Saraydan Kız Kaçırma(+18)

2.4K 52 58
                                    

           

Issız caddede ilerleyen fayton, Azize Hemşire'nin evinin önüne yanaştı. Hilal'i uyku tutmamıştı. Camın önünde bekliyordu. Dün gece hazırladığı küçük çantası dışında pek bir eşyası yoktu. Ablası mışıl mışıl uyuyordu. Tüm ev halkı da öyle.  Hasibe ana birazdan namaza kalkardı.

Hilal parmaklarının ucuna basa basa merdivenlerden indi. Kapıyı açtı. Dışarısı hala karanlıktı. Faytoncuyu başıyla selamladı. Mahçubiyeti yüzünden okunuyordu. Gözlerini bir an bile yerden ayırmadan faytona bindi.

Atlar koşmaya başladı.  Leon Hilal'e sımsıkı sarıldı.

-Gerçekten geldiğine inanamıyorum.

-Ben de...

Hilal'in gözleri uykusuzluktan çökmüştü, yanakları da korkudan kıpkırmızıydı. Ama yüzündeki masum gülümsemeye ve onca yorgunluğuna rağmen, güzelliği Leon'u çileden çıkarıyordu.

Gözlerinden yaşların süzüldüğünü gören Leon hemen elini uzattı ve yaşları sildi.

-Artık ağlama. Bir aradayiz küçük sevgilim.

Dudaklarını Hilal'İn dudaklarına bastırdı. Öpüşmenin gerçekten iyileştirici bir etkisi var diye düşündü genç kız. Bir anda tüm üzüntülerini ve geride bıraktığı ailesini unutmuş gibiydi. Bir anlık da olsa.

Öpücüklere karşılık verdikçe, Leon onu daha da tutkuyla öpüyordu. Sırtında Leon'un elleri dans ediyor, parmaklarıyla tüm vücuduna sıcak bir his yayılıyordu. Hilal de sıkıca sarıldı. Leon'u göğsüne o kadar sıkı bastırıyordu ki. Artık hiç ayrılmayacaklardı. Leon dudaklarını bir an için ayırdı ve titreyen sesiyle konuştu:

-Sevgilim... .seni istiyorum. Bu anı o kadar uzun zamandır bekliyordum ki...

Hilal'in gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Birden istemsizce kafasını onaylarcasına salladığını farketti. Ama sadece bu değil tüm vücudu istemsizce hareket ediyor gibiydi. Kendi bedenine söz geçiremiyordu.

Leon'un da kendine pek hakim olduğu söylenemezdi. Ama ipleri eline alacak kadar kendindeydi. Elleri Hilal'in zümrüt yeşili eşarbına gitti ve yavaşça başından sıyırdı. Saçlarını okşadı, sonra başını Hilal'in omzuna yasladı. Aşığının kokusunu doya doya içine çekiyordu. Matbaadaki ilk (ve başarısız geçen)  ilan-ı aşk hadisesinden beri bu anı bekliyordu.

Ellerini Hilal'in yakasına götürdü ve üzerindeki pardesüyü aceleyle çıkardı. Bir an önce Hilal'in teniyle buluşmak istiyordu. Ah siz Türkler ne çok seviyorsunuz kat kat giyinmeyi diye geçirdi içinden. Delikanlının sabrı tükenmişti.

Sonunda Hilal sadece bluz ve etekle kalmıştı ama bu yeterli değildi. Gözlerini Hilal'in gözlerine kenetledi genç adam ve yavaşça eteğini yukarı sıyırdı. Tahmin ettiği gibi. Eteğin altında bir etek daha vardı. Onun altında kimbilir ne vardı. Bu Hilal'i soyma oyunu yeterince uzamıştı.

-Leon...utanıyorum... dedi Hilal. Uzun süredir devam eden sessizliği bozmuştu. Leon'un içini sıcak bir his kapladı. Hilal bu  faytonda, ilk kez onunla olacaktı. Ama ürkek ceylanını korkutmadan nazikçe yaklaşması gerekiyordu.

Hilal'i soymaya biraz ara verip kendi ceketini  çıkardı ve pantolon askılarını çözdü. Sıra gömleğine geldi. Düğmelerini hayatında hiç bu kadar hızlı çözmemişti. Kendi kendine güldü. Gerçekten çok heyecanlıydı. Acaba dışarıdan nasıl görünyordu.

Gömleği faytonun koltuğuna bıraktığında Hilal'in gözlerini ayırmadan onu izlediğini farketti. Genç kız, sevgilisinin daha önce defalarca gördüğü naif vücuduna bu sefer belki daha da korkarak bakıyordu. Az sonra olacaklar onu hem korkutuyor hem de deli gibi heyecanlandırıyordu.

Leon Hilal'i daha fazla bekleyemiyordu. Belinden kavradığı gibi koltuğa yatırdı. Bacakları faytonun daracık oturağından sallanıyordu. Yavaşça ayaklarına doğru eğildi. Ayakkabılarını çıkardı ve ayak bileklerinden başlayarak öpücükler kondurmaya başladı. Elleriyle Hilal'in eteğini yavaşça kaldırdı. Birdenbire fayton sallanmaya başladı. Atları bir şey ürkütmüş olmalıydı.

Fayton aniden durdu. Fayton sürücüsü seslendi.

-Endişelenme beyim. Yola kedi çıktı. Ürktü hayvanlar.

Fayton tekrar harekete başlayınca derin bir oh çeken gençler göz göze geldiler. Minik aksilik yüzünden birden hayal aleminden gerçek dünyaya dönmüşlerdi. Hınzır pisi pisi tam da yola çıkacak zamanı bulmuştu.

Hilal, genç adamın başını ellerinin arasına aldı ve yanaklarını nazikçe okşadı. Sevgilisinden yeniden cesaret alan Leon kaldığı yerden devam  etti. Başını eteğin altına soktu ve yüzünü genç kızın bacaklarında gezdirdi. Bıyıklarının değdiği yerlere iğne batmış gibi irkildi zavallı kızcağız.

Kedi bıyıklarının yarattığı tepkiden memnun olan delikanlı içten içe gülümsedir. Ani bir kararla, elleriniyle Hilal'in bacaklarını araladı ve bıyıklarıyla yaptığı işkencenin en canalıcı kısmına geçti.

Hilal Leon'un dudaklarının şu anda olduğu yerde olduğuna hala inanamıyordu. Az önce dudaklarını öpen dudaklar şimdi daha önce hiç aklına hayaline getirmediği bazı işler görüyordu. Leon'un  dudaklarının ve bıyıklarının yaptığı işkenceye, yeni bir oyuncu daha katılmıştı. Hilal hayret etti. Leon'la birlikte yepyeni bir dil öğreniyordu.

Leon şimdi aşığının tadına bakıyordu ve diliyle keşfe çıktığı toprakları fethetmeyi herşeyden çok arzuluyordu. Yüzünü istemeye istemeye Hilal'den ayırdı ve kafasını uzun etek yığınının altından güçlükle çıkardı.

Pantolon askısının desteğinden mahrum kalan pantolonunu bir hamlede sıyırdı ve Hilal'le bütünleşmek isteyen uzun süredir sırasını bekleyen o malum sabırsız parçasını ortaya döktü.

Az  önce ilk keşfettiği yeni ve küçük dünyanın sınırlarına dayandı. Kendini konumladı. Yavaş bir hareketle kalçasını Hilal'e bastırdı. Acı dolu bir inleme yükseldi. Bir darbe daha. Sonra bir kez daha. Son bir tane daha. Ve artık sevgilisiyle bütünleşebilmişti.

Hilal kaskatı kesilmiş acı içinde yüzünü buruşturmuştu. Büzdüğü dudaklarına doğru eğildi ve minik bir öpücük kondurdu. Hilal bu öpücükle birlikte kendini bıraktı ve Leon'un hareketlerine teslim oldu. Leon onun içinde gidip geldikçe, genç kız onu sanki içine çekiyor gibi hissediyordu. Bu tuhaf his yerini zevke bıraktığında, Hilal de kendini bu zevke teslim etti. Bu gidiş gelişler hiç bitmesin istiyordu ama her güzel şeyin bir sonu vardı.

Leon gözlerini sıkıca kapattı, o da bitmesini istemiyordu. Son bir defa hissettikten sonra kendini Hilal'in alev topu haline gelmiş bedeninden ayırdı.

Leon terden sırılsıklam olmuş bir halde, Hilal'in üzerine yığıldı.

Fayton usulca yola devam etti. Dışarıda güneş, faytonda yaşananlardan habersiz, doğuyordu.

-----------------------------------------SON--------------------------------------------------

Saraydan Kız Kaçırma (HiLeon  +18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin