***Anı ****
Gecenin karanlığında kızıl bir alev gibi ortaya çıktı anka.Acı acı çığlıklarını saldı geceye ,geceyse tüm karanlığıyla kucak açtı ankasına.Anka kül olurken yağmur oldu aktı gece,sabır oldu yok etti karanlığını ,ankanın acı çığlıkları duyulurken usul usul aydınlığa bıraktı karanlığını kendi sonu olsada sevdiğiyle, yeni bir gün doğduğunda ankanın acı çığlıklarının dineceğini küllerinden yeniden doğacağını biliyordu.Yazık gecenin yazgısına sevdiğinin küle dönüşünü izlemek yazılmıştı.
*********************************************************
Hermione içinden ne kadar lanet bir gün diye söylendi. Bugün başlangıcından itibaren kötüydü ve öyle de devam ediyordu . Sinirinden ve stresten ağlayacak halde olduğunu hisetti .Toplantının ortasında olduklarını umursamadan herkesin özellikle de patronunun şaşkın bakışları eşliğinde kendisini dışarı attı.Sıkışmış hissediyordu.Sanki küçücük bir toz zerreciğiydi de koca gökyüzüne sığamıyordu.Kendini cam bir fanusun içine kapatılmış bir kartal gibi hissediyordu kanatları vardı ama bir türlü uçamıyordu .Etrafındaki insanların şaşkın bakışları eşliğinde hızlı adımlarla ulaştı koridorun sonundaki asansöre.Düğmeye bastı ve bekledi.Beklemek denilen eylem ömrü hayatında ona hiç bu kadar uzun gelmemişti . Keşke diye düşündü keşke patronu şirketini 10 katlı yaptıracağı yerde başarılı ve gelecek vaad eden projelere yatırım yapmayı akıl edebilseydi.Derin bir nefes aldı. Vaktin daha hızlı geçeceğini umarak oyalanmak için saniyeleri saymaya başladı . Bu küçüklüğünden beri onu sakinleştiren bir eylemdi .
1,2,3,4,5,6,7,8,9...
20 , zaman bir türlü geçmek bilmiyordu .
30 , stresten terlemeye başlayan ellerini elbisesinin eteklerine sürdü . Buradan bir an önce kurtulmak istiyordu.
50, asansörün gelmeyeceği tuttu diye geçirdi içinden . Sinirle çağrı butonuna tekrar tekrar bastı .
60 ,hala arkasından birinin gelmediğine inanamıyordu onları bu kadar çok şaşırtacağını ummazdı doğrusu . Özellikle de biricik patronunun çığlıklarını duymadığına şaşmıştı içten içe.
1 yıldır bu şirkette çalışmasına rağmen çalışanların , huyunu hala öğrenememiş olmasına sinirlendi kadın .İşlerini güçlerini bırakıp onu izleyen çalışanlarına , iş arkadaşlarına ters bakışlar atarak bir kez daha şansını denedi asansörün gelmeyeceğinin bilincinde olarak . Derin bir nefes alarak şaha kalkmış olan sinirini yatıştırmaya çalıştı .''Sakin ol her şey senin için daha yeni başlıyor Hermione , sakin ol .''
80 işlerini güçlerini bırakıp fısırdaşmalar eşliğinde kendisini seyre dalan insanlara son bir kez ters bakışlar atarak gelen asansöre girdi. Sonunda diye geçirdi içinden . Sonunda buradan gidiyordu. Tanıdık bir ses adını bağırdığında henüz kapanmamış olan kapıdan kimin geldiğine baktı bir kaç metre ötesinde ona telaşla bakan asistanını görünce gülümseyerek el salladı ve ineceği katın numarasını tuşladı .Uzun bir zaman sonra ilk defa kendini bu kadar huzurlu hissediyordu .
Özgürlük diye fısıldadı dışarıya adımını atar atmaz.İlk defa uçağa binen bir çocuk kadar heyecanlı hissediyordu kendini .Birazda korkmuş.Acaba binmeden geri dönsem mi endişesini hissetsede bu kararından bu andan sonra asla vazgeçmeyeceğine dair söz verdi kendine .Ne olursa olsun o içi geçmiş yeniliklere kapalı olan yere bir daha asla dönmeyecekti.Bu düşüncelerden sonra emin adımlarla arşınladı Parisin sokaklarını kadın .Aklına gelen çılgınlıkla eli telefonuna gitti .Bugün onun günüydü ve rahatsız edilmek istemiyordu.Kapattığı telefonu çantaya atar atmaz ellerini çırptı. Mutluluk dolu bir gülümseme peydah oldu dudaklarında.Bugün Paris sokaklarında bir turist gibi dolaşacaktı.Doğduğundan beri yaşadığı bu şehirde ilk defa gönlünün estiği gibi eğlenecekti.Ve işe karşıda gördüğü sokak sanatçıları ile başlayabileceğini düşündü.Onlara eşlik etmekten kimseye zarar gelmezdi.Yaklaştıkça daha iyi duyduğu müzik ruhunu sardı Hermione'nin. Gözlerini bir saniye kapattı ve ruhunun derinlerinde notaların ahengini hissetmenin hazzını yaşadı. Gözlerini açtığında bu ruhu okşayan müzikle sayılı kişinin alakadar olduğunu gördü. Gördü görmesine de sinirlerine hakim olmak elinde değildi. Hayatlarında o kadar değersiz unsur varken bir dakikalarını bu kaliteli müziğe ayırmıyor oluşları acele acele giden insanlara hayretle bakmasına yol açıyordu.Sanatın önemli bir yer taşıdığı böyle bir yerde böyle güzelliklere kayıtsız kalınılması şaşılacak şeydi doğrusu.Adımlarını hızlandırdı.Topuklu ayakkabının çıkarttığı hoş bir tok sesi doldurdu sokağı.Ve Hermione Granger hippiye benzeyen biri kadın diğer ikisi erkek olan müzisyenlerin önünde dans etmeye başladı.Onun kendisine yaklaşmasıyla birlikte canlanan müzik,küçük bir şaşkınlığın ardından daha da alevlendi.Biraz önce kayıtsızlıkla geçen insanlar Granger kızının dansı ile birlikte toplanmaya başladı. çok geçmeden büyük bir insan topluluğu doldurmuştu Parisin meşhur müzisyenler sokağını.Alev topuna benziyordu içinde bulunduğu elbise ve dansıyla Granger kızı.Ateşiyle yakıp yıkıyordu Parisin ketum insanlarının yüreklerini.Ve içlerinden sadece biri hayranlığın yanında aşk ve özlemle izliyordu alev saçan Ankayı.Bunlar varlığını uğrunda yokluğa bırakan gecenin gözleriydi.Ve kader yıllar sonrasında ağlarını ilmek ilmek örüyordu yeniden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pariste Aşk Başkadır
FanfictionSeverus Snape savaştan sonra yaşamayacağına dair olan inancını yüksekte tutmaktadır . Arkasında bırakacağı ''hayatına'' ise minik bir sürprizi vardır. Acıyla karışık kederle baktı gözlerine . Bu onun eseriydi . Her şeyin , yaptığı tüm işlerin kendi...