Ben geldim! Ama bu sefer final bölümüyle. Çok heyecanlıyım, birazda buruk ama olsun. Bu bölümde merak ediyorum görüşlerinizi, tek kelime bile olsa yazın ne hissettiğinizi çünkü yorumlar genelde yönlendirebiliyor akışını hikayenin. Okuyucu görüşlerine değer veren bir yazarım. Vote yorum sayısı dinlemeden yazdım bölümü, dayanamadım :)
Bölüm şarkısı:
Sleeping at last - SaturnHadi bakalım... İyi okumalar tekboynuzlularım ♥️
Cameron
Odadan içeriye girdi, hâlâ biraz uykulu gözüküyordu deniz mavisi gözleri. Toz pembe sabahlığının içinde daha da küçük gösteriyordu, saçları beline kadar dökülüyordu fakat gecenin bir yarısında uyandığından onları toplamayı bile düşünememiş olmalı ki şuan gözlerinin içinde gördüğüm tek şey endişeydi.
Elindeki bardağı bana uzattı "Ballı sıcak süt ısıttım, annem yorucu günlerden sonra iyi geldiğini söylerdi. Ayrıca rahatlatıyormuş, kabus gördüğümde annem yeniden uyuturken bundan yapardı içmem için."
"Teşekkürler." Yutkunup arkama yaslandım. Bardağı avuçlarımın arasına aldıktan sonra, komodinin üzerine bıraktım. Mavi gözleri ağlayacak gibi dolmuştu, ben yatakta uzanırken ayak ucuma oturdu ve yorganımı düzeltti.
"Şimdi iyi misin bebeğim? Başının ağrısı geçti mi?" diye sordu küçük kalp şeklinde ki dolgun dudakları hüzünle büzülürken. Karanlığın içinde dahi mavisini belli eden gözlerinin içine bakarken rahatlıyordum, bilmediğim bir büyü vardı onda. Gözlerinde, sesinde, ona ait her şeyde.
"İyiyim." Olduğu yerden zar zorda olsa doğruldu ve elini yavaşça alnımda gezdirip terimi sildi. Hala endişeli görünüyordu, şuan onu uyandırdığıma bile pişmandım. Buna rağmen, tek şikayet etmiyordu "Şükürler olsun ki ateşin yok... Çok korkuttun beni."
Gözlerimi yumdum pamuk kadar yumuşak elleriyle iyileştirirken o beni. Onu hemen şuan öpmek istiyordum, tüm endişeleri silinsin diye onu koynuma alıp sabaha kadar orada uyutmak istiyordum. Bir sürü hayalim vardı ona anlatmadığım, bir sürü...
"Neden bu kadar arttı senin kabusların son zamanlarda... Çok mu yoruluyorsun setlerde? Nefes almaya bile zaman bulamıyorsun Cam..." Küçük parmaklarıyla okşadı yüzümü, yanıma yeniden yatmaya dahi çekiniyordu ürktüğünden.
"Saat kaç?" diye mırıldandım. Kalbim ancak eski ritmine geri dönebilmişti, az önce doğru dürüst nefes bile alamıyordum. Ona öyle sıkı sarılmıştım ki, onunda nefesini keserim diye korkmuştum. O halimi görünce bir daha uyuyamamıştı zaten, tek yaptığı benimle ilgilenmek oldu ben yatışana kadar.
"3.45" dedi telefonuna baktıktan sonra. Gözleri bir şey söylemem için yalvarır gibi bakıyordu bana. Ya da iyi olmam için.
"Ancak kendine gelebildin değil mi aşkım? Yapabileceğim bir şey var mı?"Ona anlatamıyordum. Onu kaybetme korkusunun pençelerini nasıl zihnime batırdığını ona söyleyemiyordum. Söylesemde bana güçlü olmam gerektiğinden bahsedip duruyordu. O benim en zayıf noktamken, bunu yapmanın ne kadar zor olduğunu bilmiyordu.
"Sen neden uyumuyorsun." diye konuştum. Elini benim elime kenetledi, hareketleri o kadar nazik ve yumuşaktı ki bana dokunduğunda ne acım varsa uçup gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
All I Want | Cameron Dallas
FanfictionDudakları panzehirdi. Benimkilerse zehir. Ölümüne susamış gibi öperdi beni, kurtarmak isterdi her öpüşünde. Ama ben başından beri ölüyordum. Cam bunu göremiyordu.