Karşımda gördüğüm kişi Onur Altın! O oradan nasıl kaçmış. Bizimkilere baktığımda bizi görmemişlerdi. Hemen Onur'a dönüp yüzüne yumruk attım. O da yere düşünce 'pat' diye bir ses çıktığı için herkes benden tarafa bakmışlardı. Abim ve ablam o adamı görünce yanıma koşmaya başladılar. Ama onların önlerine de bir adam çıktı. Onur bana bakarak
"Naber güzelim? Sana da yazık olacak ama beni kandırmanın cezasını çekeceksin." dedi ve ben ne olduğunu anlamdan boynuma bir iğne batırdı ve kalbime kazık atıp üstüne bastırdı. Bu iğne Barışın beni kaçırdığı zaman kullandığı iğne. İçinde benim kurdunu, vampirimi, büyücümü, peri kökenimin güçlerini engelleyecek otlar. Bir adım geriye sendeledim. Arkamdan "MELİSS!" diye sesler duydum. Onura baktığımda yanında Barış vardı. Ne yani ölmemiş mi? Ben düşünürken konuşmaya başladı
"Üzgünüm bebeğim. Eğer ölmessen seni alırım. Bana kızma." dedi ve sırıtmaya başladı. Kendimi çok bitkin hissediyorum. Son bir şey söylemek için arkamı döndüm. Arasa baktım ve tebessüm ederek "Aras... Seni ahh seviyorum." dedim. Aras çoktan ağlamaya başlamıştı. Yanındakileri iterek yanıma koştu. Tam düşecekken tuttu. Elimi yanağına koydum ve düşmek üzere olan göz yaşını sildim ve konuşmaya başladım.
"Aras... Ağlama s-sen ağlayınca da-daha çok üzülüyorum. B-benim yüzünden ağlama. Ben senin tek bir göz yaşına değmem. A-ağlama." dedim ve bende ağlamaya başladım. Tam konuşacakken lafını böldüm ve devam ettim.
"Aras e-eğer ba-bana b-b-bişey olursa ben-benden daha çok seviceğin b-birini bul. Kendini (derin bir nefes aldım.) üzme." dedim. Dudağına ufak bir buse kondurup ona sarıldım. Son kez "Seni kendimden b-bile çok s-seviyorum." Dedim ve gözlerim kapandı...
Aras'ın gözünden;
Biz önden bir kafeye doğru yürürken kızlar da arkamızdan geliyordu. Melis'in kızlara dediği şeye kıkırdamaya başladım. Bir kaç dakika sonra 'pat' diye bir ses duyuldu. Hemen arkamı döndüğümde Melis'in bir adama yumruk attığını gördüm. (Arkadaşlar o sahneler biraz uzun o yüzden yazdığımı düşünün.)Melis kucağıma düştü. Göz yaşlarım durmaksızın akıyordu. Dufağıma ufak bir buse bıraktı ve kulağıma " Seni kendimden b-bile çok s-seviyorum."dedi ve gözlerini kapattı. İşte o zaman benim için bütün dünya durdu. Kalbim sıkışıyordu. Gözümden bardaktan boşalırcasına (yağmur hahaha😂) yaş akıyordu. Bir anda üzüntü ve sinirle "Meliss! Uyan ne o-olur. Ben sensiz ya-yapamam." diye bağırdım. Hemen kalkıp Melisi kucağıma aldım.
Furkanın arabasına bindirdim. Yanına da ben oturdum. Furkan sürücü koltuğuna Ezgi ön yolcu koltuğuna oturdu. Furkan hemen arabayı Vampir-kurt-büyücü-peri hastanesine sürmeye başladı. Geldiğimizde Furkan "Sedye getirin!" diye bağırdı. Hemen Melisi sedyeye yatırdılar ve amilyathaneye aldılar.
Aradan en az bir saat geçti ama hala Melisi amilyathaneden çıkartmad8lar ve ya da haber vermediler. Amilyathaneden bir doktor çıktı ve konuşmaya başladı.
"Çok üzgünüm. H-hastayı kaybettik." dediği anda gözlerimi olabildiğince açıp şiddetli bir şekilde ağlamaya başladım. Bir anda başım döndü ve gözlerim kapandı.
Melis'in gözünden;
Gözlerimi açtığımda kendi oranda ve ya da hastanede olmadığımı anladım. Arkamı söndüğümde tanımadığım bir çocuk vardı. Ona bakarak "Ben ö-ölmedim mi?"
"Hayır sen ÖLMEDİN"Evet arkadaşlar umarım beğenmişsinizdir. Yorumlarınızı bekliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MELEZ KIZ (Tamamlandı)
VampirosKalbim çok hızlı atıyordu. Saçlarımı okşayarak konuşmaya başladı. "Güzelim. Sana söylemem gereken şeyler var. Aslında daha önce söyleyecektim ama olaylar malum söyleyemedim. Bak ben ilk defa böyle şeyler hissediyorum. Seni görünce karnım kasılıyor...