Is He My Hero? No, I Don't Really Want.

140 13 1
                                    

Kendime gelmeye çalışıyordum ama titrememe engel olamıyordum. Tanrım, buradan hemen çıkmalıydım. Alex, cinayeti benim üzerime atmaya çalışıyordu. Mantıklı düşünmeye çalışıyordum ama bu kadar korkuyorken işe yaramıyordu. Tanrım. Derin derin nefesler alarak aşağı indim.

“Kristen!” diye bağırdım.

“Efendim, ne oldu? İyi misiniz?”

“Şimdi beni iyi dinle,” diyebildim. Hala titriyordum. “Yukarı çıkmayacaksın, hemen polis çağıracaksın ve bir şey sorarlarsa benim dünden beri evde olmadığımı söyleyeceksin tamam mı?”

Kristen şaşkınlıkla bana baktı. Hiçbir şey söylememişti.

“Kristen,” diye bağırdım tekrar. “Tamam mı?”

Kekeleyerek, “Ta-tamam, efendim,” dedi. Koşarak kapıdan çıktım. Elimde ki kağıdı şortumun cebine soktum.

Kapıda ki görevlilerin yanına koştum. “Beni iyi dinleyin, siz iki gerzek. Birazdan buraya polis gelecek ve siz beni dünden beri beni görmediniz. Lanet olsun, siz ne boka yarıyorsunuz? İçeride biri Angela’yı öldürmüş,” diye bağırdım. Kendimi toparlayarak, devam ettim, “Dinleyin, kamera kayıtlarını yok edin beni asla görmediniz.”

Onlarda şaşkınlıkla bana baktılar ve kafalarını sallamakla yetindiler. Koşarak kapıdan çıktım ve Alex’in evine doğru koştum. Piç kurusu, bunu nasıl yapabilirdi? Lanet olsun titremeyi bırakmalıydım. Gerçekten korkudan altıma sıçacak durumdaydım.

Alex’in kapısına ulaştığımda kapıyı yumruklamaya başladım. “Aç kapıyı piç kurusu!”

Daha çok yumruklamaya başlamıştım. Sonunda kapı açılmıştı. Karşımda sadece boxerıyla duran Alex duruyordu. Hemen içeri atladım ve boynuna yapıştım.

“Bu ne hoş sürpriz.”

Göğsünü yumruklayarak bağırıyordum. “Sen nasıl bir insansın, bunu nasıl yapabildin?”

Alex kollarımı tutarak, “Taylor kendine gel. Neler oluyor?” dedi.

“Ne demek neler oluyor?” diye bağırdım. Ağlamaya başlamıştım. Giderek daha çok titriyordum. “Sen ne aşağılık bir insansın? Bunu nasıl yapabildin?”

Durmadan ona bağırıp küfür ediyordum.  Alex bana sarılıp saçımı okşamaya başladı. “Dokunma bana,” diyerek geri çekildim.

“Taylor şimdi bana bak, derin derin nefes al tamam mı?”

Ona baktım ve derin derin nefes almaya başladım. Ağlamama hakim olamıyordum. Delirecek gibiydim.

“Şimdi neler olduğunu anlat.”

“Se-sen,” diye kekeledim. “Angela’yı öldürdün!”

Alex olduğu yerde dondu. Hiçbir şey söylememişti. Öylece bana bakıyordu.

“Sen onu öldürdün,” dedim tekrar. “Ve bana bunu bıraktın,” dedim cebimden kağıdı çıkararak.

“Sen neyden bahsediyorsun?”

“Bilmiyormuş gibi yapma,” diye bağırdım.

 Alex uzanarak elimden kâğıdı aldı. “Artık eşit sayılırız mı? Bunu benim yaptığımı da nereden çıkardın?”

“Başka kim yapabilir?”

“Taylor, bunu ben yapmadım.” Gerçekten ciddi gözüküyordu. Ama ona inanmıyordum.

Kapıya doğru yürüdüm. Kapıyı aralayıp, evimin önündeki polis arabalarına baktım. Bir tane de ambulans gelmişti. Tanrım. Bu sefer gerçekten boku yemiş durumdaydım. Evde olmasam bile benimle görüşmek isteyeceklerini biliyordum. Sonuçta orası benim evimdi. Lanet olsun. Ne yapacağımı bilmiyordum.

BAD CHOICEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin