Kerem’in Ağzından;
Zeynep’in sayıklamaları ile uyandım ve omzunda yatan zeynep’e baktım.. ‘hayır’ diye sayıklıyordu.. Yavaşça dürterek uyandırmaya çalıştım;
Kerem: Zeynep.. Hadi uyan Zeynep.. ‘dedim ama uymadı hala sayıklıyordu.. Biraz daha yüksek sesle konuştum
Kerem: Zeynepp.. Uyan hadi.. Zeyneppp! ‘dedim ve sıçrayarak uyandı.. Kafasını kaldırıp şaşkın şaşkın baktı..
Zeynep: N-nerdeyiz?
Kerem: Uçaktayız.. İyi misin sen? ‘dedim Zeynep şaşkın bakışlarını uşağın içinde gezdirdi
Kerem: Zeynep.. İyi misin? Ne gördün rüyanda?
Zeynep: Ş-şey düşüyorduk.. Ben konuşurken uçak sallanıyordu s-sonra sen kalkıp gidiyorduk bende arkadan geldim.. S-sonra sen ‘dedi gözyaşları akmaya başladı.. Belli ki çok korkmuştu.. Neden bilmiyorum ama onu ağlarken görünce içi acıdı.. Sakinleşmesi için sarıldım..
Kerem: Şişş tamam geçti.. Sadece bir rüya
Zeynep: Ç-çok korktum kerem
Kerem: Tamam canım korkma (geri çekildim) Bak iyiyiz, zaten inmemize de çok az kaldı..
Zeynep: Ben ne zaman uyudum? En son konuşuyorduk..
Kerem: Konuşurken başın omzuma düştü, sanırım uykusuzdun.. Bende korkma diye yanından ayılıp karşıya geçmedim..
Zeynep: İ-iyi yapmışsın ‘dedi.. hala kekeleyerek konuşuyordu belli ki çok korkmuştu.. Tam kalkacakken yine kolumdan tuttu;
Zeynep: Nereye?
Kerem: Dolaptan su alıcam senin için..
Zeynep: Gerek yok kalkma
Kerem: Peki tamam..
Zeynep: Ne kadar kaldı inmemize?
Kerem: En fazla bir saat..
Zeynep: Ben karar verdim oraya taşınıcam
Kerem: Ne?
Zeynep: Ya ben tekrar uçağa binmem! Orada kalıp yaşarım daha iyi ‘deyince gülmemi durduramadım..
Kerem: Yok artık Zeynep!
Zeynep: Gülme! Ya gülmesene kerem! Gülme dedim! ‘dedi ama sonra dayanamayıp oda güldü.. Konuşarak bir saati geride bıraktık ve inme zamandı geldi.. Uçak piste inince Zeynep hızla uçaktan indi bende arkasından tabi..
Zeynep: Ohh bee ‘kara’ gibisi yok! ‘deyip etrafında dönmeye başladı.. Deli bu kız yaa..
Kerem: Zeynep yapma! Bak başın dönec.. ‘demeye kalmadı yalpalamaya başladı.. Tam düşecekti ki belinden tuttum.. Göz göze geldik.. İlk defa gözlerine bu kadar yakından baktım, ne kadar derin.. İnsanı baktıkça içine çekiyor sanki.. Ben dalıp gitmişken arkadan birilerinin bize seslenmesi ile ayrıldık..
Görevli: Siz (elindeki kâğıda baktı) Kerem Sayer ve Zeynep Yılmaz olmalısınız?
Kerem: Evet ‘dedim şaşkın şaşkın.. Bizim için Türkçe bilen birini bulmuşlardı..
Görevli: Buyurun size otelinize kadar eşlik edicem
Kerem: Peki ‘dedim çantalarımızı almak için gidecekken;
Görevli: Valizlerinizi getirecekleri buyurun ‘dedi ve zeynep’le beraber adamın peşinden gittik.. Havaalanı dışında bizim için ayarlanmış arabaya bindik.. Benim aklım zeynep’in gözlerinde kalmıştı.. Ne kadar düşünmek istemesem de gözümün önüne geliyordu sanki.. Sanki çok tanıdıktı..
Zeynep: Kerem
Kerem: Efendim?
Zeynep: Bugün boşuz ya (durdu) yani antrenmanımız yok..
Kerem: Evet..
Zeynep: Biraz gezelim mi?
Kerem: Beraber mi?
Zeynep: Evet.. Yani şey eğer istemezsen..
Kerem: Yok ondan değil.. Şaşırdım sadece.. Olur otele gidip yerleşelim sonra çıkarız..
Zeynep: Tamam ‘deyip gülümsedi ve camdan dışarıyı izlemeye devam etti.. Aklıma alara geldi.. Görevli yeni hatlarımızı verdi ve telefonuma takıp aradım hemen..
Kerem: Prensesimm.. İndim evet.. Sen iyisin dimi? Tamam bitanem bak kendine dikkat et.. Tamam görüşürüz.. Bende seni seviyorum ‘dedim ve gülümseyerek kapattım telefonu.. Zeynep’e döndüm bana bakıyordu;
Kerem: Bişey mi oldu?
Zeynep: Ş-şey yok bişey ‘dedi ve camdan dışarı izlemeye devam etti.. Niye öyle baktı anlamadım.. Neyse sonunda otele geldik.. Arabadan inip görevlinin peşinden otele girdik.. Resepsiyondan iki oda kartı aldı ve asansöre doğru ilerledi.. Yukarı çıkınca 2 odanın önünde durup bize göndü;
Görevli: Odalarınız burası.. Eşyalarınızda az sonra gelir
Kerem: Teşekkürler ‘dedim kapı kartlarını verip gitti..
Zeynep: Ne zaman çıkarız?
Kerem: Çantalar gelsin üstümüzü değiştirip çıkarız
Zeynep: Tamam.. Ben odama gidiyorum
Kerem: Tamam.. Bende ‘dedim ve ikimizde kartlarla kapıyı açıp içeri girdik.. Neden benimle gezmek istedi acaba? Off kerem yine kurmaya başladın, kız yol bilmiyor ki tek gitsin.. Çok geçmeden çantam geldi.. İçinden eşofman altı ve yelek çıkardım.. Zeynep şık giyinebilir ama ben sporcu adamım eşofmansız rahat edemem.. Üzerimi giyinip çıktım ve zeynep’in kapısını çaldım.. Hobaaa! Oda benim gibi altına eşofman giymiş üstüne de benim yeleğime benzer bir mont..
Zeynep: Kerem! Neden öyle bakıyorsun?
Kerem: A şey ben şaşırdım.. Yani böyle giyinmene
Zeynep: Sporcu insanım başka ne giyebilirim ki? Rahatlık her zaman önemli ‘dedi.. Bense hala şaşkın şaşkın ona bakıyorum.. Biz birbirimize çok mu benziyoruz?
Kerem: Çıkalım mı?
Zeynep: Pardon?
Kerem: Şey yani geziye başlayalım mı anlamında
Zeynep: Ha tamam ‘dedi ve odasının kapısı kapattı.. Otelden çıkıp uzun süre gezdik.. Sonunda deniz kenarına geldik..
Kerem: Yoruldun mu?
Zeynep: Biraz
Kerem: (bakı gösterdim) Oturalım istersen
Zeynep: İyi olur ‘dedi ve banka oturduk.. Aklıma takılan bişey vardı ama sorsam mı sormasam mı bilmiyorum.. Ta ağzımı açıcam vazgeçip geri kapatıyorum..
Zeynep: Soru hadi
Kerem: Anlamadım?
Zeynep: Bişey soracaksın belli.. Sor
Kerem: Ben şey.. Mert.. O neden öldü? ‘diye sordum.. Gözünü benden çekip denize bakmaya başladı.. Ben ise hala ona bakıyorum.. Bir süre öyle kaldık.. Sonra gözyaşları akarken zorda olsa konuştu;
Zeynep: B-benim yüzümden…