üç kulak

"İki elim, iki kolum, bacaklarım var. Her insanda bir burun, bir de ağız var." diyerek bir tur etrafımda döndüm. Efe kıkırdayıp yaptıklarımı taklit etmeye çalıştı.

"Sen hiç gördün mü üç kulaklı bir adam?" diyerek iki elimi iki kulağıma kapadım.

Efe bir iki saniye yaptığıma bakıp aynısını yaptı. Kaşlarını kaldırıp sonraki hamleyi bekledi.

Efe kıkırdamaya başladığında ben de şarkıya devam ettim.

"Olur mu hiç üç kulak, dön de aynaya bak." diyip hızla arkamı döndüğümde Uzay benim gibi kulaklarını kapamış, Efe gibi kaşlarını kaldırarak gelecek hamleyi bekliyordu.

Arkamı dönüp şarkıdaki gibi bu kısmı iki kez tekrar ettim.

"Olur mu hiç üç kulak dön de arkaya bak"

Tekrar Uzay' a döndüğümde ellerini belime yerleştirdi ve beni etrafında döndürerek ikimizin yerini değiştirirken mırıldandı.

"Olur mu hiç üç kulak, dön de aynaya bak."

Uzay sözünü bitirdiğinde Efe' nin minik öksürüğüyle ona baktım, elleri hala kulaklarında bize doğru bakıyordu. Uzay da kafasını çevirip ona doğru döndüğünde Efe peltek peltek konuştu.

"Kulaklarım kapalı olabilir ama gözlerim hala açık."

Ben Efe' nin sözlerine kıkırdarken duvarın hemen arkasından Görkem' in kafası gözüktü. Gözleri kısaca bana dokunduğunda hafifçe gülümsedi. Daha sonra kolları da görüş alanına girdi ve Efe' yi belinden tutup havaya kaldırdı.

Efe ve Görkem bulunduğumuz odadan uzaklaşırken Efe' nin sesini duydum.

"Bıraksana beni karı kılıklı."

Odada yalnızca Uzay ve ben kaldığımızda Uzay aramızdaki kısa mesafeyi de kapatıp bedenlerimizi birbirine tutkalladı.

Gözleri gözlerimle buluştuğunda aklımda birkaç soru belirtmişti.

"Gökyüzü mü daha maviydi, yoksa Uzay' ın gözleri mi?"

Uzay' ın belimdeki ellerinden biri sağ kulağıma dokundu. Yüzüme düşen saçımı arkaya iterek kulağıma daha fazla yaklaştı.

"Kulaklarımızı birleştirirsek belki üç kulaklı bir adam yaratabiliriz, ne dersin?" diyerek kulağıma fısıldamıştı.

Gülümsedim, kulağına doğru eğildim. "İkimizin kulaklarını topladığında dört kulak ediyor akıllı." diyip belimdeki elini tuttum.

Gözlerini gözlerime dikip uzun uzun baktı. "Matematiğim iyi değil kızım benim, 4 kulak olsun birini çeyizine koyarsın." diyerek bakışlarını gözlerimden çekmedi.

"Bu bir evlenme teklifi mi?" diyerek şaşkınlığımı dile getirdim.

Güldü. Gülüşünü ne kadar çok sevdiğimi düşündüm.

Dudaklarını yanağıma bastırarak konuştu. Bu bir fısıltıdan farksızdı.

"Belki."