Pasta La Vista, Baby

604 57 48
                                    

Çiçekler belki tüm sorunlarınızı bir çırpıda çözemiyordu.Ama Jiyong oturma odasında masanın üzerinde duran cam vazoya baktığında sırıtmaya başladı.Aslında adam bunu ilk kez yapmıyordu, Seungri'nin çiçekleri sevdiğini herkes bilirdi.Ama ikisine her çiçek aldığında Yoonmi kendi çiçeğini başka bir vazoya koyup odasına götürüyordu.

Çiçekler her şeyi çözemiyor olabilirdi, ama iyi bir başlangıç oldukları kesindi.

''Hey--- çok sıcak-- biraz çekil.'' Seungri söylenip adamın vücuduna doladığı ellerini itti ve koltukta ondan uzaklaştı.

Bu durum Yoonmi'nin canını sıkmaya başlıyordu.Seungri onu odaya girerken gördüğü için böyle yapmış olmalıydı, ve çocuğun bu kadar iyi olması Yoonmi'yi sinir ediyordu.

''Baba--''

''Efendim?'' Jiyong kızı yerine telefona doğru söyleyip, işaret parmağını Yoonmi'ye doğru kaldırdı ve biraz beklemesini işaret etti.Kız iç çekip koltuğun üzerinde duran dizüstü bilgisayara yöneldi.Zaten bu alışkın olmadığı bir şey değildi.

''Bir şey mi soracaktın?'' Jiyong odadan çıktıktan sonra Seungri kıza bakarak sordu. ''Çünkü telefon görüşmesi beklediğinden uzun sürecek gibi duruyor.''

''Bir film vardı--'' kız hala bilgisayarla ilgilenirken mırıldandı. ''--ama benimle izleyemeyeceği ortada.''

Kız bir cevap için beklemediği için çocuğun sessiz kalması pek dikkatini çekmedi.Seungri odadan çıktığında çocuğun muhtemelen yatmaya gittiğini düşündü, ya da o da her zaman mutfakta duran bilgisayarını açıp Yoonmi'nin anlamadığı o şeylerle uğraşacaktı.Çünkü Jiyong'un uzun bir telefon görüşmesi yapması demek, bunun oldukça uzun olması demekti, oldukça.

İkisi birbirleriyle pek etkileşim halinde olmasalar da hayatlarına devam ederlerdi.Seungri dışarıya çıkardı, geri gelirdi, mutfakta oyalanırdı, bilgisayarıyla ilgilenirdi; Yoonmi ödevlerini yapardı, bir şeyler izlerdi, bir şeyler yerdi, ve Jiyong hala telefonla konuşuyor olurdu.O yüzden evet, uzunun tanımı, oldukça uzundu.Aslında Yoonmi internette gördüğü bir şeyi alabilmeyi seviyordu, ya da parmağıyla işaret ettiği her şeye sahip olabilmeyi, ama şöyle bir düşündüğünde, bu ona gerçekten pahalıya mâl oluyordu.

''Hey---- ne seyrediyoruz?'' Jiyong aniden odaya girince kız kaşlarını çatıp ona baktı.

Seungri gerçekten sinirini bozuyordu.

Kız ona filmi gösterdiğinde adam yanına oturdu ama tabii ki ilk 15 dakika ne olduğuyla ilgilenmek yerine telefonunun ekranına bakmaya devam etti.Ama aniden Seungri odanın kapısını açtığında, telefonu telaşla sakladı.

''Ne var biliyor musun--- muhteşem bir insanım.'' Seungri avucuna topladığı mısırlardan birkaçını birden ağzına atarken söyledi.

''İzliyor musun?'' Çocuk kaşlarını kaldırarak sorduğunda Jiyong başıyla onayladı.

''Evet.''

''Peki, konusu ne?'' Seungri ona hala şüpheli gözlerle bakarken elindeki patlamış mısır dolu kaseyi ikilinin ortasına bıraktı.

''İşte şu---- kıvırcık saçlı olan--'' Jiyong parmağıyla ekranı gösterdi. ''O ve diğerleri--''

''Telefonuyla uğraşıyor.'' Yoonmi sırıtarak söylediğinde, Seungri gözlerini kısıp Jiyong'a baktı.

Hiçbir şey söylemeden avucunu açtı ve elini adama doğru uzattı.

''Bu adil değil, beni ele vermemen gerekiyor.'' Jiyong iç çekip, arkasına sakladığı telefonu çocuğun eline bıraktı.

Küçük Kırmızı Başlıklı KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin