Karanlığın ortasında sessizce ağlarken birden bir tren sesi duydum. Kafamı hafifçe kaldırarak sesin geldiği yöne baktım. İlerdeki tünelden hafif bir ışık geliyordu ve görünüşe göre bulunduğum raydan geçecekti. Ayağa kalktım ve kanlı gözyaşlarımı silerek beklemeye başladım. Tam ölmeye cesaret etmişken birden gelen trenin göz alan ışıkları arasında bir silüet gördüm. Dikkatlice bakmaya çalıştığımda küçük bir çocuğun raylarda yattığını ve hareket etmediğini fark ettim. Eğer oradan biran önce kalkmazsa öleceğinin bilincindeydim. Panikle bağırmaya başladım.
-Hey çocuk! Kalk ordan. Öleceksin!
Beni duymuyor gibiydi . Belki de baygındı. Hemen hızlıca koşarak onu kucağıma aldım ve gelen trenin düdük sesleri arasında bağırarak yolun kenarına attım kendimi. Herşey bir anda gerçekleşmişti ve tren az kalsın ikimizide eziyordu. Hızlıca çarpan kalp atışlarımı duyabiliyordum. Korkmuştum. Nefes nefese kollarımın arasındaki küçük çocuğa baktım. Tahmin ettiğim gibi baygındı. Yaşı yaklaşık olarak 8-9 civarlarındaydı. Kumral renkli ipeksi saçları ve hafif tombul yanakları vardı. Yüzü oldukça pürüssüz ve güzeldi. İsteksiz olarak mırıldandım.
-Kim bu kadar güzel bir çocuğu buraya bırakır ki? Belkide kaybolmuştur.
Sakinleşmeye başladığımda çocuk gözlerini açtı ve birden şaşkınlıkla bana bakmaya başladı. Gözleri mavi renkti ve bakışları çok masumdu. Bir müddet bakıştık ve ilginç bir şekilde büyülenmiş gibi hissediyordum. Sanki özel birşeyler anlatmaya çalışır gibi bakıyordu gözlerime.
-İyi misin?
Cevap vermemişti. Korkmuş olmalı diye düşündüm ve ailesinin nerde olduğunu sordum. Yine cevap vermemişti. Bende elinden tutup onu karakola götürdüm ve durumu anlattım. Lanet şansızlığım yüzünden polisler gecenin bir yarısı bir çocuk bulup onu karakola getirmemden şüphelendiler ve sabaha kadar nezarethanede kalmak zorunda kaldım. Çocuğuda yanıma verdiler. Her zamaki gibi yine söylenmeye başladım.
-Herşey yetmezmiş gibi birde bu çocuk çıktı başıma. Onun yüzünden suçlu durumuna düşmesem bari.
Söylediklerimi duyacak kadar yakınımda oturmasına rağmen o sadece bana masumca bakıyordu. Üzgün yada korkmuş gibi görünmüyordu. Gülümsemiyordu fakat yüz ifadesi herşeyin yolunda olduğunu söylüyor gibiydi. Bu gerçekten tuhaftı. Onu çok fazla umursamadan bana verilen küçük yastık ve battaniyeyi yere sererek üstünde uyumaya başladım.
O ana kadar herşey normaldi. Daha doğrusu daha sonraki olacak olan olaylara göre normaldi. Bu çocuk kesinlikle sıradan bir çocuk değildi...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My İnnocent Boy ♥️
RomanceKonusu: Hikaye, dünyanın en şanssız insanı olduğunu düşünen bir kızın intihar etmek üzereyken bulduğu ve özel yetenekleri olan küçük bir çocukla aralarındaki olayları anlatıyor... Fantastik - Romantizm - Dram - Gizem - Kore -