Jasmine ile dersten çıktığımızda bir şeyler içmek için okulun kantinine uğramıştık. Vay be dedim kendi kendime. Türkiye'ye dönersem acilen eğitim bakanı ile (Allah bilir o zamana kim olacaktı..) konuşmam gerekecekti..
Sayın bakanım.. Bu nedir yav.. Bu devlet okulları ne halde kızlar, oğlanlar tuvalette sigara dönmekten bir hal oldular bakanım.. Gençliğimi çürüttüler sırf dayak yemeyeyim diye kullanmadığım halde sigara alır onlara verirdim bakanım yav..
Be bakanım.. Meğerse cadıymışım.. Tüh bunu önceden bileydim o sigaraları onların bir yerlerinde söndürürdüm de bakanım.. Neyse bakanım sonra görüşürüz.
Jasmine kendine sert acı bir kahve aldı ve daha ilk yudumumda nefret ettim.. Tamam filtre kahve falan içiyoruz ama bu ne be mırra gibi. Ay onu da ilk denediğim zamanı hatırlıyorum da o neydi ya dilim bir saat kendine gelememişti. Yüzümü buruşturarak sütlü kremalı kahveme gömüldüm.. Bir yanım delicesine çiğ köfte, adana kebap severken öteki yanım da böyle yumuşak tatlar seviyordu.. İkizler burcu kadını olmak böyle bir şeydi sanırım..
"Sahi Jasmine.. Burcun neydi senin?"
"Başak, neden?"
"Ne bileyim cadıyız falan ya burçlar gerçekten var mı sence?"
"İnançlı biriyim ve kesinlikle tam olarak karakterleri yansıtmasalar da gezegenlere göre bize yön verdikleri bir gerçek.."
"Benim gibi Müslüman cadılar da var mı?"
"Cadı olmak dine, ırka bakmaz Aslı.. Aslında iki kardeşin cadı olduğu da çok nadir görülür.. Aynı ben ve Tarsus gibi. Sadece olursun, böyle doğarsın genlerinde olmasına da gerek yok."
"Ah.. Sence cadı olduğunu bilmeden ölen var mıdır?"
"Ben öyle insanların olduğuna inanıyorum ama tarihe resmi olarak geçen yok.. Tanrım ne kadar kötü."
"Kesinlikle. Gerçi Arthur söylemese benim de haberim olmayacaktı."
"O nasıl anladı?"
"Elim ona değdiği anda.. Daha doğrusu bacağına."
"Garip.."
"Garip mi?"
"Şey.. Bir vampirin karşısındaki kişinin cadı olduğunu anlaması için fiziksel temastan fazlası gerekir diye biliyorum ama belki Arthur'un hisleri açıktır."
"Aslında bakarsan kız kardeşi de biliyor. Yani sanırım. Elimi tutmak istemedi ve benden hoşlandığını düşünsem de abisinin odasına inerken yüzünde ufak bir korku ifadesi belirdi."
"Sanırım soylu bir vampir ailesi ile beraberiz.." Dedi gülerek.
"Nasıl yani?"
"Soyluların, ki kendilerine soylu diyorlar.. Soyları çok eskiye dayanır.. Kral Arthur zamanlarına kadar.. Hatta derler ki Kral Arthur'un soyundan birisi bir vampirle yasak ilişkiye girdiği için vampirler soylu oldular.. Tabi bu onların çıkardığı bir söylenti. Soylu vampirlerin his ve algı yetenekleri aşırı derecede gelişmiştir ve diğer vampirlere oranla daha güçlüdürler. Sanırım bacağına değdiğinde bir anda enerjini hissetmiş olmalı."
"Ah.."
"Evet, tuhaflar." dedi gözlerini devirerek. Gülümsedim ve kahvemi yudumladım. Hala olanlara inanamıyordum ve Ela'ya da olanları anlatamamıştım. Tanrım Ela bana böyle bir şey söylese gülerdim ve şaka olduğunu anladığımı dile getirirdim. Çünkü gerçekten olanaksız bir şey.. Belki yazın buraya tatil için geldiğinde ona öğrendiğim bazı büyüleri göstererek onu ikna edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KİMİ SEÇERDİN?
FantezieGözlerimi açıp tavana anlamsızca baktığımda, geleceğimin de gece kadar karanlık ve ıssız olabileceği geldi aklıma. Mavi gözlüm, affedebilir misin beni? Peki ya sen oyun arkadaşım? Aslı, yaşadığı kötü olaylardan kurtulmak için kendini Londra'nın sok...