AIW FINAL (PART II)

2K 78 109
                                    

Selam.... Bu son bölüm. Her ne kadar eskisi kadar çok olmasakta, ben ne kadar unicornum varsa hepsini özleyeceğim. Hep bir son düşünmüş, bu zamana dek kaleme alacak zamanı bulamamıştım. Fakat en sonunda başardım, All I Want bu bölümle bitiyor. ADM'den sonra yazmayı denediğim ikinci hikayeydi ve ben memnunum hayallerimi sözcüklere döküp sizlerle paylaştığım için. Çok özeldi benim için, çok değerli bir yolculuktu uzun zaman geçse de... Aslı ve Cam'in öyküsü, benim zihnimde kurduğum gibi unutulmaz olur umarım. Tek temennim size bir şey katmış olması, ufakta olsun yer etmiştir aklınızda umarım.

Neden böyle duygusal bir konuşma yaptım? Bölüm sonunda linç yememek için alxkskxd Spoi vermeyeceğim, okuyun beğenecek misiniz bakalım. Bilirsiniz, tek cümle dahi değiştirebilir hikayenin kaderini o yüzden fake yeme ihtimalinizi göz önünde bulundurup şimdiden sövmeyin (; öhm, neyse.

Bölüm şarkısı:
Umut kaya- Gül güzeli (yabancı olmasa da sanırım bölüme en uygunu bu oldu)


Son defa, iyi okumalar unicornlarım... ♥️


Beyaz hastane koridorlarından hızla geçtim. Yaşıyor muydum şuan? Gözlerimde sebebini bilmediğim bir perde vardı, bulanıktı gördüğüm her şey. Bir tek, meleğimin yüzü netti gözümün önünde. Gülüşü, saçları, güzel mavi gözleri. Utandığında pembeleşen yanakları, gözlerime bakamayacak kadar çekingen olduğundan kaçırdığı gözlerini bir kez daha görebilme fırsatı verir miydi tanrı bana? Sevdiğim kadını bağışlar mıydı? Şuan, bu hastanenin içinde canım tam kaburgamın soluna biri en keskin bıçağı saplamış gibi acımasına rağmen ben bunun bir rüya olduğunu inandırmaya çalışıyordum kendimi.

"Senin için her şeyi feda etmeye razıyım. Yeter ki mutlu ol, baba olmanın huzurunu tat. Karının yüzüne baktığında, çocuklarının annesini görüp gülümse. Tek istediğim bu Cam. Tek istediğim, bebeğimizi kucağına alabilmen."

Girişteki hemşirenin söylediği ameliyathanenin olduğu koridorun başına geldim, bekleyen kalabalığı görünce beynime ani bir sızı girdi. Dizlerimde daha fazla koşacak güç yoktu, kalbim duracak kadar hızlı attığından nefes almakta güçlük çekiyordum.

Annesi... perişandı. Kız kardeşi onu dindirmeye çalışıyordu fakat durmaksızın ağlıyordu, kendini kaybetmişçesine. Annemi gördüm. Gözümün içine baktığında, bir şey olduğunu anlamıştım. Bu normal bir bakış değildi, çünkü annem bu kadar güçsüz görünmezdi benim gözüme hiç "A-anne?"

"Cam, oğlu-" konuşmasına izin vermeden, son birkaç adımı atıp ona yaklaştım "Ufaklığım nerde? O nerde anne?"

"Ameliyata almışlar."

"Ağır yaralı olan... Ashley mi?" sorunun cevabını alamadım, fakat annesinden gelen hiddetli hıçkırık yetmişti. Ölmek üzere dedikleri... karım ve çocuklarım mıydı? Daha sabah beni öperek uyandırıp, kokusunu yatağımda bırakan kadın mıydı?

Duvara tutunup dengede kalmaya çalıştım. Başım dönüyordu, nefes alamıyordum göğüs kafesim daralıp nefes almama izin vermiyordu.

"Bekleyeceğiz. Beklemekten başka çaremiz yok." dedi annem. Soğukkanlılığını koruyormuş gibi yapıyordu, bense olduğum yere yığılacak kadar üzgündüm. Ölüyordum. Üzgün falan değildim ben ölüyordum.

"Onu ben çağırdım," annesi acıyla feryat etti "Benim yüzümden. Onu ben çağırmasam hamileyken ölüm haberini almayı beklemeyecektik... Allah beni kahretsin."

"Ö-ölmedi. Aslı ölmedi." dedim zorlanarak. Fakat onlar beni duymuyordu bile, annesinin acısı o kadar büyüktü ki ayakta kalacak gücü yoktu. Bende şu lanet kapıyı aralayıp içeriye dalıp onu görmek istiyordum. Bana gülümsediğini. Hafta sayıyorduk bebeklerimizin kokusuna doymaya, nerden çıkmıştı bu kaza şimdi? Tam onu benden kimse alamaz derken, ona bir şey olursa nasıl yaşayabilirdim ben daha fazla? O yokken, ben koca bir hiçim. Onsuz yapamam. Ufaklık olmadan bir daha güneşe bakmaya cesaret edemem.

All I Want | Cameron DallasHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin