8.BÖLÜM "İhanet"

18.6K 1.4K 379
                                    

Bölüm Şarkısı: Starset  - Point of No Return

İyi Okumalar~

Maya Cresta

Helikopterle olan inanılmaz kısa yolculuğumuzun ardından sonunda yüksek bir binanın üzerine iniş yapmaya başladığımızda yerimde doğruldum. Şu anda nerede olduğumuzu ve ne yapacağımızı bilmiyordum fakat bir tahminim vardı. Muhtemelen Peter Rivera'nın şirketlerinden birisine iniş yapmıştık ve onlar onunla konuşacaklardı. Bu şirketin tam olarak hangi eyalette ve hangi şehirde olduğundan emin olamadığım için bir süre sessizce onları takip etmeye karar verdim.

Bu grubun içinde kendimi yakın hissettiğim veya güvendiğim kimsenin olmaması kendime olan güvenimi balon gibi söndürürken istemsizce yutkundum. Beni çok zeki olduğumu bahane ederek bu işlerin içine sokmuşlardı fakat çok zeki olmak insanlara ve sosyal gruplara olan bağımlılığı azaltmıyordu. Bu grubun içerisinde kendimi yalnız ve küçük hissetmekten alıkoyamıyordum.

Her şeye rağmen en çok Ryan ile diyaloğum olduğu için ona yakın durmaya karar verdiğim sırada Ryan'ın koşar adımlarla ve buz gibi bir yüzle uzaklaşması ayaklarımı tekrar olduğum yere sabitledi. Rita da hararetli bir şekilde onun peşine takıldığında çatıda Raymond ve Will ile yalnız kaldığımı fark ettim. Dünyanın en gamsız adamı ile dünyanın en öfkeli adamı... İkisinin yegâne ortak noktası muhtemelen çevrelerindeki kimseyi düşünmemeleri olurdu. Will birileri için endişelenmeyecek kadar gamsız, Raymond birilerini düşünse bile öfkelendiği zaman herkesi yakacak kadar fevriydi.

Bu ikisiyle yalnız kaldığımda; Lacey'in sıcak dostluğunu, Grant'in tanıdık kötülüğünü ve Ryan'ın dengesiz düşmanlığını bile özlemiştim. Neredeyse hiç konuşmadığım kızıl saçlı duygu kontrolcüsü Cassia'yı da özlemiştim. O en azından bana gülümsemişti. Ve efsanevi suikast yetenekleri ile zehir ustası Rita'yı da bu ikisine tercih ederdim. O da, bu şartlar altında tanışmasak benimle iyi anlaşacağını söylemişti. En azından aklıma gelen diğerleri burada yalnız ve bilinmezlik içinde olduğumu ben söylemeden fark ederlerdi.

Sadece bu ikisiyle kalmama rağmen tüm cesaretimi toplayıp öksürdüğümde ikisi de bana dönmüştü.

"Neredeyiz?" dedim düz bir sesle.

"Denver," diye cevap verdi, Will. "Sen buralıydın değil mi?"

Onu başımla onayladığımda merak ettiğim tek şey evime gidip gidemeyeceğim bilgisiydi. Aslında bu saatlerde evime gitmek oldukça zordu çünkü evim Denver'ın küçük bir kasabasındaydı. Ailem şehir merkezinde, muhtemelen buraya yakın bir yerlerde, olmasına rağmen onların yanına da gidemezdim çünkü onların yanına gidebilmem için her şeyi açıklamam gerekirdi. Oysaki bu durumda ne kadar az şey bilirlerse o kadar iyi olurlardı. Sabahın ilk ışıkları şehri aydınlatırken sesimi çıkarmadan Ryan'ın geri dönmesini beklemeye başladım.

Birkaç dakika içinde Raymond adımı seslenip onu takip etmemi söylediğinde yine sesimi çıkarmadan dediğini yaptım. Üçümüz birlikte üç kat aşağı inip bir bekleme salonuna oturduk. Yarım saat sonra Ryan ve Rita büyük bir öfke bulutuyla gelip yanımıza oturduğunda istemsizce irkildim. Ryan'ın hareketleri insanlıktan çıkmış gibiydi ve Rita sessizce ağlıyordu.

"Ne oldu?" diye sordu Raymond ondan daha önce hiç duymadığım bir sakinlikle.

"Raymond," dedi Ryan dişlerini sıkarak. "Sakın olay çıkarma," diyerek onu uyardıktan sonra derin bir nefes alarak saçlarını karıştırdı. Gözlerine kan oturmuştu. "Peter dedi ki, kaçabilmemize çok sevinmiş. Geride kalanlar için yapabileceği bir şey yokmuş. Kendisi de tehdit ediliyormuş."

DeğişimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin