BÖLÜM 26

128 102 4
                                    

-1 hafta sonra-

Bir insanın başına gelebilecek en kötü şey gelmişti. Düğünü hayal ettiği gibi bitmemiş üstüne üstlük hayat arkadaşı yaşam mücadelesi veriyordu. O korkunç anın üstünden 1 hafta geçmişti. Ama Yekta da ufak bir belirti bile yoktu. Makinelere bağlı bir şekilde yatıyordu. Her gün düzenli olarak eşinin yanına girip cevap veremese bile neler yaptığını, hayatın nasıl geçtiğini anlatıyordu. Elini ellerinin arasına alıp sevdiğini söylemeyi ihmal etmiyordu. Kimse inanmasa bile Burçe konuştuklarını duyduğuna inanıyordu. Değişen tek bir şey olmuştu odaya alınmıştı. Odasını fotoğraflarıyla süslemişti. Sevdikleri müzikleri dinletip hayal kuruyordu ve kurduğu hayali eşine anlatıyordu. Uzun bir süre yanında kalamadığı için odanın kapısının önünde bekliyordu. Eren de yalnız bırakmıyordu. Doktor bey rutin kontrolün ardından odadan çıkıp giderken..

-" Doktor bey durumu nasıl? Neden hâlâ uyanmadı eşim? "
-" Burçe hanım durumu stabil uyanmasını bekliyoruz her şey iyi gidiyor. Eşiniz çok güçlüymüş ki kendini bırakmadı "
-" İyi gitmesine rağmen hiçbir tepki vermemesi normal mi? Yani 1 hafta oldu ama bu kadar uzun süre uyanmaması korkutuyor beni doktor bey "
-" Burçe hanım hastamız zor bir ameliyattan çıktı. Yaşaması bile bir mucize size ne zaman uyanacağı konusunda bir şey söyleyemem ama umudunuzu kaybetmeyin "
-" Canım korkulacak bir şey yokmuş bak doktor bey de söyledi. Biraz daha bekleyeceğiz o kadar. Bunu da atlatacak kardeşim inanıyorum ben "
-" Ona bir şey olursa diye çok korkuyorum tüm kalbimle bende inanıyorum beni bırakıp gitmez.. "

Uzun bekleyiş devam etmekteydi. Hastanenin çalışanları artık Burçe'yi tanımışlardı. Beklemenin bir anlamı olmadığı için sabah gelip akşam gidiyordu. Bazen ise gitmeyip kapının önünde bekledi. Hiç bıkmadan, umudunu kaybetmeden sevdiğini ziyaret edip güzel şeyler anlattı. Bir gün sevdiği gözünü açacaktı. Zaman geçtikçe yavaş yavaş umutlarda sönmeye başlamıştı. Burçe ilk günkü gibi umudunu hiç kaybetmeyip 'uyanacağına' inanıyordu. Ziyaret saati yaklaşmıştı. Her gün olduğu gibi bugünde kapının önünde heyecanla bekliyordu. Ve içeri girme vakti gelmişti. Odanın kapısından girince solgun yüzü ve cansız bedeni ile karşılaşmak içini acıtıyor olsa bile belli etmemeye çalışıyordu. Değişen bir durum yoktu sadece vücuduna bağlı olan kablolar azalmıştı o kadar. Sandalyeyi yatağın kenarına getirerek sevdiğinin elini ellerinin arasına alıp, oturdu. Elini yüzüne götürüp de yanağına dokundurarak konuşmaya başladı..

-" Hayatım.. Canımın içi bugün bir değişiklik yapıp sana eski günlerden bahsedeceğim. Eski günlerimizden.. İlk karşılaştığımız an senin beni takip etmenden mesela. 'Ara Beni' demiştin bense ilk aramamıştım hatta kağıdı yırtıp atacaktım ki yapamadım. Sonra bir anda kendimi tutamayıp aramıştım. Konuşmaya başlamıştık. Arada tatlı atışmalarımız ve yanlış anlaşılmalarımız oldu ama biz birbirimizden hiç kopmadık. Çünkü biz birbirimize öyle bir aşkla bağlanmıştık ki kimse ayıramazdı. Her şeyin üstesinden geldik ben inanıyorum sevgilim aşkımız sayesinde bununda üstesinden geleceğiz. "
-" Burçe hanım "
-" Biraz daha kalamaz mıyım hemşire hanım? "
-" Doktor beyin verdiği süre bu kadar ama 5 dakika daha kalın "
-" Çok sağolun "
-" Ama hemen çıkın sonra "
-" Tamam, hemşire hanım "

Tam hemşire kapıdan çıkacakken Burçe seslendi. " Hemşire hanım parmaklarını oynatıp elimi tuttu sanki. " Hemşire gelip baktı Burçe de yanında durmuştu. " Ben doktor beye haber vereyim " diyerek odadan çıkmıştı.Yekta'nın yavaşça göz kapakları açılıp etrafını bulanık görmeye başladı. Tekrardan gözünü açıp kapadığında başında duran Burçe'yi fark etti. Ve güçlükle 'Burçem' döküldü dudaklarından sadece. Burçe kafasını çevirip elini tutarak..

-" Yorma kendini sevgilim buradayım doktor bey gelecek birazdan.. "
-" Hastamız kendine gelmiş muayene edelim biz Burçe hanım sizi dışarı alsak sonra görürsünüz "
-" Canım kapının önündeyim "

Telefonla herkese haber verdiler. Burçe sıkıca Eren'e sarıldı. Aynı şekilde Eren de. İkisinin de yüzü gülüyordu.

-" Demiştim kardeşim bırakıp gitmez diye "

Burçe'nin gözünden yaşlar aktı bu seferki mutluluk gözyaşlarıydı. Daha sonra hastaneyi sevenleri doldurdu. Doktorun uyarısı ile Yekta'nın yanında eşi kaldı sadece. Birbirlerinin gözlerinin içine baktılar ve Burçe elini tuttu sevdiği adamın. Yekta sarılmak için kalkmaya çalıştığı anda..

-" Dur ne yapıyorsun canım ne istiyorsan bana söyle "
-" Sadece sana sıkıca sarılmak ve kokunu içime çekmek öpmek istiyorum "

Burçe gidip sıkıca sarıldı sevdiğine onca geçen zamanın özlemini giderdiler. Bir süre öyle kaldılar. Hiç konuşmadan sadece anı yaşadılar sarılı bir şekilde uzanıp kalarak..

-2 gün sonra-

Hastaneden çıkma vakti gelmişti. Yine de bir süre daha gezmek yasaktı. Yavaş yavaş Burçe'nin desteği ile hastane kapısından dışarı çıktı. Arkalarından Eren de. Telefonla eve geldiklerini bildirdi. Her ne kadar gelmek isteseler de Yekta'nın isteği üzerine evde bekliyorlardı. Eve geldiklerinde tüm sevenleri kapıda karşıladı. Bir süre daha oturduklarından sonra evde yalnız kaldılar. Burçe eşine yardım ederek odalarına götürdü. Hiç konuşmadan sarılı bir şekilde yattılar sadece. İkisinin de aklına düğün günü gelmişti. Unutmaya çalışsalar da dün gibi hatırlıyorlardı..

Yalnız başına kalsınlar diye kimse rahatsız etmedi. Tüm günü evde geçirip akşamları dışarı çıkıyorlardı. Gün geçtikçe Yekta daha iyiydi. Düğünleri hayal ettikleri gibi olmasa da yine de mutlulardı. Yekta Burçe'den önce kalkıp sevdiğini izlemeye başladı. Bir süre daha geçtikten sonra Burçe uyanıp da gözlerini açtığında...

-" Canım sen ne zaman uyandın bir şey mi oldu? Ağrın mı var yoksa? "
-" Sakin ol tatlım iyiyim ben, sen gel bakayım buraya "

Sarılı bir şekilde durdular. Burçe'nin saçları ile oynayarak konuşmasına devam etti.
-" Sevgilim ben düşündüm ki düğün yapalım tüm sevenlerimizi çağırdım "
-" Aşkım daha yeni düzelmeye başladın yaran da tam olarak iyileşmedi.. "
-" Canım iyiyim ben şöyle davullu zurnalı bir düğüne ne dersin? "
-" Yapalım sevgilim "
Başına küçük bir buse kondurup...
-" Tamam o zaman hemen bu hafta sonu yapalım "
-" Ne bu hafta sonu mu? Nasıl olacak yetişecek mi? "
-" Olur canım merak etme yetişir. "

Telefonla 'düğünü' herkese söylediler. İlk başta şaşırsalar da daha sonrasında onayladılar. Ve düğün hazırlıkları başladı. Tüm herkes el atarak işin bir ucundan tutttular. Gelinlik ve damatlık almaya gittiler. Burçe buna gerek yok elbise giyerim dese de Yekta izin vermeyip 'gelinlik giyeceksin' demişti.

Dükkandaki gelinliklerin neredeyse hepsini denedi. En sonunda bir tanesini beğenerek kabine girip de üzerine giydi. Aynanın karşısına geçerek şöyle bir baktı. Gelinlik üzerine tam oturmuştu. Sanki tam ona göre yapılmıştı. Burçe öylece aynada kendine bakarken Yekta gelip arkadan sarılarak..

-" Çok güzelsin sevgilim sana çok yakıştı "

Çalışan kıza dönerek 'alıyoruz bunu' dedi. " Ama fiyatını sormadık " dese de Yekta onun dediğini duymazlıktan gelerek " alıyoruz dedim " diyerek konuyu kapatmıştı. Arkadan sarılı bir hâlde aynada gelinine bakıp da " gözlerinin bu parıltısı için her bedeli ödemeye hazırım senin yanında az kalır " demişti. Burçe üzerini değiştirdikten sonra sıra damatlıktaydı. Bir iki tane denedikten sonra hemen karar vererek damatlığını seçti. Geri kalan her şeyi de aldıktan sonra gülen gözlerle eve döndüler. Kendilerini yatağa atıp aynı anda 'yorucu ama güzel gündü' diyerek güldüler.

Tüm hazırlıkların bitmesiyle düğün günü gelmişti. Gelin ve damat hazırdı. İkisi de heyecanlıydı. Konvoy eşliğinde düğün yerine geldiler. Davul zurna eşliğinde düğün boyunca hiç oturmayıp karşılıklı oynadılar. Her şey çok güzeldi. Herkesin yüzü gülüyordu sonunda kurtulmuşlardı. Gecenin sonunda aileler kalmıştı. Geri kalan misafirler tebrik edip gitmişlerdi. Vedalaşma ve fotoğraf sahnesinden sonra gelin ve damat yalnız kaldı. El ele Yekta'nın önceden ayarladığı yere gittiler. Bir süre hiç konuşmadan yatağın kenarında oturdular kafasını çevirip baktığında sevdiği kadında ona bakmaktaydı. Gülümseyerek eliyle yanağına dokunmuştu, koklayarak öpmeye başlamıştı. Kendilerini yatağa bırakmışlardı ve eliyle kenarda yanan ışığı söndürerek tamamıyla birbirlerinin olmuşlardı...

ARA BENİ ✔️ [tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin