Ayrı Yataklar

6. Bölüm

Bu aralar öyle çok uyuyordum ki, sanki ardı ardına 5 gündür uykusuzluk çeken bendim. Uyandığımda, Serhan yanımda değildi. Karnımdan tutarak yatakta doğruldum, odada gözlerimi doşaltırdım ama hiçbir yerde yoktu. Telaşa kapılarak yattığım hastane yatağından kalktım ve uzanıp terliklerimi giydim. Odanın kendine ait bir lavabosu, küçük bir duşa kabini ve tuvaleti vardı. Hastanemiz özel bir hastane olduğu için, her türlü imkanı hastalarımız için sağlıyordu.

'Allah'ım, lütfen Serhan'a bir şey olmasın! Lütfen...'

Banyoya yaklaştıkça su sesi daha da belirgin bir hâl alıyordu. Rahatlayarak nefesimi dışarıya üfledim. Banyodaydı. Uzanıp kapı kolunu çevirdim ve banyoya adımımı attım. Serhan sırtı bana dönük, adeleli kollarını seramiklere dayamış, başından aşağıya kayan su damlacıklarıyla duş alıyordu. Her hareketiyle kasılıp gevşeyen kasları, sırtında belirginleşen omurilik çizgisi ve suyla daha da parıldayan sayısız dövmesiyle bana adeta göz kırpıyordu.

Sırtı çeşitli yazılarla, resimlerle süslenmişti. Her biri birbirinden ayrı bir anlam taşıyor, güzelliğine güzellik katıyordu. Kendi çizimleriyle süslediği çekici bedeninden zaten seksilik akıyordu, dövmelerini gördüğümdeyse kendimi kaybediyordum. Dövmelerinin hepsini kendi başına çiziyor, dövmeyi yapan kişiyse onun çizimlerine uyuyordu. Babasının tavsiyesiyle öyle güzel konumlandırılmışlardı ki, atlet bile giyse tek bir çizik dışarıdan gözükmüyordu. Bu, onun kendini koruma noktasıydı. 

Bir mimar olarak, iş hayatında katı olmak zorundaydı. Babasının sayısız işletmesini yönetmekte ona yardım ediyordu ve bu rockçı yönünü dışarıya iş hayatında belli etmemesi gerekiyordu. Bunun içinde en uygun yeri, sırtıydı. Üniversite zamanlarımızda vücudunun farklı yerlerine geçiçi dövmeler yaptırmıştı ancak, okul bitene kadar teker teker silinmişlerdi.

Onun o çılgın yıllarına tanık olmak çok farklı hislerdi... Piercinglerini artık çıkarmıştı, ama kalması benim için engel teşkil etmiyordu. Çok özel bir kısımdaydı çünkü... İki göğüs ucunda da birer, gümüşten halka. Tabii, bir de farklı bir noktada dövmesi vardı. Onun bulunduğu alanı aklıma getirmek bile beni kıvılcımlarla kaplıyordu!

Gözlerimi kısarak beni hissetmesine izin verdim. Bedeni, bakışlarıma karşılık olarak seksice kasılıp gevşedi. Sakince yana döndü ve ben adonis kaslarının sağ tarafını boydan boya kaplayan çekici dövmesini görebildim. Kasıklarının kenarına kadar uzanan dövme vücudunun en güzel parçasını gözler önüne seriyor, dikkati o noktada yoğunlaştırıyordu. Bu dövmeyi yapan kişinin erkek olduğunu bilmek içime su serpiyordu. Aksi taktirde, o kızın saçlarını acımasızca yolabilirdim.

Sağ elinin güçlü parmaklarını saçlarının arasından geçirip geriye taradı. Kollarındaki kaslar kıpırdandı, göğsü şişti ve karnındaki baklavalar nefes verdikçe hareketlendi. Su, yukarıdan bedenine akarken saçlarını savuruşu öyle seksi ve tahrik ediciydi ki... Bedenim bu görüntüye karşı tepki verdi.

Dumanlı gözlerini birkaç kez kırpıştırarak benim varlığıma emin olmak istedi. Ardından dudaklarımı ısırarak bana gülümsedi. Elini uzatıp beni yanına çağırdı. Gözlerim, sertleşip canlanmaya başlayan organına takılmıştı. Boğum boğum kasların süslediği, incecik bir tüy seridin akıp geçtiği biçimi karnı kasıldı. Sakince üzerimi çıkarmaya başladım...

Çırılçıplak kaldığımda, temkinli adımlar atarak duşa girdim. Serhan kollarını etrafıma dolayarak beni sarmaladı. Dudaklarını bana uzattı ve nazik bir öpüşle onları esir aldı. Tatlı, verici ve alıcı bir öpüştü bu. O bana aşkını sundu, ben de ona...

Dudaklarımı hiç bırakmayacakmış gibi öpmeye devam ederken, elleri beni kıvrandırmak için aşağılara yönelmişti. Seks yapalı çok uzun zaman olmamıştı ama doyamıyorduk işte birbirimize! Serhan cinsel yönden çok güçlü bir erkekti ve aklı fikri sürekli oradaydı. Beni öpüp okşamadan rahat edemiyordu. Yakınında olduğumda ellerini üzerimden ayırmıyor, benden uzaklaştığında sanki acı çekiyordu.