|On Bir|

5.7K 175 5
                                    

Düzenlenmiştir.

Sabahın ilk ışıklarıyla İstanbul tabelası göründü gözümüze.
Yorucu bir yol olmuştu ve ikimiz de bittik diyebilirim ama Bedirxan'ın gece olanlardan sonra keyfine diyecek yoktu.
"Sevgilim otele mi geçelim önce yoksa annene mi?"
Sevgilim.
Bedirxan hep bu anı mı bekliyordu bilmiyorum ama hemen alışmıştı.
"Sevgilim falan hayırdır Bedirxan ağa" sırıttı.
"Dün gece ilanı aşk ederken öyle demiyordun Mizgin hanım"
Yanaklarım kızarmaya başlamıştı hemen.
"Sonrasını da hatırlatmayayım istersen otele geçince sırtımdaki çizikleri bakarız kadın!"
Konuştukça batıyordum o yüzden susmaya karar verdim.
"Otele geçelim o zaman ".

"Canım biraz daha sakin olmayı dener misin"
Bedirxan ve volta atmaları yine başlamıştı.
"Ulan o şerefsiz kim ki sana yanınızda ki bey abiniz mi diyor"
Resepsiyonda ki görevli oda ayırtırken bir patavatsızlık yapmıştı ve sonucunda Bedirxan'dan kafayı yemişti.
En sonunda bin bir özürle odaya çıkarılmıştık. Ama bu adam sakinleşir mi asla!
Saçlarımı açarken

"Amaan be Bedirxan ben senin karın değil miyim diğerlerinin ne düşündüğünü boşver patavatsız işte"
Haklısın anlamında başını sallarken hala sinirli olduğunu görebiliyordum
Tişörtümü çıkartıp banyoya ilerledim  

"Nasılsınız bakalım çifte kumrular"
Bedirxan koltukta iyice yayılırken beni kendine çekti. "Vallaha gördüğün gibiyiz Meral anne,mutluyuz."
Annem keyifle çayını içerken

"Ay maşallah maşallah nazar değmesin size"
Bedirxan eliyle çayı gösterince doğrulup verdim.
"Eee sen bizi boşver anne sen nasılsın bir aydır görüşemiyoruz"
"Bıraktığın gibiyim kızım işler yolunda sizin de mutlu olduğunuzu gördüm her şey tamamdır artık"
Gülümsedim. "
Tuvalet nerde hayatım?"
"Sağdan ikinci kapı"
Bedirxan'ın gitmesiyle annemin çenesi açıldı.
"Kız anlat bakayım hemen evlilik nasıl gidiyor maşallah nazar değmesin çok mutlu gözüküyorsunuz alıştın mı Mardin'e orada iyi davranıyorlar mı sana Ferzin nasıl görüşüyor musunuz onunla ay kızım sen şimdi oralar da napıyorsun ki her akşam koca eziyeti vah vah-"
Annemin sözünü kestim
"Annecim bir nefes al istersen. Evliliğimiz iyi. Mardin'e alıştım mı bilmiyorum ama Bedirxan'a alıştım. Bedirxan'ın ailesi ikinci ailem gibi oldu sağolsunlar. Ferzinle görüşüyoruz onlar da iyi. Öyle işte".
Annem pek memnun olmasa da onayladı.
"İyi bakalım senin dediğin gibi olsun"
Bedirxan da gelmişti artık.
"Kaç gün kalacaksınız bakayım yer açayım size"
Sözü Bedirxan aldı.
"Meral anne bir haftalığına geldik ama otelde yerimizi ayırttık zaten"
Annem onaylamadı tabiki "Olur mu öyle şey ben burda dururken otele ne hacet vardı"
Annemin ısrar edeceğini bildiğim için kısa kestim "Anne şimdi yen'i evlendik falan rahatsız etmeyelim seni yoksa sende kalırdık elbet. "

"Bizde artık kalkalım Meral anne yol yorgunuyuz zaten hemen sana uğrayalım dedik"
Annem bizi kapıya kadar geçirirken
" İyi yaptınız iyi vaktiniz varken bir daha uğrarsınız bana"
Sıkı sıkı sarıldım
"Özlemişim gerçekten seni anne"

"Hayatım yarın için plan yaptım"
Yatakta doğruldum
"neymiş bakalım söyle"

"Yarın sabah kahvaltıya gideriz. Ordan biraz İstanbul'u gezeriz. Akşama doğru Behranı arayacağım arkadaş grubunuzu falan toplasın takılalım biraz"
Tedirgin olmaya başlamıştım. Bir pot kırılırsa yarın gece Bedirxan'ı kaybedebilirdim. İkimizi de öldürürdü. Yavaş yavaş anlatmaya başlasam iyi olacaktı kendisi öğrenirse o zaman biterdik.
"Sen nasıl istersen canım"

Her zaman ki gibi Bedirxandan önce kalkmıştım.
Ama bu sefer yataktan kalkmak yerine kocamı incelemeye başladım. Sevdiğimi söylemiştim ona. Seviyordum. Beni sahiplenişini,koruyuşunu bakışını gülüşünü her şeyini.
Kendime bile itiraf etmeden Bedirxan'a etmiştim.
Bugün onu kaybetme korkusu vardı üzerimde.
Çünkü Behran beni abisine kaptırmanın nefretini yaşıyordu emin'im. Bizi böyle mutlu görünce kim bilir ne yapardı.
İmkansız olduğumuzu o da biliyordu ama sevmek böyle bir şeydi.
"Günaydın zeramın,incelemen bittiyse gözlerimi açıyorum"
Anında geri çekildim
"Hıh, hiçte bile seni mi izleyeceğim ben"
Aniden üstüme çıktı.
"Sanırım kahvaltıyı biraz ertelemeliyiz"
~~~
Bütün gün gezip
Otele gelmiştik saat dörde geliyordu. "Aşkım hiç dışarı çıkmasak akşam yorulucaz zaten"
Bedirxan kendini yatağa atarken "Ne yapalım peki"
Birazcık düşündüm
"Ben bayadır yüzmüyorum aslında havuza girelim mi "
Bedirxan tabiki de bu fikirden hoşlandı.
"Yat aşağı Mizgin, şimdi havuz mavuz giyeceksin
elim kadar bikini herkes bakacak sana başlarına bela olurum keyif falan alamazsın"
Hemen mızmızlanmaya başladım.
"Ya ama sen şimdi beni mi kıracaksın hem yanımda sen varsın"
Bedirxan biraz düşündükten sonra onayladı.
"Hadi giyin bakalım"
~~~~
Asansöre bindiğimizde Bedirxan hala sesini çıkarmamıştı. Şaşkındım çünkü kırmızı-ipli- bikinimi gitmiştim şu ana kadar ölmüş olmam gerekirdi.
Elimi tutup kapalı havuza doğru yönlendirirken etrafta kimselerin olmadığını fark ettim.
Kapıdan içeri girdiğimde de Bedirxan'ın neden bu kadar rahat olduğunu anlamış oldum. Havuzu kapattırmıştı.
Bu adam öküz müydü yoksa beni çok mu seviyordu henüz karar verememiştim.
Havuza balıklama atlarken sırıtıyordu.
"Havuz istedin al sana havuz atlasana kadın"

Aynanın karşısına geçmiş kırmızı rujumu tazeliyordum. Saat sekize geliyordu ve hazırlanmıştık yavaştan. Siyah arkası açık bir elbise giymiştim -normalde giyemezdim ama ağlayınca Bedirxan izin vermek zorunda kaldı-
"Aynen kardeşim hazırlandık şimdi yengenle biz topladın dimi tayfayı. Tamamdır aslanım. Biliyorum biliyorum oradayız bir saate hadi eyvvallah"
"Hazır mısın sevgilim özlemiştin arkadaşlarını"
Kafamı salladım odayı kilitledik ve çıktık.
Stresten ya da aradan midem bulanmaya başlamıştı. Bir şey olacak diye ödüm kopuyordu. Her şey tam güzel giderken geçmişimin önüme geçmesine izin veremezsin hele ki hiç birşeyi bilmeyen bir kocam varken.
Kapımı açılmasıyla şaşırdım tabiki.
Bedirxan'dan beklenmeyen hareketler.
Kafamı kaldırmamla Meşale yazısını gördüm sıradan bir club'tı.
Bedirxan beni nasıl bu kadar erkeğin içine sokuyordu onu da anlamıyordum. Ama boşverdim.
Uzaktan bile o kızıl saçları tanımıştım. Kocamın elini daha çok sıktım. Cansu oradaydı. Biraz daha yaklaşınca Sarp'ı en son onunla şakalaşan Behran'ı

Cansu'nun bana doğru koşmasıyla bizi fark ettiler. "Canımmmm nasıl özlemişim" diye sarıldı. Anında kulağıma eğildi.
"Behran her şeyi anlattı bu gece herşeyi konuşacağız Mizgin Rişvanoğlu"
Benden ayrılıp Bedirxan'a elini uzattı.
"Vee sende?"
Bedirxan elimi tutup diğer elini Cansu'ya uzattı. "Mizgin'in eşiyim ayrıca Behranın da abisi"
Sarp hiç el uzatmaya bile tenezzül etmeden baş selamı verdi. Sinirleneceğini biliyordum.
Behrana kaydı gözlerim.
Hiç bir şey olmamış gibiydik.
Sanki daha önce hiç karşılaşmamıştık ben sadece onun yengesiydim.
Keşke öyle olsaydık ama değildik.
Ve ben bu sırrı Bedirxan'a anlatmadığım her gün biraz daha batacaktım.
Bedirxan içki almaya gitmişti.
Behran alayla
"Abime daha söyleyememişsin aşk kuşu"
Sinirlenmiştim.
"Düzgün konuş benimle Behran. Nasıl söyleyebilirim böyle bir şeyi"
"Kusura bakma yenge düzgün konuşurum bundan sonra."
Sarpla cansu'yu umursamadan beni kenara çekmişti beni rahatsız eden yakınlığımız oldu.
"Beni bu kadar kolay mı sildin eşkamın"
İtmeye çalıştım ama itemedim "Kolumu bırak Behran.
"Her gün onunla sevişirken hiç mi aklına gelmedim ulan hiç mi"
Daha fazla çirkinleşmezdi. Gram çekilmiyordu üstümden o kadar itmeme rağmen.
Bizim masaya doğru baktığımda Bedirxan'ın çoktan gelmiş olduğunu gördüm gözleriyle beni arıyordu.
Ve arkası dönük bir kadın vardı yanında.
Saçını savurmasıyla göz göze geldik.
Alev?
Hemen Behran'ı ittim
Bu gürültü de bile çok net duyacağım şekilde bağırdı.
"İşte orda Mizgin,Behranla birlikte"

Kocamın sinirli gözleri bize doğru dönerken bir an önce eve gitmek istedim.

ZERAMINHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin