YAKAMOZUN KARANLIĞI (TAMAMLANDI ve DÜZENLENİYOR)

32.Bölüm

-şu havlu elbiseyi iyice sar üstüne, öyle gir havuza, daha kapalı şeyler niye almadın ki amına koyim çıplak git istersen!

-sen de üzerindeki tişörtü çıkartma Bekir o zaman aaaaa!
havuza giricez bir türlü inemedik senin yüzünden, yok o bikini olmaz, yok o poponun arasına giriyo, yok memelerin taşıyo offf ama yaaaa!

Bekir'de kendi saçma kıskançlığına şaşırmış, karısını üzerindeki avuç kadar bikinilerle görünce çığrından çıkmıştı.

Koltuğa oturmuş sigara üstüne sigara içiyor, yaşımdan dolayı tüm bu yaptığım kıskançlıklar diye düşünüyordu.

İyi de bu kız üniversiteye gidecekti, arkadaşları olacaktı, her zaman dizinin dibinde durmayacaktı ki...

Sinirli elleriyle saçlarını karıştırıp, dizlerine koyduğu kollarının arasına aldı başını..

Biliyordu böyle olacağını...

Bu nedenle çok direnmişti Simirna'ya...

Hayatına kalbine sokmak istememişti...

Buse'yi  bir kere kıskandığını hatırlamıyordu.

On yıl sonra ne olacaktı?

Otuzlarında muhteşem güzelliği, kadınlığın doruğunda bir Simirna ve sonra...

Sonrayı bilmiyordu işte...

Uzun zamandır aşktan gözü dönmüş bunların hiç birini düşünmeden anın tadını çıkarmıştı.

İlaçlarını almayı keşke bırakmasaydı, kafasının içi uyuşuyordu çok uzun zamandan beri ilk defa.

Yerinden kalkıp odadaki küçük bara giderek bardağa ağzına kadar viski koyup, tek yudumda içti.

Kesmedi iki şat daha.

Sonra bir tane daha!

Yatakta bikinisiyle oturmuş kırgın ve biraz da şaşkın gözlerle kendisini izleyen karısına hiç bakmıyordu bile.

Bardağını tekrar doldurup göl manzaralı balkonda koltuğa geçip oturdu.

Bok gibi bir ruh hali içindeydi.

*

Bir şey olmuştu.

Önce şakaya vurmuştu ama sevdiği adam bir anda sanki ilk günlerde ki o bakışlarına ve ruh haline bürünmüştü.

Giydiği bikinilerle alakası yoktu bunun.

Kafasında Simirna'nın hiç hoşuna gitmeyecek şeyler dolanıyordu belli.

Üzerindeki kırmızı bikiniyle yavaşça yerinden kalktı, balkona çıkıp kocasının koltuğunun yanına çöktü, kaslı iri bacağına sarılıp başını dayadı.

Yüzüne bakmıyordu.

Göl manzarasına dalıp, sevdiği adamın bacağında elini dolaştırırken konuşmaya başladı

-insan ilklerini ölene kadar unutmazmış,  sen benim her şeyim ama her şeyimin ilkisin.
Babamla çıplak ayakla denize ilk dokunuşum, babamın anlattığı hikayeler, babamın anneme aşkı, babamla yediğim lahmacun, ilk dondurmam kısaca babamsın. İlk heyecanım, ilk şehvetim, ilk tattığım ten, ilk özgürlüğüm, ilk sarhoşluğum, ilk küfrüm beni ben yapan,  beni yeniden yaratan, şekillendiren, "yüzünü kocasına doğru kaldırıp yaşlı gözleriyle gözlerine bakmasını sağladı" sen benim dünyamsın koca adamım.

Bir süre sessizce oturdular.

Bekir viskisini içip tepkisizce manzarayı izliyordu.

Yavaşça eli kalkıp başını dizine dayamış karısının saçlarını okşayacaktı ki ellerinin titrediğini farkederek geri indirdi.