1

120 10 9
                                    

Nereden başlayacağımı bilmediğim için böyleyim. O yüzden hep eziliyorun ben. Aslında, ben de böyle olmasını istememiştim. Ama her şey ne yazık ki istediğimiz gibi olmuyor. Bunu yedi yaşındayken anladım. Hep büyüyünce doktor olmak istedim. Ben fakir bir ailenin dokuzuncu çocuğuydum , üstelik imkansızdı bu dediğim . Hikayem böyleydi benim, taa ki Reşat Bey beni alıp evine götürürene kadar...
Çok güzel bir evi vardı, Allah için. Her yer altın sarısıydı. Ben onları altın zannederdim. Çocuktum işte, diğerlerinden daha farklıydım. İşte Reşat Bey ve karşımda onun çocuğu Ferit...
Yakışıklı çocuktu. Mavi gözler, kumral ve kıvırcık saç rengi . Bir bakış yeter miydi ? Onu sevmeme..,
Yedi yaşında bir çocuk nasıl aşık olabilir di ki? Ben oldum. Hem de yıllar sonra unutmadım onu...
İsmimi söylemedim ben bu arada.
Süreyya ben Süreyya Yalçın hayatım boyunca hep sustum ben, küçüktüm işte... Sefalet içinde büyüdüm . Hep beni Ferit 'in sevmesini bekledim, istedim . Ama olmadı... Kendimden ve biraz da ondan bahsettiğıme göre başlıyorum hikayemin geri kalanını anlatmaya...
Bir umut , belki de bir bakış...
Sevmeye yetermiş meğer. Ama nereden bilebilirdim ki o sadece beni oynatmış...
Oynatmak ne kadar basit bir kelime. Anlam içerisinde bile farklı duygular veriyor. Her neyse işte, bugünlere gelmeme sevgili Reşat Beyefendiye borçluyum. En iyisi hikayeyi en baştan anlatayım ben çünkü onu anlatmam kelimelere sığmaz.

UMUT YOLCULARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin