yirmi dört

3.9K 190 136
                                    

"Benim bebeğimden uzak dur artık."

Nayeon, hemen arkamda duran ve ok atmama yardım eden Jungkook'a tısladığında hafifçe kıkırdamaya başladım fakat bu Jungkook'un "Hedefi kaçırıyorsun." uyarısıyla yarıda kesildi.

Yaklaşık yirmi dakikadır, Nayeon, ben ve Seulgi ok atma çalışmaları yapmaya başlamıştık. Yan tarafımızda çalışan Twice, sıkıldılar olsa gerek on dakika önce yemekler hakkında konuşup bizi koridorda yalnız bırakmışlardı.

Jungkook, Jimin ve Yoongi üçlüsü de bunu beklermiş gibi bağıra çağıra yanımıza geldiğinde etrafta bulunan çalışanların bakışlarını üstümüze çekmişlerdi.

Daha sonra Jungkook, imalı bir sesle "Sana yardım edeyim, sevgili hoobaem." deyince bize yabancı olan insanlar hiçbir şeyden şüphelenmemiş –umarım öyle olmuştur- ve yaptıkları işlere devam etmişlerdi.

"Sen noonanı görmezden mi geliyorsun, velet?"

Nayeon, dibime kadar girip gözlerini Jungkook'a diktiğinde başımı hafifçe eğip hedef tahtasını görmeye çalıştım.

"İkiniz de benden uzaklaşır mısınız? Çalışmaya çalışıyorum." diye mırıldandığımda Nayeon "Sen iste yeter, böceğim." demiş ve yanağıma bir öpücük kondurup geri çekilmişti.

Şu sıralar bana olan sevgisi oldukça artmıştı, şüphelenmeli miydim, bilmiyordum. Jungkook da geri çekildiğinde bir metre uzaklığındaki sandalyelerde oturan diğerlerine katıldılar ve 'beni kimin daha çok sevdiği' hakkında saçma sapan bir tartışmaya girdiler.

Birkaç dakika daha pratik yaptığımda oldukça iyi olduğuma kanaat getirerek geri çekildim ve beni izleyen görevliye malzemeleri verip onlara yürüdüm.

"Haru-ah!"

Bulunduğumuz ortamdan gelmeyen sesle birkaç saniyeliğine bizimkilere bakmış ardından başımı sola çevirmiştim. Chaeyoung, utangaç bir tavırla bana gülümserken elimle gelmesini işaret ettim ve kolumu omzuna attım.

"Merhaba, sunbae-nim."

Saygıyla eğildiğinde bizimkiler de eğilmiş ve "Merhaba." diye karşılık vermişlerdi.

Ablalarım, Chaeyoung'u tanıyordu fakat Bangtan'ın onunla tanıştığımı yeni öğrendiklerini yüzlerindeki tuhaf ifadeden anlamıştım.

"Biz," dedikten sonra Jungkook'un koluna dokundum. "Dolaşmaya gidiyoruz." dedim.

Jungkook, başıyla onayladıktan sonra benim rahat davranmamdan cesaret alarak başımı okşamış ve "Dikkatli olun." diye uyarmıştı.

Chaeyoung'u döndürüp geldiği yöne götürürken duvar kenarında duran birkaç Twice üyesine selam vermiştim.

"Eee," dedim heyecanlı sesimle. "Chan'la nasıl gidiyor?"

Tuhaf sesler çıkarıp koluma vurduğunda yüzümdeki sırıtış git gide büyüdü ve fangirl moduna girip küçük bir çığlık attım. O sıra ortak salona gelip bir şeyler atıştıran idollere kısa bir bakış atmıştım.

"Benim aksime oldukça gürültülü ve hareketli ama onu seviyorum."

Bana uzattığı meyve suyunu içerken 'hm'ladığımda görüş açıma giren bedenle sinsice sırıtmış ve onun duyacağı bir sesle bağırmıştım.

"Chan-ah!"

Yanında duran Vernon da bize döndüğünde elimle gelmelerini işaret ettim. Chaeyoung, elini svetşörtüme atıp sıkarken bunun sadece utancından olduğunu bildiğimden sırıttım ve saçlarını karıştırdım.

Fated♧JungkookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin