"Herkesin gövdeme bakarak elini uzattığı yerde, gözlerini indirerek dokundun yüreğime."
-İnsanın Acısını İnsan Alır, Şükrü Erbaş
***
"Şimdi benim buzdan bir döşekte,
Üç büklüm olmuş zavallı sevdam,
Üşüyorsa ölesiye yalnızlıktan;
Bil ki senin hep böyle güvensiz,
Yaşamdan korkar oluşundan."Yüzündeki sade tebessümüyle kendi duyacağı bir şekilde eşlik etti Hüma. "İşte bunun için sevmiyorum seni."
Edebiyat dersinin henüz ilk dakikalarıydı ve hocaları bu sefer derse sevdiğini söylediği bir şiirle başlamayı tercih etmişti. Altmış yaşlarındaki profesörün yaşanmışlık barındıran dingin sesine şiir sahiden de çok yakışmıştı.
"Bu dersi aldığınıza göre olacağını çok sanmıyorum ama aranızda şiir sevmeyen var mı arkadaşlar?"
Kimsenin elinin kalkmadığını görmek yaşlı adamın hafif kırışıklıklarla bezenmiş yüzünün memnuniyetle aydınlanmasını sağlamıştı.
"Güzel. Bugün bol bol şiirden bahsedeceğiz çünkü. Başlayalım o halde-"
Girerken kapattığı amfinin kapısının usulca açılmasıyla konuşması yarım kalmıştı profesörün. Herkes gibi Hüma da gözlerini gelen kişiye çevirdiğinde gördüğü tanıdık simayla kaşları havalandı. Genç adamın daha önce geç kaldığına şahit olmamıştı hiç. Hatta her seferinde kendisinden önce amfiye gelip Hüma'nın hep oturduğu sıranın sağ arka çaprazına oturmuş halde bulurdu onu.
İçeri girip arkasından kapıyı kapatan adamı izlerken onun her zamankinin aksine düzgün bir şekle sokulmuş kumral saçlarına ve ceketsiz kullanmayı tercih ettiği, üzerine onun için dikilmiş gibi tam oturan siyah takım elbisesine baktı.
'Bugün özel bir gün müydü acaba?'
"Kusura bakmayın hocam, katılabilir miyim?" dedi Rüzgar hafif mahcup bir tonda. Derse yetişmek için elinden geleni yapmıştı ancak görünen o ki yeterli olmamıştı.
"Gel bakalım Rüzgar. Çok şıksın bugün."
Hocanın dedikleri Rüzgar dahil sınıftaki pek çok kişiyi gülümsetmişti. Hüma da onlardan biriydi ancak hafifçe eğdiği başıyla bunu gizlemeye çalışarak genç adamın vereceği cevabı bekledi.
"Sizden bunu duymak çok güzel, teşekkür ederim."
Onun her zamanki kibar tavrıyla gülümsemesi büyürken hemen yan tarafından duyduğu fısıldaşmalarla dikkati o yöne kaydı genç kızın. "Ayy çok tatlı ya! Nasıl da nazik... Hem böyle yakışıklı olup hem başarılı hem de böyle iyi biri olmayı nasıl başarabiliyor? VIP kul resmen!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Pietra Miliare
ChickLitÜç genç kızın kurdukları güzel dostluğun, acı tatlı hatıralarının ve yine kendileri gibi çok yakın arkadaş olan üç genç adamla tanışmalarının hikayesi. Biraz senden, biraz benden; bizden bir hikaye. Ve belki de aşkın en temiz halinin hikayesi. *** "...