"Annee!Ben Yeşimlere gidiyorum."
Saat gece 11'di.Ben ben salak gibi korkusuz olduğumu kanıtlamak istercesine arkadaşımın evine gidiyordum.
"Bu saatte hiçbir yere gidemezsin Esin!"
Dinlemezlikten gelip telefonumu ve anahtarı cebime attım.Kapıyı acelece açıp çıktım.
Biraz olsun rahatlamak istiyordum.Belki Yeşimlere gitmeden gezebilir,kafamı dağıtabilirdim.Çünkü yine 1 yıldır iş aramama rağmen kabul edilmemiştim,geri dönüş yapılmamıştı.
Babam yoktu,ben küçükken ölmüştü.Kardeşim yoktu.Annem ve ben yaşıyorduk.Küçük ama bize yetecek kadar güzel evimiz vardı.Annem bir restoranda aşçıydı.Iyi kazanıyordu yani bize yetiyordu.
Ama annemi tek bırakmak istemediğimden 1 yılı geçkin suredir iş bulmak için uğraşıyordum.Tabi Türkiye'de iş bulmak o kadarda kolay değildi.
Yürümeme devam ederken parka yaklaştığımı gördüm.
Yeşimlere öğlen saatinde gitmiş olsam salıncakta sallanır öyle giderdim ama şimdi başıma birşey gelmesini istemediğimden hızlıca oraya varmalıydım.
Yeşimlerin 2 sokak ötesinde yaşıyorduk.
Girdiğim sokak sessiz ve ıssızdı.
Kimse yoktu.Adımlarımı hızlandırıp sokaktan döndüm.
Şimdi 1 sokak kalmıştı.Etrafı inceleyerek yürürken yan taraftaki binadan gelen inleme sesiyle o tarafa döndüm.
Merakla binanın kapısına ilerledim.
Açmalı mıydım? Belkide hiç karışmamalı burayı terketmeliydim.Kafamı sallayıp onayladom. Buradan gitmeliydim.Yoluma dönüp gideceğim sırada duyduğum adam bağımasıyla paniklemeye başladım.Adımlarım hızlı değildi ,artık koşuyordum.
Tehlikeli bir yerde olduğumu anlamıştım,kaçmam ve kurtulmam lazımdı.Koşarken arkama bakmak gibi bir hata yaptım.
Arkamdan koşan biri vardı.
Önüme döneceğim sırada yan taraftan çekilmem ve ağzıma kapatılan el ile korkum çoğaldı.
Debelenmeye başladım. Bağırıyor çağırıyor tekme atmaya çalışıyordum.Olmuyordu arkamdaki beden vücudumu ele geçirmiş gibi hareketlerimi engelliyordu.Beni kendisiyle birlikte yana doğru yürütmeye başladı.Sonra ise köşe dönüşü olan yerden saklanmaya çalışarak baktı.Kafamı yana çevirip yüzüne bakmaya çalıştım ama yüzü siyah maskeyle kapanmıştı.Bakışlarını takip edip bende onun gibi köşeden sokağa baktım.
Gördüğüm şeyle irkilip ağlamaya başlarken,arkamdaki ise beni önüne getirdi.Şimdi yüzlerimiz birbirine dönüktü.Boyu benden en az 15 santim uzundu.Kafasında şapka vardı.Elini ağzımdan çekmeden önce işaret parmağını maskenin üzerine koyup sus işareti yaptı.
Kafamı salladım.
Elini çektiğinde sessizce fısıldadı.
"Kaç,seni yakalamadan kaç.Seni yakalarsa öldürür,çünkü sen artık cinayetin tanığısın."
Ben ondan uzaklaşmaya başladığımda o ise sessizce benim uzaklaşmamı izledi.Sonra ise benim ters tarafıma doğru koşup kayboldu.
Gözyaşlarımı silip koşmaya devam ettim.
Ben bugün bir cinayete tanık olmuştum.
Ben bugün büyük bir belaya giriş yapmıştım...