"Böyle işte.. Ben buraya taşınmadan 3-4 ay önce ayrılma kararı aldık. Gerçi şuan o meseleyi çok önemsediğim söylenemez. Daha iyi oldu bile diyebilirim." Sonsuz hastane merdiveninde iki basamak daha inmiştim.
En yakın arkadaşım -tamam son 2 yıldır görüşmüyor olabilirdik, ama o hala benim en yakın arkadaşımdı- kahkaha atarak koluma elini koymuştu. "Yeni hayat, yeni kızlar diyorsun, öyle mi?"
Gülümsedim. Onunla uzun bir süre görüşmediğimiz -daha doğrusu görüşemediğimiz, çünkü hastanede staj yaptığı sıralar oldukça meşguldü ve ben onu arayamıyordum bile- için gerçekten özlemiştim. "Öyle de denilebilir hyung."
"Tamam tamam. Anladım ben seni Jeongguk." Cümlesini benimle alay eder gibi söylediğinde mızmızlanarak kolumdaki elini ittirmiştim.
Tekrar bir kahkaha patlattığında, duvar tarafında bulunan deri koltuklarda muayene sırası bekleyen birkaç hastanın dikkatini çekmişti. Bunu fark edince hafifçe sesini azaltarak, boğazını temizlemişti. Az önceki neşeli hali yok oluyor gibiydi sanki.
"Ama ciddiyim Kook, hastanemizdeki kızlar cidden güzel. Hatta az sonra seni Hye-Ri ile tanıştırayım. Bakarsın ilişkinizi ilerletirsiniz, ha?" Neşeli hali yok oluyor mu demiştim ben? Ah, unutun dediğimi. Jimin hyunga gözlerimi devirirken gülmüştüm. Afedersiniz ama daha kendisine hayrı yoktu.
Onu beklemeden ilerlerken arkamdan yakındığını duymuştum.
Zemin kattaki koridordan dönerek kantine ulaştığımızda neredeyse boş olan kantin ile derin bir nefes verdim. Yemek yerken yabancı insanların 'hayvan mı bu çocuk' der gibi bakmalarını istemezdim. Ah şey, yemek yemeyi eski sevgilimden daha çok seviyorum da.
"Ne yemek istersin Kookie?" Gözlerimi kantinin menüsünde dolaştırıyordum. Ama kabalık olmasın diye Jimin hyunga sadece tost yemek istediğimi, hatta gidip yemekleri kendim alabileceğimi söylemiştim.
Jimin hyung kabul ettiğinde, onun da yemek istediği yiyecekleri aklıma not edip boş kantin sırasına yönelmiştim.
Alacağım şeyleri söylerken, Jimin hyungun oturduğu masaya çevirmiştim bakışlarımı.
Yanında tanımadığım biri -beyaz önlüğü ile doktor olduğu kolayca anlaşılıyordu- olduğunu fark edince kaşlarımı çatmıştım. Baktığım çocuk gülerek -güldüğünde ağzı kare şeklini alıyordu, sevimli- benden tarafa döndüğünde gözlerimi birkaç kez kırpıştırma gereği duymuştum. Çatılan kaşlarım yavaşça gevşerken, Jimin hyungun söylediği şey aklımda dolaşıp duruyordu.
"Jimin hyung.. Buranın kızları cidden çok güzelmiş."
♡♡♡
"Jeongguk, yemeğini yesene." Jimin hyung bana oldukça sahte bir şekilde gülümsediğinde başımla onaylamıştım. Bacağımda hissettiğim acıyla aniden inlerken, Jimin hyung endişeyle -bence de endişelenmeliydi, hastaneden çıktığımız an bu yaptığı şey için ona bir ton söylenecektim- bana ne olduğuyla ilgili sorular soruyordu. Gören bacağıma tekme atmadığını sanardı.
Sessiz kalmayı tercih etmiştim. Çünkü şuan karşımda -tamam çaprazımda ama olsun, böyle deyince heyecanlanıyorum- afet bir kız otururken böyle çocukça şeyleri düşünemezdim.
Masaya yasladığım dirseklerim sağolsun, masada biraz daha ileriye kayıp Taehyung'a yaklaşmıştım. Yüzüme gevşek bir sırıtış yerleştirirken konuşmuştum.
"Taehyung, ne tür erkeklerden hoşlanırsın?"
Jimin hyung öksürmeye başladığında -bir defa da işleri bozmasa olmuyordu sanki, özür dilerim ama cidden öyle hyung- onu yok sayarak tekrar ateşli hatunuma odaklanmıştım. Of, şunun güzelliğine bakın be! Ne de güzel olurduk biz.
Taehyung gözlerini kocaman açarken sorarca bana bakıyordu. "N-nasıl yani?"
Jimin -bakın hyung demiyorum, çünkü yaptığı şey beni çok sinirlendirmişti- aramıza kara kedi gibi girdiğinde oflamıştım. Bir rahat vermiyorlardı. "Saçmalıyor işte Taehyung.. Bakma sen ona. Yeni geldi ya, Daegu havası çarpmıştır onu."
Kaşlarımı çatarak boş boş konuşan en yakın -artık bu konuda biraz kararsızdım çünkü görüşmediğimiz uzun süre boyunca laf sokmayı bile öğrenmişti, bu benim için büyük bir tehditti- arkadaşıma döndüm. "Hyung bi' izin ver bana ya."
Tekrardan ışık hızıyla önüme dönüp, masada Taehyung'a yanaştığımda bu kez gülümsüyordu. "Yani demek istediğim.. Her kızın ideal tipi olur değil mi? Senin ideal tipin ne? Ne tür erkeklerden hoşlanırsın?"
Art arda sıraladığım cümleler ile nefessiz kalmıştım. Tam akciğerlerimi hastane havasıyla buluşturmak için dudaklarımı araladığımda -evet, ağzımdan nefes alıyorum, ne var?- Jimin hyung yine ve yine araya girmişti.
"İyi de Taehyung erkek?"
Taehyung ile göz kontağımızı kesmeden -ki şuan bana garip bir ifadeyle bakıyordu- Jimin hyunguma cevap yetiştirmiştim. "Hyung sen ne anlarsın ya! Sayende kısmetim kapanacak."
Taehyung gülerek o güzel gözlerini benden kaçırmıştı. Ne gerek vardı ki.. Bakışıyorduk şurada..
"Jungkook, ben erkeğim. Üzgünüm hayallerini yıkmak istemezdim ama."
Sesindeki ciddi ton ile birlikte anında suratımdaki yavşak ifade giderken, boğazımı temizleyerek sandalyemde geriye doğru kaydım. Ağzımda bir şeyler geveleyerek konuştuğumda, söylediklerimi anladıklarından emin değildim. "Ha.. şey.. Anlamıştım ki zaten ben. Kısa saçlı kız mı olur hahaha.."
2-3 dakika boyunca birbirimize bakmış -ben çoğunlukla Taehyung'a bakmıştım elbette- gereksiz bir ölüm sessizliğine bürünmüştük. Buna pek anlam veremiyordum açıkçası. Burada şok olması gereken kişi bendim!
Dudaklarımı kemirirken konuşmakla konuşmamak arasında gidip geliyordum. Ama sanırım bu ikisinin konuşacağı yoktu. "E ama çok güzelsin sen?"
Jimin dayanamayarak bana gülerken -hayır, gülünecek bir şey mi demiştim ben? güzeldi işte, yalan mı..- yanımıza gelen kısa boylu hemşire ile beni unutmuşlardı. Tamam Jimin hyung pek umurumda değildi ama.. Taehyung'un beni görmezden gelmesi üzülmeme sebep olmuştu. Kimse aşktan, sevgiden anlamıyor!
Hemşire ile bir şeyler konuştuktan sonra -onlar konuşurken ben Tae'yi izliyordum, o yüzden pek dinleyememiştim- birlikte ayağa kalktıklarında kaşlarım havalanmıştı.
"Nereye gidiyoruz?"
Taehyung elini saçlarıma daldırıp, yumuşak tutamları okşadıktan sonra bana güzel tebessümünü hediye etmişti. "Sen değil ufaklık. Ben ve Jimin gidiyoruz. Hastaneyle ilgili birkaç şey.. Boşver işte. Belki ileride görüşürüz!"
O konuştuktan hemen sonra Jimin hyung ile yanımdan ayrıldıklarında arkalarından bakakalmıştım. Ne demişti o? Tabiki de görüşecektik!
"Görüşürüz aşkı- şey yani demek istediğim.. Görüşürüz Tae!"
♡♡♡
Merhaba, nasılsınız kdkkdndj
Ben çok iyiyim çünkü uzun zamandır TaeKook yazmak istiyordum.Bölüm nasıl olmuş bilmiyorum. Giriş bölümü olarak düşünebilirsiniz. Giriş bölümü için oldukça uzun ama ehehe.
Ve lütfen şimdiden seme-uke olayına takılmayın. Ya da davranışlara göre bu seme/bu uke demeyin çünkü benim işim belli olmaz :d
Umarım seversiniz ~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
rain | taekook
FanfictionJungkook, Daegu'ya yeni taşınmıştır. Taehyung ise Daegu'nun en iyi hastanesinde çalışan bir doktordur. 》TaeKook 》Fluff @sendemiyaaa