|One Shot|
My Baby~
Hyoyeon | Ayaklarıma "kara su" denen yorgunluk kavramının indiğini düşünmeye başladım. (Henüz açılamadığım) Sevgilim için doğum günü hediyesi aramaktayım. Beni çıldırtan o fiziğine uygun bir şey bulmak zor. Her şey ona öyle yakışırki, karar veremiyorum. Şapkada karar kıldım ben de. Rengarenk.. Hediye paketinide kendim seçip hazırladım. Ufacık, renkli kağıda yazdığım notu da içine bıraktım. Beğeneceğini ummaktan başka seçeneğim yok. Akşama kadar manikür, makyaj, saç baş derken doğum gününün yapılacağı mekanın önünde buldum kendimi.
YuRi | Lanet olası Hyoyeon'ı arıyor gözlerim. Engellemeye çalışıyorum kendimi. Ama bakmadan edemiyorum. Nasıl doğum günüme geç kalır?! Gelmeme ihtimali var ama bana ne? Kabul etmiyorum! "Hadi Yuri, kutlayalım artık." Taeyeon fazla sabırsızdı. Kollarımı göğüslerimin altında birleştirdim. "Hayır. Hyoyeon gelmedi." Kızların çoğu gözlerini devirmişlerdi. Bir zamanlar peşimi bırakmayan YoonA, sevgilisi Jessica'ya sokuldu. Tiffany Taeyeon'u kollarıyla sarmıştı. "Hadi artık, vazgeç. Gelmeyecek." dedi Hara. Bakışlarım onu irkitmişti. Sonunda merdivenlerin başında gördüm onu. Heyecanımı bastırmaya çalışırken "İşte.. Geliyor.." diye aralandı dudaklarım.
Hyoyeon | Trabzana tutundum. Merdivenin son basamağındayım ve Siyah İnci'min gözleri ben de, üzerimde. Kalabalığı araladı. "Gelmeyeceğini sandım. Aptal. Hemen hediyemi veriyosun." Güldüm. Ne kadar da tatlıydı. Paketi eşsiz ellerine bıraktım. Bu gece kesinlikle ona açılmalıydım. Mumları üfledikten sonra ilk olarak benim hediyemi açtı. Şapkaya bakıp ufak bi cırlamanın ardından kafasına geçirdi. Saçma hareketler yapıp "Yow yow" deyip durdu. Güldük.
"İyi geceler.." Evet, vedalaşma faslı. Benim bebeğim bir yaş daha büyüdü. Daha da güzelleşti. "Gel.. Hediyem bununla sınırlı değil." Gözlerini gözlerime dikip güldü. Uyuştuğumu hissettim. Arabama binip beni bekledi. Yanında aldım soluğu. Bastım gaza.. Aylardır dekore ettiğim eve getirdim onu. Arabadan inip karanlıkta güneş gibi parlayan eve baktı. Anlamadığım bir ifade vardı yüzünde..
Tüm evi dolaştık. Elimi tutuyor ve heyecanla kuş gibi cıvıldıyordu. Çatı katında, şöminenin yanında durdurdu beni. Ateşin sıcağından etkilenmiş duvara terli ve heyecanlı bedenimi yasladı. Tutupta bırakmak istemediğim elleri göğüslerimi buldu. Dudaklarıma odaklandı. Önce bacağını tuttum. Ardından kaldırıp araya girdim. Eteğin altında süzüldü parmaklarım. Dokunduğum an bi inilti patlattı. Bebeğim beni çıldırtıyordu. Ona yaklaşırken duvarla aramdaki mesafeye soktu ellerini. Fermuarın sesi nefes seslerimize karıştı. Elbiselerimiz bedenlerimizi terketti usulca. Ayakkabıları bir kenara fırlattık. Şöminenin önündeki koca yastığa bıraktı beni her saniye daha da tahrik eden bedenini. Parmak uçlarımda yanına ilerledim. Üstüne emeklercesine çıkarken dilim bedenine süründü.
Yüzümü ellerinin arasına aldı. Öpüşmeye başladık. Ellerimi bedeninde gezdirip tekrar elledim onu. Nefes kesintisiyle bıraktı iniltisini. Aralıklarla öpücükler bıraktım bedenine. Muntazam bacaklarını ayırıp bögleye geldim. "Ben de istiyorum.." dedi usulca. Kendi bölgemi ona çevirerek pozisyonumu aldım. O beni, ben onu iniltilerle emiyorduk. Attığım dil darbeleriyle sıçradıktan sonra parmağını soktu. Bağırırcasına inledim. Bu his harikaydı. Ben de ona soktum parmağımı. Kalçalarımda dilini gezdirip bölgeme öpücükler bırakarak hareketine başladı. Ben dil darbelerimi sürdürerek hareketimi hızlandırdım. Acısının zevke dönüştüğünü belirten bi inilti daha bıraktı. İşte benim bebeğim..
Bununla yetinmeyecek kadar istekliydim. Yere uzandım. Bölgesi ağzıma gelicek şekilde üzerime eğildi. Dizlerimi kırarak bacaklarımı iki yana açtım. Çakma 26lığı bölgeme sürtüp soktu. Sokarken beni emdi. Sonun kadar içime girmişti. Bağırdım ve bölgesinin tamamını ağzıma aldım. İnledi. "Evet.. İşte böyle. Devam et.." dedi. 26lığı sokup çıkarmaya başladı. Bir yandan emiyordu. Uyuştuğumu hissetmeye başladım. Ben de artık zamanının geldiğini düşünerek diğer 26lığı soktum ona. Dil darbelerime kaldığımyerden devam ettim.
"Doğum günü hediyesi dediğin budur.. Seni seviyorum Kim Hyo Yeon..."