Cenk sabah gözlerini açtığında üzerinde ince bir battaniye vardı. Başını kaldırıp oturdu. Yan tarafında Kardelen ve Onur koyun koyuna uyuyorlardı. Onur kollarıyla genç kızı sarmıştı, bir bütün olmuştular adeta. Cenk yerinden kalktı ve gölge etmeden başlarına dikildi. Onları böyle görmeye dayanamıyordu. Yere eğilip bir avuç kum aldı ve Onurun üstünde ellerinin arasından bıraktı. Yüzüne değen keskin kum taneleri genç adamı uyandırdı. Kardelenle birlikte yerden doğruldu:
- Ne oluyor?Cenk gayet sakin:
- Hadi gitmiyor muyuz?Cenk Kardelene el verip yerden kaldırırken Onur üstündeki kumları silkeledi:
- Bari bir kahvaltı yapsaydık.Cenk Kardeleni göz hapsine almıştı. Her hareketini itinayla takip ediyordu. Dün geceden beri onu için için yiyen şeyin gerçekleşmediğini kanıtlayacak birşey arıyordu. Görünüşte genç kızda bir allaladelik yoktu:
- Yolda birşeyler atıştırsak?Genç kız omzunu kaldırdıp indirdi:
- Siz nasıl isterseniz.
- Yürüyün o halde. Kardelen benim arabama binsin sen bizi takip edersin Onur.Onur Kardelenin tarafına baktı, birşey demesini bekliyordu. Genç kız Cenkin kararını onayladı:
- Tamam seninle geliyorum.Sevgilisi hayretle ona baktı. Cenk yüzünde bir hoşnutlukla önden yürürken Kardelen Onura izah etmeye çalıştı:
- Onunla birlikte döneceğime söz verdim. Beni almaya gelende o olduğuna göre...Onur buna birşey diyemedi. Yollarının üstünde biryerde oturup kahvaltı ettikten sonra iki üç saat kadar mola vermeden devam ettiler. Cenk aynasından arkasındaki kamyonete baktı. Kardelene başıyla aynayı gösterdi:
- Seninki bayağı geride kaldı. O külüstürün hala çalışmasına şaşıyorum.Genç kız son dediğini duymamış gibi:
- Biraz yavaşlasan hiç fena olmaz. Eve ne kadar geç varırsak o kadar iyi.
- Doğru ya, sana kalsa burdan ayrılmazdın. Dün gece sevgilinle feneri bayağı geç söndürdünüz herhalde. Ne yaptınız?
- Hiç, öyle dolaştık.
- Bütün gece?İmalı imalı genç kızı süzdü:
- Başka birşey yapmadınız öyle mi?Kardelen onun ne demek istediğini anlamıyordu. Arada ona öyle bakışları vardı ki, umursamaz ama tavırlı:
- Yani birşey olmadı?
- Ne olacaktı ki?Açık açıkta sorulmazdı ki. Kardelen çok yakın arkadaşıda olsa, sonuçta onun özeliydi. Bir kız arkadaşla paylaşsa hadi neysede ona anlatması zaten abest kaçardı. Ama öğrenmezse çıldırırdı. Başka yerden girdi:
- Korunmayı düşünmüşsünüzdür umarım. Dokuz ay sonra karnının şişmesini istemiyorsan...Genç kız büyük gözlerle Cenkin tarafına bakarken kızarıp bozardı. Nefesi düzensizleşince öksürük krizi tuttu. Sonra bir gülme geldi. Elini ayağını nereye koyacağını şaşırdı:
- Cenk sen sen...
- Ben ne? İyiliğin için söylüyorum...
- Sus! sus!
- Bunda bu kadar utanıp sıkılacak ne var? Gayet normal olan şeyler.
- Bunu senin düşünmene gerek yok. Zamanı gelince...Genç adam adeta havaya zıplayacaktı:
- Birşey olmadı!Palyaçoları kıskandıracak bir suratla gülümsedi. Arabada oturuyor olmasalar oynayacaktı. Ama yinede yerinde duramayarak müziğin sesini sonuna kadar açtı ve şarkı söylemeye başladı. Kardelen onunla alay edildiğini zannetti:
- Kes şunu!Genç adamın içi mutluluktan taşıyordu:
- Kendime engel olamıyorum.Onun kızgın yüzünü görünce müziği kapattı ama bu seferde "Kill Bil' in ıslık melodisini çalmaya başladı. Islık çalarken onu gıcık eder gibi arada yükseliyor onun tarafına bakıp gülüyordu. Genç kız daha fazla dayanamadı:
- Arabayı durdur!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Cam kırıkları - Kardelen
RomanceKardelen: İncinmekten korkarak kendini gizleyen narın çiçek. Ama karların ortasında açacak kadar cesaretli. Ya da güneşe yüzünü dönmek için acele eden, verdiği sözleri tutamayan hercai bir çiçek. Sen karar ver ne olduğuna... (2016)