"Clary hafızasını kaybetmedi Lou!"dedi.Tokat yemiş gibi olmuştum.
Marry'nin ağzından dökülen kelimeleri toparlamaya çalıştım ama bu olamazdı.
"Neler söylüyorsun Marry?"diye avazım çıktığı kadar bağırdım.İnanmıyordum.
"Lou! bunu söyleyen kişinin ben olduğuma inanamıyorum.Clary ile konuş"dedi.Gözleri hala gözlerimdeydi.Ben ise olaylara anlam vermeye çalışıyordum.
"Louis kalk üstünü değiştir ve Clary'nin yanına git!"dedi.
"Bu saattemi?"dedim.Sanki saatin fazla bir değeri varmış gibi.
"O sana bu saatte geldiğinde sen saate bakmamıştın ama !"dedi.Haklıydı.Hemen tuvalete gittim ve musluğu açıp suyun sesini dinledim.Çok sinirlenmiştim.Rahatlamaya ihtiyacım vardı.Ellerimi uzattım tenimin suda kayboluşunu izledim.Sonra ellerime suyu doldurup yüzüme çarptım.Su buz gibiydi.Biraz iyi gelmişti ama benim sinirim hala geçmemişti.Nasıl böyle bir oyun oynardı.Tanrım !
Tuvaletten çıktıktan sonra üzerimi değiştirmek için bir şeyler çıkardım.Üstüme gece mavisi bir gömlek geçirdim ve altıma siyah kot giydim.Saçlarımı ellerimle düzelttikten sonra son kez aynaya baktım.Gayet iyi görünüyordum ama gözlerimde merak gizliydi ve sinir . Çok sinirliydim.Merdivenlerden indim Marry hemen:
"Oo yakışıklı çok güzel olmuşsun"dedi ama yüzündeki pişmanlık kırıntılarını okuyabiliyordum.Gerçekten iyi rol yapıyordu.
"Marry sen burada kal bu gece,bende şu durumu halledeyim"dedim.Başını sallayarak onay verdi.
Kapıdan çıktığımda gözüm kolumdaki saate yerleşti.Saat 2.30'du.Neyse ki ailesi yoktu.Kazaya gelmemişlerdi acaba bir problemleri mi vardı? Ahh ! tabi şu numara kazaya mı geleceklerdi.Kafamdaki bu sorulara duymazlıktan gelerek Clarry'nin kapısına gittim.Hızlıca kapıyı çaldım.Biraz bekledikten sonra açtı.Onu görünce iyice gözüm döndü ve bağırmaya başladım.
"Demek her şey numaraydı.Bir gün benimlesin,bana iyi davranıyorsun bir bakıyorum yanımdan gidiyorsun.Her gidişinde canımdan bir parça da götürüyorsun!"dedim.Sesim gerçekten yüksek çıkmıştı.
"Marry mi anlattı? "diye sordu sakince.
"Kimin anlattığı önemli değil sen benim sorularımı cevapla"dedim.Kendime engel olamıyordum.Gözüm dönmüştü.
"Evet numara yaptım"dedi.Çok rahatça.
"Niye Cla! Gözümün önünde And ile öpüşmek için mi?" dedim bu sefer sesim olduğunda güçsüz çıkmıştı.Gözlerimin dolduğunu hissettim.
"Çünkü ben-"diyemiyordu.
"Sen daha kelimeleri söylemeyecek kadar korkaksın!"dedim ve kapıya doğru yöneldim.Tam kapıyı açacaktım ki.Kolumda bir basınç hissettim.Beni çevirdi ve dudaklarıma baskı yaptı.Teslim olmayacaktım ama dayanamıyordum.Dokunduğu her yer tenimde alev alıyordu.Nefesinin sıcaklığı ile erirken vanilya kokusunu öylece içime çektim.Ellerim saçlarını okşuyordu.Seviyordum ne yapabilirdim? Clarry'nin elleri gömleğimin düğmelerini çözerken ellerini tuttum.
"Çünkü sen ?"dedim.Nefessiz bir şekilde.
"Seni seviyorum Lou!"dedi ve tekrar dudağıma yapıştı.Bu sefer daha sert öpüyordu.Artık bende dayanamadım bıraktım kendimi.
"Bende !"dedim.
Elleri tekrar gömleğimin düğmelerini buldu birer birer açtı.Sıra pantolonuma gelmişti.Bir çırpıda çıkarmıştı.Sadexe boxerla kalmıştım.Sıra bendeydi kendime doğru iyice çektim.Üzerinde pembe ipekten bir gecelik vardı.Çıkarması uzun sürmedi ve ben nefessiz bir şekilde onu izliyordum.Elleri tekrar boxerıma geldi.Onuda bir çırpıda çıkardıktan sonra tamamen çırılçıplaktık.Onu görünce nefesim kesiliyordu.Tekrar dudağım yapıştı,boynuma,göbeğime ve kasıklarıma ağzımdan küçük bir inilti çıktı.
Tanrım! tek bildiğim bir şey vardı o da bu gecenin bitmemesiydi.
Dudaklarıma konan dudaklarla uyandım.
"Günaydın sevgilim"dedi.Yüzünde kocaman bir gülümsemeyle.
"Günaydın" dedim ve aynı şekilde gülümsedim.
Hadi sana kahvaltı hazırladım"dedi.
"Benim kahvaltım sensin"dedim ve tekrar dudaklarına yapıştım.
Kahvaltıyı gördüğümde ağzım açık kalmıştı.Her şey vardı ve benim içindi.Masaya oturdum ve çayımdan bir yudum aldım.
"Clary bu çok güzel.Çok teşekkü-"cümlemi tamamlamadan kapı çaldı.
"Clarry!" dedi bir ses Tanrım bu ses Andrew'e aitti.
Kısa olduğunu biliyorum.Yarında yayınlayacagım.Sevgilerle <3<3<3