Ansızın Çekipte Gittin

40 5 1
                                    

      Günler, aylar geçmişti. Hala Kerem'den bir haber yoktu.
      Aslı bir çare Kerem'den bir haber beklerken bir kaç gün sonra başına geleceklerden  habersiz odasına kapandı.

      Canı yemek yemek bile istemiyordu. Hatta oksijene bile ihtiyaç duymaksızın pencereyi, perdeyi kapatıp odasında vakit geçiriyordu.

      Aslı'nın içinde bir sıkıntı vardı. Adını konduramadığı. Sanki boğazına iki el yapışmıştı günlerdir.

    Yüreği yanıyor, kalbi sıkışıyordu. tamda öyle bir acıydı hissettiği. Sanki kalbi iki taş arasında ezilmekteydi.

                            ***

    ... "ne diyorsun sen? Nasıl? Kimle peki? İnanmıyorum. Aslı bunu duymamalı.
   Zaten kız hala üzgün. Bunu kaldıramaz Aslı. Ben bunu nasıl saklarım" diyerek telefonda konuşan Safiye hanımdı.

   Aslı annesinin sesini, Son söylediklerini duydu. Tam odasına geçerken. "ne diyor bu annem?"diye homburdanarak koşar adımlarla odasından indi Aslı.

  " Hayırdır anne? Neyi duymamalıyım ben. Neyi kaldıramam?"

     Safiye hanım Aslı'nın merdivenden kendine söylendiğini duyar duymaz hemen telefonu kapattı. Kızına üzgün gözlerle bakarak "yok birşey kızım. Teyzenle konuşuyorduk. Öyle havadan sudan. "

  Bu sözler üzerine Aslı "havadan sudan mı? Anne çocuk mu kandırıyorsun sen?

  Havayı suyu mu duyamam lazım benim. Neymiş beni üzecek şey? Çabuk söyle. Kerem'e mi bişey oldu yoksa? Anne susma!"

     Safiye hanım Aslı'yı sakinleştirmek için elinden tutar ve kanepe doğru yöneldi.
"Otur kızım. Sakin ol. Bak söyleyeceğim şeyler seni üzebilir. Hemde çok. Ama herşeyden önce şunu bil ki Kerem seni senin onu sevdiğin kadar sevmemiş anlaşılan."

   Aslı annesinin sözünü keserek "Nerden çıktı bu? Anne! Ben onu seviyorum evet oda beni seviyor. Hem de deli gibi. Biliyorum ben beni sevdiğini. Sadece gurur yapıyor."

   Aslı'nın bu sözlerine hem üzülen hemde kızan Safiye Hanım bağırarak susturdu Aslı'yı.

  "Aslı yeter artık yeter! Kerem seni sevmedi. Sevse gidip başkasıyla nişanlanırmıydı. Söyle bana sil şu manyağı kafandan. Kendini yedin bitirdin".

    Aslı duyduklarına inanamadı. Hiçbir şey söylemeden koşarak ve ağlayarak odasına çıktı. Kapıyı kilitledi. Kendini yatağına bıraktı. Kafasını yastığına gömüp hıçkıra hıçkıra, bağırarak ağladı.

    "Neden Kerem neden? Bunu bana neden yaptın. Ne istedin benden. Madem sevmiyordun, kimseye açmadığım kalbimi neden oyuncak ettin kendine. Allahım! Al canımı ne olur? Onu bu kadar seven kalbimi acıtmaz daha fazla ne olur!"

    Aslı'nın annesi Aslı'nın arkasından merdivenlerden çıkıp kapının önüne geldi ve "Aslı kızım ne olur aç kapıyı. Seni üzmek için söylemedim o sözleri. Aç kızım kapıyı. Üzme kendini değmeyecek adam için."

   Aslı annesinin sözlerine sinirlenip "git anne git! Kerem benim herşeyim onsuz bu hayatı istemiyorum ben." dedi.

                                ***

      Aslı o kadar ağlamıştı ki. Üzüntü ve sinirle odasındaki masayı alt üst etmişti.
     Bu sesi duyan annesi telaşla telefonu aldı eline. Eşini aradı.
  "Yetiş bey yetiş! Aslı çabuk gel. Odasına kitlendi kendini. Kendine zarar verebilir. Yetiş" diyerek telefonu kapattı. Bir yanda Aslı'nın odasının kapısını yumruklayarak "Aslı Aslı. İyi misin? Aç kapıyı kızım aç". Aslı kapıyı açtı lakin Aslı ağlayarak yere yığıldı. Ağlamaktan sinirleri o kadar yıpranmıştı ki bayılır kalır odasının kapısında.

   O sırada Aslı'nın babası eve girdi ve koşarak çıktı merdivenleri.
   "Ne oldu burda? Niye bu hale geldi bu kız?
 
    Safiye hanım," boşver şimdi. Kapıyı açtı ve bayıldı. Hastaneye yetiştirelim hadiiii!" diye söylendi eşine.

   Eşinin bu söyleriyle dahada öfkelenen Aslı'nın babası Aslı' yı kucaklayarak arabaya taşıdı.

    Safiye Hanım kızını uyandıramadı bir türlü. Aslı'nın babası arabayı öyle hızlı sürdü ki kısa sürede hastaneye yetiştiler.

                             ***
     Aslı yaşadığı tramva ile günler sonra gözlerini açtı. Kısık gözlerle etrafını inceledi.Bir hastane odasında olduğunu anlayınca baş ucunda uyuya kalan annesine'"kaç gündür buradayım." diye sordu.

     Safiye hanım kızının sesiyle uyandı. Sevinç çığlıkları ile" Doktor. Doktoru çağıralım. Niyet Aslı kendine geldin. " dedi.

    Aslı annesinin bu davranışlarına anlam vermese de "Anne heyecana gerek yok. Ben iyiyim. Kaç gündür burdayız sen onu söyle bana." dedi.

       Safiye Hanım kızının iyi olduğuna sevinerek "On beş gündür burdayız kızım. Doktor yaşadığın üzüntüden bilincin kendini dinlenmeye almış olacağını söyledi. Çok şükür ki iyisin artık." dedi Aslı'ya.

    Biraz zaman geçtikten sonra doktor Aslı'nın bulunduğu odaya girdi.

  "Evet Aslı Hanım gözlerimizi açtık. Bu çok güzel bir durum. Anneniz ile yaşadıklarınızdan konuştuk. Kendinize dikkat etmelisiniz. Kimse sizden değerli değil unutmayın. Şimdi size bir kaç ilaç vereceğim. Bunları düzenli olarak kullanın lütfen. Kendinize iyi bakın geçmiş olsun". Diyerek odadan ayrıldı doktor.

                           ***

   Aslı ve ailesi o gün hastaneden çıkış yaptılar. Kerem'in nişanlandığını duyduğundan beri Aslı yaşayan bir ölüye dönmüştü. Yemiyor, içmiyordu.

    Kalbi hala sızlarken ilaçlar ne fayda verirdi ki Aslı'ya. Onun ilacı sadece Kerem' di. Aslı kendisini aylarca odaya hapsetmişti.

    Kendisini şiirlere verdi yine. Acısını kağıtlara dökerek rahatlar Aslı. Yine bir gün duvarlar üzerine gelmeye başladığında alır eline kağıdını kalemini başladı yazmaya...

Ansızın bir sabah öyle çekipte gitti.

Umutları darmadağın edipte gitti.

Yüreğimi kederlere salıpta gitti.

Yandı gönül yandı böyle ah sen bilmedin.

Çektiğim derdi cefayı sen görmedin.

Hasretin yağmura döndü ah silmedin.

Zamansız gülüşler büyür şimdi kentimde.

Yalnız hatıralar kaldı ellerimde.

Bulutlar yağmura döndü gözlerimde ah silmedin...

YARE-İ DİL (KİTAP OLDU! ) Sipariş Adresi Www.pembevagonlar.com Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin