İyi Okumalar ^-^
21 Aralık 2017
Araba arsaya girdiğinde kolunu hafifçe yukarı kaldırıp bileğini sıyırdı ve saatine uzunca bir süre baktı.
İçinden, hava açık, diye geçirdi. Gerçekten bugün hava o kadar güzeldi ki, aldığı her nefesten sonra, bir sonrakini daha çabuk içine çekebilmek için, acele etmek istiyordu.
Ayaklarının altı, kuru otlarla ve ölü toprakla kaplıydı. Yağmur yeni dindiği için ıslak... Altında ve üstünde yatan binlerce anıya ev sahipliği eden bir arsa...
Kızların arabanın içinde oturmuş tedirgin bir şekilde onun sırtını izlediklerini biliyordu. Yavaşça gülümsedi. Korku, ona duyulan korku, keyfini yerine getirmeye yeterdi.
Gökyüzünü incelemeyi bırakıp tekrar saatine baktı.
Mixan... Karşısında ayaklanan yemyeşil ağaçların arasında, çocukluğunda hep saklandığı yere, küçük ağaç evine sığınmıştı. Ve birkaç dakikaya... Çıkıp gidecekti.
Arkasında sabırsızca bekleyen iki kızın, Mixan'ın ağaç evde alıkoyduğu çocuğu almaya geldiklerini biliyordu. Çünkü Mixan onunla işi bittiğinden kızları aramış ve onu almalarını söylemişti.
Sejun ise bütün bunları... Mixan'ın çok güvenilir korumalarından biri sayesinde biliyordu.
Ağaçların içinde ani bir hareketlilik olunca gözlerini kısıp orayı incelemeye başladı. Teker teker aşağı inen korumalar, bir çuval gibi aşağı attıkları ve karpuz yakalar gibi aşağıdan tuttukları çocuk ve nihayet, istifini bozmadan aşağı iniveren Mixan.
Mixan ve adamları nehrin kenarında bekleyen yata atlayıp, çocuğu orada bıraktılar.
Sejun kardeşine hiç görünmeden bu denli rahat bir şekilde onun yakınında olmayı seviyordu. Bir abinin uzaktan da olsa kardeşlerine göz kulak olması gerekirdi elbette.
Ama Sejun bunu amaçlamıyordu. Onun amacı taşların hareket kabiliyetini bilmekti. Atın L çizerek, kaleninse düz gittiğini... Piyonun ne olursa olsun çapraz yediğini bilmek. Mixan'ın neler yapabileceğini bilebilmesi için onu böyle göz kulak olan bir abi gibi, izlemesi gerekiyordu.
En sonunda arkasını dönüp arabanın içindeki kızlara baktı.
Gözetleme her zaman yapılır ama buraya onun için geldim, dedi içinden.
Sürücü koltuğunda ruhunda bir damla bile korku duymazmış gibi oturan ve gözlerini üç senedir görmediği abisinin gözlerine kayıtsızca diken kıza değil... Başını öne doğru uzatmış, titrek gözlerle, artık eskisi gibi olmayan en yakın arkadaşına bakan kıza baktı.
Sunny, Sejun'un ona baktığını anlayınca gözlerini kaçırdı ve Ga Eun'a bir şeyler fısıldadı.
Sonra kaçınılmaz olarak, tekrar göz göze geldiler. İki kız kendi kendilerine konuşurlarken ne Sunny ne de Sejun başka yere bakmaya yeltendi.
Sanki ayrı geçen bunca yılın acısını çıkarmak ister gibi... Birbirlerinin gözlerine bakıyorlardı.
En sonunda Ga Eun ikna edilmiş olsa gerek, arabanın kilidini açtı.
Sejun kızın korkusuz gözlerinin temkinli bir şekilde onu taradığını biliyordu. Kız kardeşine yavaşça gülümsedi.
Sevdiği, gerçekten sevdiği insanların, onlarla alakası olmayan bir hatasından dolayı, ona tavır almaları kanına dokunuyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TONY MONTANA
Hayran KurguSatranç tahtasında yalnız bir şah... Aslında hayatta herkes bir hikayenin yan rolü... Hatta bazıları her yerde satır arası olmaya mahkum. Geçmiş peşini bırakmazsa onu gözlerinin önüne sermen ve yüzleşmen gerekir. Kardeşlerini, kardeş bildiklerini ko...