Söylediğim sözler her ne kadar o sinir anında çıkmış olsada pişman değildim. Artık bıkmıştım. Yetenekleri de işimde yaramıyordu. Ve o tuhaf adamın dediği gibi o benim hiçbir şeyimdi.
Yerde şaşkın gözlerle bana bakıyordu. Küçüklüğündeki o masum bakışlar. Yine mi! Bu kez kanmayacağım ama. Umrumda değildi. Öfkeyle odama çekildim ve kapıyı da sertçe kapattım.
Eski hayatıma dönmek istemiyordum. O lanet bok çukuruna dönemezdim. O tren raylarında oturup ağlamak istemiyordum.
O gün bütün gece ağladım. Hayatım kısa süreliğine mükemmeleşmişti fakat çok kısa sürdü. Bu hayattan alacağım güzellik bu kadar olmalı. Ne adil bir dünya!
###
Ertesi sabah tuhaf adam yine kapımın önündeydi. Bir süre bakıştık.
-Onu artık istemiyor olmalısın, dedi sinsice gülümseyerek. Sonra da ekledi.
-Sana bu hayatından kurtulabileceğin miktarda para verebilirim. Ölene kadar mutlu yaşarsın.
Ağlamaklı bir şekilde adama baktım. Bu hayatımdan kurtulmak istiyordum. Ben sormadan aklımdakini okumuştu.
-10 Milyon dolar Harry için, yeter mi?
Bu hayatım boyunca çalışsam bile elde edemeyeceğim kadar çok paraydı. Ve işe yaramayan bir çocuk için fazlaydı bile.
Adamın yanına yaklaştım ve gözlerine çok kararlı bir şekilde bakıp
-Artık senin. Onu al ve git burdan, dedim. İstediğine ulaşan adam belli etmemeye çalışarak güldü.
-Bu akşam onu alacağım. Paranı da getiririm, dedikten sonra gitti.
O akşam eve geldiğimde Harry bana yemek hazırlamıştı. Sofrayı güzelce donatıp oturmuş beni bekliyordu. Belki de artık bir çocuk değildi. 18 yaşına girdiğine emindim. Gülümsüyordu ve bana bakıyordu.
İfadesiz bir şekilde masaya oturdum.
-Sana söylediklerim hakkında...-
-Özür dilerim.
-Ne?
Neden özür dilediğini anlamamıştım.
-Gözlerim hala sarı olduğu için, sana şans getiremediğim için, yeteneklerimi kullanamadığım için, uslu bir çocuk olamadığım için. Ve herşey için teşekkür ederim. Umarım ben hayatından çıkınca mutlu olursun ve parayla istediğin herşeyi alırsın. Sen şanssız biri değilsin. Sadece şansı göremiyorsun. Birgün seninde şanslı olacağın günün geleceğine inanıyorum. Ve bence sende inanmalısın.
Bu duygusal konuşmada neydi böyle?
-Yoksa...
-Evet. Gideceğimi biliyorum. Bunu hissettim. Son olarak senin için birşeyler yapmak istedim, dedi tabağı önüme koyup içine yemeklerden koyarken.
Ben yemekleri yerken başını eline koymuş sadece beni izliyordu. Gülümsüyordu ve gözleri parlıyordu. Ama hala sarı renkti. Hatta biraz kahverengiye yaklaşmıştı.
Neden böyle davrandığını anlamamıştım. Gitmeden önce bana şirinlik yapmaya çalışıyordu galiba. Bu arada yaptığı yemeklerde çok lezzetliydi.
Çok geçmeden kapı çaldı. Adam gelmiş olmalıydı.
Kapıyı açınca elinde bir bavulla içeri girdi. Çantayı bana verdi ve gerçektende içinde çok para vardı. Sevinmiştim. Fakat Harry'nin adama bakışı esnasındaki üzüntüsü ve bana gülümsemeye çalışması içimi sızlatmıştı. Üzgün olmalıydı.
İkisi birlikte kapıdan çıktılar. Herry son kez arkasını döndü.
-Senin şans meleğin olamadığım için özür dilerim.Dileğim buydu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My İnnocent Boy ♥️
RomanceKonusu: Hikaye, dünyanın en şanssız insanı olduğunu düşünen bir kızın intihar etmek üzereyken bulduğu ve özel yetenekleri olan küçük bir çocukla aralarındaki olayları anlatıyor... Fantastik - Romantizm - Dram - Gizem - Kore -