1. BÖLÜM

46 15 1
                                    

                                                                                      


It's just another night
(bu sadece birbaşka gece)
And I'm staring at the moon
(ve ben ayda başroldeyim.)
I saw a shooting star
(bir yıldızın atıldığını gördüm.)

ED SHEERAN -ALL OF THE STARS

                                                     YeniÖğrenci 💖

   Yeni bir gün yine insanların koşuşturmaca içinde geçireceği beş dakika sonra ne olacağını bilemediği yeni bir gün en azından benim için yepyeni bir gün yeni umutlarla dolu bir gün...

Kasım ayının ortalarına yaklaşıyorduk havalar serinlemeye başlamış sonbaharın ortaları yapraklar yavaş yavaş sararıp yer çekimine yenik düşerek yerle buluşuyor. Onun zamanı dolmuştu belki yere düşerken habersizce bitiriyordu canlılığını evet toprağa karışıcaktı ama onun yerini baharda başka bir yaprak alıcaktı ağaçlar şimdi uykuya dalıcaktı belki ama bir başka baharda tekrar yeşericekti...
Tıpkı umutlarımız gibi...
Odamın balkonunda oturmuş şehri seyrediyorum yavaş yavaş gün aydınlanmış ve şimdi hafif tonlu bir turunculukla güneş doğuyor birkaç saat sonra bu sensizlikten bi haber insanlar koşuşturucak, belki biyerlere yetişmeye çalışıp, belki sevdikleriyle buluşacak ama tek bildiğim şuan ki huzuru arıyor oluşum.
Saat ilerlerken okul saatimin yaklaşmış olduğunu düşünerek ayaklandım hergün yaptığım gibi kalkıp telefonumdan kurduğum alarmı kapatıp banyoya yoneldim banyoda işlerimi halledip çıktığımda telefonum çalıyordu arayana baktığımda yüzüme gülümseme yerleşti ve telefonu açtım "yakışıklı odunum" diye telefonu açtığımda odun aras beyciğimden bir kahkahamsı kıkırtı çıktı "Laram nasılsın bakalım" iyiğim oduncuğum "laraşkım kahvaltıya gidelim mi? Okuldan once" dedi ve beni mest etti "olur bizim aşşağı sokaktaki Cafe ye gidelim oranın kahvaltısını seviyorum" peki orda buluşuruz görüşürüz laraşkım "baybay odun bey" bizde böyleyiz işte hemen dolabının karşısına geçip dizleri yırtık siyah pantolonumu üstüne yarım bol beyaz bir t-şort ve siyahlı kırmızılı kareli gömleğimi alıp hemen üstüme geçirdim üç aydır olduğu gibi yine evdeki sessizlikle beraber aşşağı indim eve son bi kez daha baktım almam gerekenleri aldıktan sonra kapıyı kilitleyip çıktım Cafe alt sokaktaydı bu yüzden yürüyorum aras dört senedir yanımda olan insan annemle babamı kaybettiğimde yanımdaydı annem ve babam dışında bir abim vardı öz diğildi annemler benden once onu yetimhaneden almışlar benle abimi hiç ayırt etmezlerdi. Aramızda dört yaş var öz abim olsa bu kadar sevmezdim babamın holdingi vardı onu kaybedince iki sene vedat amca yönetti orayı hala çalışıyorda orda babamın en güvenilir adamıydı abim on dokuz yaşına girince orayı abim yönetmeye başladı o yüzden iş yerine yakın bir yerde ev tuttu ve orda kalıyor. Benim kaldığım ev annem ve babama dedemden hediyeymiş her köşesinde anımız var ordan ayrılmadım bu yüzden. Şu an orda tek kalıyorum üç ay öncesine kadar evde beni uyandıran şen şakrak biri vardı benim ikinci annem gibi bişey ama şöyle ki onu üç ay önce kaybettim Hatice ablam annem ablam gibiydi benim dört sene boyunca ama onu kalp krizi sonucu kaybettim. Şu hayattan tek beklentim Duru abim ve Aras'ı kaybetmemek... hala düşünüyorken Cafeye geldiğimi fark ettim. İçeriye geçip gözlerimle arası aradım bulduğumdaysa yanına doğru gittim ve "odunum" diye bağırdım tam olarak bağırma sayılmazsın ama olsundu. Yanında tek mutlu olduğum insanlardan biriydi o obenim herşeylerimdendi ufak bir sırıtma eşliğinde bana döndü ve ayağa kalkıp bana sıkıca sarıldı kulağıma hafifçe yaklaşıp"hoşgeldin çikolatalım "kulağıma vuran nefesiyle hafifçe ülpersemde hemen geçti ve kelimeyle beraber bende sırıtmaya başladım ayrıldığımız bana son kez bakıp sandalyesine oturdu. Ve bende sandalyemi çekip oturdum. Hey ne sandınız sandalyemi çekecek kadar vıcık vıcık olduğumuzumu hayır biz boyle iyiyiz oküzüz filan ama tatlıyız ya ben düşünürken aras siparişi bile vermiş bana bakıyordu. Ben yeni farkettim ama hemen tekrar sırıtıp "nee neye bakıyorsun" dedim gülerek. "sevgilimin güzelliğine" elimi kaldırıp arasın masaya uzatmış olduğu ellerinin üstüne kattım ve "evet biliyorum çok güzelim" dedim gülerek ona alışmıştım artık böyle diğer sevgililer gibi değildik biz birbirine aşık iki insandık bedenlerimiz farklı ruhlarımız birdi. Biz sadece sevgili değil dost arkadaş sırdaş yeri geldiğinde bir ebeveyndik birbirimize ikimiz çok acı çektik ama hep yaralarımızı sarabildik iyi ki vardı o benim hem ilkim hemde iyikimdi. O benim herşeyim...
Biz hala gülüşünden ve ben onun yüzünü her santimini izlerken garson geldi. Siparişleri bıraktı ve gitti. Kahvaltıya baktıktan sonra ona dönüp "iyi ki varsın" dedim "iyiki" sonra yemeğimizi yedik ha bide arasın yemek yerken bir huyu var ilk lokmayı karşı tarafın yemesini bekler yoksa yiyemiyor... Kahvaltımızı bol gülüşmeli bir şekilde yaptıktan sonra kalktık ben dışarı çıkıp otoparkta arası bekliyordum aras ta içeride hesabı ödüyordu. Abimi özlediğim için aramayı akıl etmiştim özledim derken abimle çok sık görüşmediğimizden değil daha dün beraberdik sadece alışılmışın dışında olduğu için çok özlüyorum. Telefonumu arka cebimden çıkarıp abimi aradım daha ikinci çalışta açan abim hemen "Laram nasılsın özledim seni" dedi tabi karşılıklı herşey "iyi abi çok iyi hatta sadece seni çok özledim bugün buluşalım? olur abim buluşalım hatta şöyle yapalım akşam benim bir iş yemeğim var hazırlan beraber gidelim hem sende tanışırsın ne dersin?olur abiş akşam kaç gibi gelirsin beni almaya ?ben altı gibi gelirimm kuzum şimdi kapatmam lazım toplantıya giricem sonra görüşürüz''görüşürüz abicim"abimle konnuşurken arasta gelmişti otoparka doğru hızla gidip arabaya bindik.Sanırım ikimizinde konuşası yoktu bende elimi radyoya götürüp şarkı açtım kanalın birinde bir spker birşeler kouşuordu sabırım mesajlarla şarkı isteyebiliyoduk.Hemen telefonumu çıkarıp söylenen yere girip mesaj yazıp yolladım .Aras ne yaptığıma bakmamıştı .Birkaç dakika sonra amesjım okundu buna şans demeliydim heralde onlarca kişi arasınndan benim mesajım okunmuştu .Radyoddaki sese kulak verdim"bu mesaj çok güzelmiş bizi dinleyenler arasında Lara hanum ve aras bey var Lara hanımın aras beye bir mesajı var'Arras bey Lara hanım sizi çok seviyor ' çok tatlı bir çiftler şuan çalıcak olan şarkı lara ve arasın şarkısıymış bu şarkı tüm aşıklara geliyor"radyoda şuan kalben sadece çalıyordu. Aras bana şaşırrmış bir ifadeyle bakıyordu.Bunu yapmamı beklemiyodu. arabayı sağa çekip bana döndü.Tamam bende bunu beklemiyodum "seni seviyorum iyiki varsın iyikim"deyip sarıldı daha sonra önüne dönüp arabayı tekrar çalıştırdı birkaç saniyelik sevgi gösterisinden sonra yola devam ettik.

Benim için uzun ve ölüm sessizliği içerisinde geçen yolculuktan sonra okula varmıştık. Aras arabayı park edince arabadan inip arası beklemeye başladım aras ta gelince el ele yürüdük. Okuldan girdiğimizde insanlar bakışı üzerimize dikmişlerdi. İşte başlıyordu en sevmediğim yer olabılırdı. Aras okulun en gözde öğrencilerinden olduğu için okuldaki çoğu öğrenci bizi yakıştırmıyor ve yakıştırmadıkları gibi aralarında dedikodu yapıyorlardı hakkımda daha doğrusu hakkımızda olan dedikodulara kulak asmamaya çalışıyoruz. Ama arada her insanın olduğu gibi sinir küpü olduğum oluyor tabi. Günümü böyle şeylerle bozmamak için arasın elini dahada sıkı tutup yürümeye devam ettik.

Sınıf katlarının ayrıldığı yerde bizde ayrıldık daha sonra ben sınıfıma gittim. Sınıfa girdiğimde sırama doğru ilerledim Duru beni daha farketmemişti. Sırama oturmam iki adım kala Duru beni fark etti ve ceylan görmüş aslan  gibi once gözlerini kıstı daha sonra yavaş ve sakin adımlarla avına yani bana yaklaştı ve beklenen oldu aslan ceylana saldırmaya başladı "lara nerdesin sen neden bana haber vermiyorsun insan bi soyler dimi Duru bak ben Aras 'la kahvaltı edip okula oyle geçicem ama yok lara hanım illa haber vermeyip Duru' yu meraklandırsın Duru kim ki zaten mert olmasa varya nerde olduğunu bilmiycem." Duru 'nun fırça işi bittikten sonra arkasını donup sıraya doğru yürüdü. hastasıyım ben bu kızın yaiki dakikada içini boşaltıp sonra normal haline dönüyor biraz dengesiz ama olsun bende dengesizim ayakta hala dikilip hala  bunları düşünüyorken Duru'nun bana seslenmesiyle düşüncelerimden uzaklaşıp sırama doğru yürüdüm. Birkaç dakika sonra içeriye pis kimya hocası girdi. Pis deme sebebim şuki hoca bana takık bir şey yapmasam dahi bana bağırıp çağırıp notumu kırıyor. hocanın tahtada günaydın faslından sonra derse geçmiştik . Dersin ortalarında kapı çaldı içeri uzun boylu buğday tenli simsiyah saçlı kömür karası gözleri olan gamzeli bir  çocuk girmişti. elindeki kağıdı hocaya uzatıp  gülümsemeden düz bir ifadeyle "yeni oğrenci " dedi canım göbekli kimya hacam "kendini tanıt"sınıfca  kiyacı ve yeni çocuğu izliyor ve tanıtmasını beklerken gamzeli çocuk "BULUT bu kadar yeterlidir umarım çünkü ben oturuyorum daha fazla konbuşmak istemiyorum"canım  kimya hocam yavaş yavaş kızarken bulut benim arkamdaki  emrenin yanına oturmuştu kimyacının sınırlenmesi bende patlıycaktı bulut sinirlendirdi ben çekicem cefayı of bulut ne vardı düzgünce kendini tanıtıp otursaydın ...

İKİNCİ  DEFAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin