MULTİMEDYA DA Kİ GİFTE NİL VAR :)
--------
Az önceki öpüşmeden sonra kendime gelmem biraz zor olacaktı.Şarapta beni oyalamak yerine aksine daha çok düşünmemi sağlıyordu. Kadehi yan tarafıma koydum.
“Beğenmedin mi?”
“Hayır,beğendim.Ama biliyorsun bünyem içkiye pek alışık değil”
Bu cevabım çok hoşuna gitmiş olacak ki güldü. ”Benim yanımda sarhoş olman sorun değil.”
“Ben sarhoş olmak istemiyorum.İyi değil çünkü saçma konuşmalar yapıyorsun,sonra miden de ne varsa dışarı çıkıyor,düşünme yetini kaydebiyorsun.Bunlar pek benlik değil.”
“Amerika da partilere katılmadın mı sen.Yani eminim orada dağıtıp sarhoş olmuşsundur.”
“Katıldım ama kendimi kaybedecek kadar sarhoş olmadım hiç.Ben genelde Deniz’e bakıcılık yaptım”dedim gülerek.
O da gülerek “Deniz’le ne kadardır arkadaşsınız?” diye sordu.
“23 yıl oldu. Ailelerimiz arkadaş zaten. Bizde doğduğumuzdan beri beraberiz”
“Hiç ayrılmadınız mı?”
“Sadece 3 sene. O da biz Amerika’ya gittiğimizde. Sonra onlarda geldi Amerika’ya. ”
“Hım.Bana biraz Deniz’i anlatsana” dediğinde şaşırarak ona döndüm.”Tanışacaktık unuttun mu?Onun hakkında birkaç bilgi işime yarayabilir.”diyerek göz kırptı. Bir daha kırpsın....
“Anladım.Deniz’i gördün ve birkaç kez görmene rağmen çok neşeli biri olduğunu anlamışsındır.” dediğimde lafımı böldü “Son karşılaşmamız hariç”
“Evet.Ama korumacı bir tavır sergiledi.Bunun için ona kızamam. Her neyse. Deniz çok konuşkan ve neşelidir.Ama laubalilikten hiç hoşlanmaz.Ah ve unutmadan açık sözlüdür.Bu konuda seni uyarıyorum çok aşırı sözlüdür hatta.” dedim hızlıca.
“Not ettim.Peki ya Daniel?” dediğinde sert bir ses tonuyla söylediğini anlamıştım. Bu kıskanmak değildi biliyorum evet.Sadece benim hayatımdaki yerini merak ediyordu.
“O da çocukluk arkadaşım. 10 yaşından beri beraberiz” dedim.
“Anladım.Pekala onun hakkında bilmem gereken bir şey var mı? “
“Aslında pek yok.Uyumlu biridir.Ah şey var.Türkçe konuşurken sıkıntı çekiyor.Bazen ne söylediğini de anlayamıyor.”
Biz biraz daha Daniel ve Deniz’den bahsederken aklıma takılan şeyi sormam gerektiğini hatırladım. “Senin hiç böyle yakın arkadaşın yok mu?Taner dışında yani?” dediğimde suratı düştü. “Hayır yok. Sizinkilerle ne zaman yemek yiyeceğiz?” diyerek konuyu değiştirdi. Şu arkadaş mevzusunda bir sıkıntı vardı ama söylemiyordu.
“Bilmiyorum.Senin işlerin çok yoğun.Ama onlar her zaman müsait.Sen söyle” bilinçaltım da bir saçma bir kadın yattığını o an anlamıştım.O kadar güzel konuş konuş sonra direk tatsız konuya bağla.
Elimi tutarak ona bakmamı sağladı. “Senin için iptal ederim.O yüzden sen karar ver.Ne zaman?” dediğinde beynim soruyu birkaç kez sorgulattı. Ama benim düşüncelerimin saptığı yön dudaklarıydı.Elimi sıktığında artık cevap vermem gerektiğini anladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Renkli Rüyalar
RomantizmSerinin 1.HİKAYESİ: Amerika'dan Türkiye'ye dönen yirmi üç yaşındaki güzel mimar Nil,hayatının tüm karmaşasını Amerika da bırakmıştır. Türkiye'ye geri dönüşünde ona en büyük desteği çocukluğunu,gençliğini geçirdiği can yoldaşı Deniz verse de, o da ol...