Yürüyordum... Sahilde gecenin serin rüzgarını içime çeke çeke... Yürüdükçe daha iyi olduğumu hissediyordum . Sonra yavaş yavaş sahilden ayrıldım . Bir caddeye çıktım. Caddeden sonra ara sokaklara girdim gittikçe yeni bir sokak yeni bir çıkmaz ...
Sonra kendimi birden bir ormanın tam ortasında buldum. Sağa bakıyorum karanlık ve sadece ağaçlar sola bakıyorum aynısı arkama, önüme her yer aynı arkama tekrar baktığımda ağaçların arasından hızla birinin simsiyah giyinmiş birinin geçtiğini görüyorum biraz önceki korkum iki katına çıkıyor.
Arkama tekrar baktığımda bir şey göremiyorum ve bundan cesaret alarak hızla koşmaya başlıyorum. Hızlandıkça hazırlanıyorum nereye hangi yöne gittiğimi bilmeden sadece koşuyorum. O kadar yoruluyorum ki dinlenmek için ellerimi dizlerime koyup başımı yere eğiyorum .Nefesimin düzene girmesini bekliyorum. Biraz daha böyle dinlendikten sonra başımı kaldırıyorum.
Ormandan çıkmıştım ama bu seferde karga seslerinin yükseldiği bir mezarlıktaydım . Biraz önceki korkum tekrar gelmişti mezarlıktan küçüklüğümden beri cok korkardım. Ama belki ordan geçersem buradan kurtulabilirdim .
Ve kararımı verdim mezarlığın içine adımımı attım korkumda bu adımla artmıştı. Hızla yürümeye başladım sanki yürüdükçe mezarlık uzuyormuş gibi geliyordu ya da gerçekten mezarlık büyüktü. Ormandaki gibi hızlanmaya başladım kargalarda seslerini iyice arttırmıştı. Olanca gücümle koşmaya başlamıştım ki birden ayağım takıldı birden kendimi bir mezarın üzerinde buldum ve bağırmaya başladım. " İmdaaaat ! Yardım edin kimse yok mu ? İmdaaaaaaaat ! " Yoktu işte kimse yoktu kim gecenin bu saatinde mezarlıkta olsundu ki benimkide soru .
Yavaş yavaş kalkmaya çalıştım ama olmuyordu ayağım burkulmuştu. Son bir kez daha tüm kuvvetimle denedim ve yavaşça ayağa kalktım üzerimde bembeyaz bir elbise vardı bunu daha yeni fark etmiştim bu elbisenin benim üzerimde ne işi vardı.
Kafamı kaldırdım ve gördüğümle şaşkına döndüm. Bir kız çocuğu bu çocuğun burada ne işi vardı. Daha da garip olani ise bu kızın üzerinde de beyaz bir elbise vardı. Elinde ise oyuncak bir bebek . Ama saçları yüzüne geldiğinden yüzü gözükmüyordu. Yanına yürümeye başladığımda ise cevap vermeden elini kaldırıp durmamı işaret etti . Bende "Senin burda ne işin var , hadi gidelim burdan "dedim ama kız cevap vermek yerine kafasını iki yana salladı. Ben tekrar konuşmaya başladım."Kiminle geldin sen buraya ? Adın ne ? " demiştim ki kız çığlığı bastı ellerim istemsiz olarak kulaklarıma gitti . Ses kesilince ellerimi kulaklarımdan çekip karşımdaki kıza baktım ama yoktu . Hemen etrafıma bakındım ama hiçbir yerde yoktu .
Birden hatırladım kızla konuşuyorum derken kendimi unutmuştum. Yine yürümeye devam ettim yürüdükçe ayağım biraz daha iyi oluyordu yine hızlanmaya başladım. Koştum daha da koştum ve birden önümdeki çukuru görmeyip hızla çukura doğru yöneldim durmak istiyordum ama duramıyordum ve tamda çukura düşecekken birisi beni sıkıca tuttu ve düşmekten kurtuldum . Tutan kişi bileklerimden yakalayıp beni kendisine doğru çekip sarılmıştı karanlıkta yüzünü göremiyordum . Sadece sesini duydum "İyi misin ? " "İyiyim " demiştim ama hiçte iyi olduğumu düşünmüyordum. Kendime geldiğimde "Kimsin sen ?" diye sorunca cevap vermeyip daha da sıkı sarılmıştı.
Ben bir daha soru soracakken birden sarılmayı bırakıp "Kendine dikkat et " dedi ve koşturarak arkasını dönüp gitti. Bende "Gitme ! Beni burda bırakma korkuyorum "dedim ama çoktan ortalıktan kaybolmuştu. Ben ise sadece arkasından bakıp kaldım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÖKYÜZÜM
Roman d'amourHer tesadüf bir başlangıçtır.... Ama bazı tesadüfler sonsuzluğa ulaşır.... Öykü ve Emre ' nin aşkları sonsuzluğa ulaşabilecek mi ? Güzel bir başlangıç, güzel bir sonsuzluktur.....