Sıkıntılı günler geride kalmış, acı geçmişin üzerine perde çekilmişti.
Hare ailesinin desteğiyle zor günler atlatmış, ancak hatası peşi sıra onu takip eder olmuştu.
Oğuz un avukatı nerdeyse hergün arıyor barışma teklifini yineliyordu. Boşanma gerçekleşene kadar da bu böyle devam etti.
Bu görüşmelerden habersiz Hare yaşamına kaldığı yerden devam ediyordu.Deniz onu bir an yalnız bırakmıyor, olmadığı zamanın acısını çıkarmaya çalışıyordu. Adeta kendini Hare ye adamıştı.
Bu durumdan ne Hare nede Deniz şikayetçi değildi.
Hare yine umursamaz, uçarı haliyle dolaşıp eskisi gibi etrafına ışık saçmaya başlamıştı.
Ancak Deniz'in kalbindeki küllerden doğan kıvılcımlar Stella nın gözünden kaçmıyordu. Çocuklarının üzülmesi hayatta son isteyeceği şeydi. Ancak iyileşmek için Hare nin Deniz e, nefes almak için de Deniz'in Hare ye ihtiyacı var gibi görünüyordu.Stella ipleri ele alması gerektiğini düşünerek Deniz in yanına gitti.
Oda kapısını çaldı.
Odaya girdiğinde Deniz camdan dışarıyı izliyordu.
Stella yanına yaklaştığında Deniz in bahçede güneşlenen Hare yi izlediğini farketti."Oğlum biraz konuşa bilir miyiz?"
Deniz araladığı perdeyi bırakarak annesinin yanına geldi. Birlikte yatağın üzerine oturdular.
"Seni dinliyorum anne!"
Hayatın hakkında ne yapmayı düşünüyorsun?
Deniz anlayamayarak sordu."Ne gibi?"
"Gelecekle ilgili planın nedir?
Geleli epey oldu. Hayatını artık bir düzene koymalısınız. Baban ve ben yarım kalan eğitimini tamamlaman gerektiğini düşünüyoruz. Bu şekilde devam edemezsin."Deniz geleli dört ay olmuştu. Sürekli Hare nin etrafında dönen melankolik yaşam tarzı artık değişmeliydi.
"Bunu daha öncede söylemiştim. Okul defterini kapattım anne!"
"Peki ne yapmak istiyorsun.
Babama yardım edebilirim. Belki evlenirim belli mi olur."Stella şaşırmıştı.
"Hey yavaş biraz canım. Ani karar verme lütfen "
"Ani değil anne geç bile kaldım."
"Peki. Kim bu şanslı kadın."
"Anne bilmiyormuş gibi sorma lütfen."
Stella sesini yükseltmişti."Bilmiyorum çünkü, yanlış olduğunu biliyorum. Bilmiyorum çünkü, incindiğinizi görmek istemiyorum."
"Anne anlamıyorsun."
"Seni inan benden fazla kimse anlayamaz. Ama yanlış. "
"Ne yanlış. Yanlış olan ne biliyor musun. Benim o yokken yaşamıyor olmam. Görmüyormusun!"
"Peki o ne düşünüyor."
Sorunun cevabını mutabından başka kimse bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CAMDAKİ iZ
Romansaİlk hikaye BUĞULU CAM ın devamı niteliğinde yeni bir hikâye ile karşınızdayım . Yalnız başlayan bir yaşam mucadelesi. Not: Hikayedeki kurgu kişiler, yer, olay ve zaman tamamen hayal ürünüdür. Keyifli okumalar! İlk yayın tarihi: 01-11-2016