonra kim bilir kaç kişinin altına yattın. Eddie ? Jack ? George ?'' diye gürledi. Kız çok sakin bir şekilde ''İyi öyle olsun'' deyip kapıyı çarptı. Yatağın kenarında bir ağırlık hissettiğimde yeniden saçlarımla oynamaya başladı ve fısıltıyla ''Aç gözlerini'' dedi.  Yavaş yavaş gözlerimi araladığımda arkamı dönüp ona bakmaya başladım. ''Ellerin... Acıyormu ? '' diye sorduğunda gözlerimi devirdim. 

Cidden ben neden hala buradaydım. Bu lanet yatakta. Kim bilir bunun üstünde kaç kızı becermişti. Beni sopayla dövüp bakireliğimi elimden aldı. Annemi tecavüz edip bıçakladı. Ellerimi sıcak demirle yaktı. Bunlara rağmen hala yanında duruyordum. Neden böyle saçma sapan bir şey yapıyordum ki. Hızla ayağa fırladım. Dışarı çıkmak için kapıyı açmayı denediğimde elimde vücudumu ele geçiren bir ağrı hissetmiştim. 

Ona doğru dönüp gözlerimle kapıyı işaret ettikten sonra kapıyı açmasını bekledim. Yanıma gelip kapıya yaslanmamı sağladı. Vücudumu okşayıp kulağıma eğildi ve ''Yanımda kal.'' diye fısıldadı. Sesinin ilk defa bu kadar cılız çıktığına şahit oluyordum. ''Neden?'' diye sorduğumda dudaklarıma yaklaştı ve sıcak nefesini yüzüme yollayıp ''Çünkü, öyle istiyorum.'' dedi. Ne yani o istiyor diye yanındamı duracaktım ? Tabiki HAYIR!. 

Aniden dudaklarıma yapıştığında nefes alma fırsatım olmamıştı. Karşılık vermemi bekliyormuş gibi sertçe öpüyordu. Ama ona asla karşılık vermeyecektim. Hızla dudaklarımdan ayrılıp burnuma kesik kesik nefesler vermeye başladığında ''Bunu neden yaptın?'' diye sordum. Ufak bir gülümsemeyle bana bakmaya başladığında kadınlığımın üzerinde şişen bir şeyler olduğunu farkettim. Benden uzaklaşıp ''Siktir!'' diye bağırdığında neler olduğunun farkına varmıştım. Cidden sadece öpüşmemize rağmen nasıl bu kadar çabuk olmuştu.

Çok kısa olduğunun farkındayım. Kusura bakmayın. Merakta bırakmamak için kısa bir bölüm yayınlamak istedim. Normal şartlarda hiç yazmayı düşünmüyordum. İstek üzerine yazdım :)