''Baba---bu çok--''
''-garip.Biliyorum, tatlım.'' Youngbae fısıldayıp kızını yanına doğru çekti.
''Çok tatlılar, değil mi?'' Jiyong sırıttığında Youngbae hayretle kafasını salladı.
''Bu çok tuhaf, dostum.''
Üçü de durmuş Seungri'yi çekiştiren kıza bakıyorlardı.Aslında, bu onların ritüeli gibi bir şeydi, Cuma günü demek, hamburger günü demekti.Genelde bir alışveriş merkezine gidip bir nebze olsun vicdanlarını rahatlatıyorlardı, çünkü kızlarıyla çok fazla vakit geçirdikleri söylenemezdi.Ama bu Cuma, biraz tuhaf bir cumaydı.
''Hayır, Seungri!''
''Gidip en sağlıksız olanı seçiyorsun, Mi!''
''Ama şuna bak--'' Kız bir eliyle çocuğun kolunu tutup ötekiyle afişlerden birini işaret etti ve parmak uçlarına doğru yükseldi. ''--eğer onu alırsan, yanında o pembe evi hediye olarak veriyorlar.''
Seungri gözlerini kısıp kızın kastettiği eve baktığında Jiyong gülmeye başladı.Yoonmi gerçekten nerede sağlıksız bir şey varsa, kokusunu alırdı.
Seungri lila kazağı ve siyah pantolonuyla tatlı görünüyordu, Yoonmi yanında turuncu elbisesi ve beyaz ayakkabılarıyla daha da tatlı görünüyordu.Yanında durmuş, çocuğun kazağının koluna asılıyordu, bu da Seungri'nin hafifçe eğilmesine neden olmuştu.
''O ev hiçbir şeye benzemiyor.''
''Hadi ama! Baba---Baba! Seungri'ye bir şey söyle!'' Kız bir anda onlara doğru dönünce Jiyong kollarını iki yana açıp karışmayacağını ima etti.
''Beni babana mı şikayet ediyorsun?'' Çocuk kaşlarını kaldırarak sordu.
''Hayır.'' Yoonmi hızla cevaplayıp tekrar ona döndü. ''Ama onu istiyorum!''
''İyi--- buraya gel.'' Seungri kızı koltuk altlarından kavrayıp tezgahın üzerine oturttuğunda, Jiyong kasada duran çocuğa ne dediğini bilmiyordu.Ama Yoonmi'nin suratına bakılırsa istediği aşırı sağlıksız olan şey her neyse, onu aldırmış gibiydi.
''Artık onu seviyor mu?'' Ji Eun, Jiyong'a sorunca adam sırıttı.
''Bilmem, sence?''
''Teşekkür ederim!'' Yoonmi Seungri'nin yanında gelirken gülerek söyledi ve hızla babasının yanındaki sandalyeye oturdu.
''Sanırım artık yeni babana alışıyorsun.'' Youngbae gülümsedi ama Yoonmi ve Seungri aynı anda kafalarını kaldırıp ona baktı.
''O babam değil.''
''Kesinlikle değilim.''
''Bekleyin--'' Ji Eun aniden gözleri parlayarak söylediğinde Jiyong'un içini bir korku saldı.
''İstediğimiz kişiye öyle seslenebiliyor muyuz?!'' Kız heyecanla sorunca Jiyong hızla kafasını salladı.
''Hayır!''
''Riri!'' Bu sefer de Ji Eun çocuğun kazağına tutununca Seungri iç çekti. ''Sana öyle seslenebilir miyim?''
''Ji Eun bu biraz---''
''Seslenemezsin.'' Yoonmi aniden sakin bir şekilde söyleyince Seungri gözlerini kısıp ona baktı.
''Neden? En azından söylediklerimi dinliyor.''
''Evet!'' Kız gülerek söyledi ve tepsisini işaret etti. ''Bunun daha lezzetli olduğunu söyledi ve onun istediğini seçtim!''
''Gördün mü?'' Seungri kaşlarını kaldırarak söyleyince Yoonmi gayet sakin bir şekilde patates kızartmalarına yöneldi.