İnsanları anlayamıyorum. Herkes hayatından zevk almayı bırakmış, kimse kafasını gökyüzüne çevirip ciğerlerini zorlarcasına hava çekip yaşadığını hissetmeyi bilmiyor. İşte tamda şuan yaptığım şey buydu. Çimenlik bir alanda yayılmış, ellerimin başımın altında durup uyuşmasına aldırmadan gökyüzünü izliyordum. Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım, işte bu kadardı. Belki bundan 2 sene önce şuan ki halimi anlatsalar güler geçerdim.
Tekrar eskileri anımsayıp güldüm, birinin nasıl beyazken siyah olabileceğinin kanıtıydım belki de. İtalya'ya gitmeden önce takıntılıydım mesela, eşyalara anlamlar yükler onların bana uğur getirdiklerini söylerdim tabii getirmeyenlerin olduğunu da düşünürdüm. Kontrolcüydüm ayrıca, hayatımdaki her şeyin kontrolüm altında olmasını isterdim, işlerimi kimseye bırakmaz, her işi kendim halletmeye çalışırdım. İnsanların beni sevmesini isterdim, sevdiklerimin de hep yanımda olmasını en kötü özelliğim buydu belki de, en azından en çok beni yaralayanı.
Her şey 2 sene önceki yaşamımda kalmıştı artık, hatırlamak istemediğim zamanlarda. Gözlerimi tekrar açtığımda huzurla gülümsedim. Hava tam kararındaydı benim için ne çok sıcak ne çok soğuk. Kış insanıydım aslında, sanırım Aralık ayında doğmamın da buna oldukça katkısı vardı ama üşümeyi seviyordum beni kendime getiriyordu. '''Cennet!'' adımı seslenen tanıdık sesle kafamı sol tarafa çevirdim.
''İnanmıyorum sensin'' deyip üstüme atlayan Ayza' yı görmemle gülümsememe engel olamadım. ''Beni istemez miydin yoksa?'' boynumdaki kollarını biraz daha sıkılaştırdı ''Saçmalama ne zaman döndün? Neden aramadın beni hiç? Temelli mi döndün? Gidecek mi..'' ellerimi ağzına kapatmamla susmak zorunda kalmıştı. ''İlk önce nefes alıyoruz'' elimi çektiğimde söylediğimi dinleyip büyükçe bir nefes alması beni güldürmüştü.'' Biliyorsun kendime gelmem için bir süre gerekliydi'' kurduğum cümleden sonra yüzündeki şevkat dolu bakışından beni anladığını biliyordum. ''Ne zaman döndün peki?'' derin bir nefes aldım ''Dün'', verdiğim cevap kaşlarının çatılmasına ve cimcik yememe sebep olmuştu, ''Dün geldin ve Ayza' yı arayım demedin öyle mi?'' cimciklediği yeri sıvazlarken ''Akşam haber verecektim kızma lütfen'' deyip yakın arkadaşımı kendime çekip tekrar sarıldım.
'' Seni özledim Cennet biliyorum neler yaşadığını o aptalın sana neler yaşattıklarını ama beni de anla lütfen sen benim canımsın kötü günlerinde yanında olmak isterdim, sen yalnız biri değilsin ben her zaman yanındayım.'' Söyledikleri kalbimin sızlamasına neden olmuştu, ben kendi derdimle boğuşurken insanları ne hale soktuğumun bilincinde değildim.
''Bu pişman kızı affedebilecek misin şimdi?'', ''Bak hala ne diyor gel buraya'' tekrar kollarını boynuma doladığında bende karşılık verdim. ''Buradasın artık değil mi?'' derin bir nefes alıp verdim ''Şimdilik öyle gözüküyor'', ''Harika! Lütfen akşam bir şeyler yapalım ben bizimkilere de haber veririm eminim hepsi çok sevinecektir'', ''Ayza..'' dememe fırsat bırakmadan kötü bakışlarını atmaya başladı, ''Cennet itiraz istemiyorum herkes seni çok merak etti'' geri dönüşüm yok gibi gözüküyordu, ''Pekala, ne yapmak istersin?'' sorumdan sonra birkaç saniye düşündü ''Gehanna'ya gidelim mi? Hem üst katında bir şeyler yeriz hem de alt katında biraz eğleniriz'' Beraber üniversitenin ilk yıllarında keşfetmiştik Gehenna'yı. İlk başta sadece restoran zannetmekle birlikte gecenin ilerleyen saatlerin alt tarafa insanların akın etmesiyle gözümüz açılmıştı.
Gehenna cehennem demekti, Ayza muhteşem komik tarafını kullanıp ilk gittiğimizde cennet ve cehennemin ilk buluşması diye şakalar yapıp hepimizi güldürürdü. ''Tamam, sen bizimkilerle konuşursun o zaman'' verdiğim cevaptan tatmin olmuş gibi sesler çıkardı ''Merak etme ben halledeceğim, kalkalım o zaman akşama hazırlanmak için vaktimiz olsun'' Ayza hiç değişmemişti her zaman gördüğüm en pozitif insan olduğunu kanıtlıyordu ama yeri geldiğinde içinden çıkan canavara siz bile inanamazdınız. ''Arabayla mı geldin?'' elimle saçlarımı sırtıma yolladım ''Hayır, yürümek istedim'', ''Arabam şurada hadi gel bırakayım seni'' başımı sallayarak istediği cevabı almasını sağladım. Birlikte arabasına bindiğimizde adresimi bildiği için sürmeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAZAK
General FictionKafamı tekrar onun olduğu yöne çevirdiğimde orda olmadığını fark ettim. Gözlerimle tekrar barı ince ince tararken hala yoktu. Saçmalıyorsun belki de benzettin ya da ne bileyim hayal falandı diye kafamı sallayarak kendime gelmeye çalıştım. İki seneli...